Ankara'da e-ticaret işiyle uğraşan G.T. ile Kayseri'de yaşayan M.S., geçen yıl aralık ayında internet üzerinden tanışarak sevgili oldu. M.S., ilişkileri süresince G.T.'nin evine yemek ve içeceklerin yanı sıra cep telefonu, saat, epilasyon cihazı, gözlük gibi pahalı hediyeler ve banka hesabına da para gönderdi. G.T., 3 ay sonra M.S.'den ayrıldı. M.S., barışma teklifine olumsuz cevap veren eski sevgilisine Kayseri İcra Dairesi aracılığıyla, hediyelerin toplam ücreti olan 130 bin lirayı geri ödemesi için ödeme emri gönderdi. Taşındığı için ödeme emri eline ulaşmayan ve itiraz edemeyen G.T.'nin, icra takibi sonucu avukatlık ücreti dahil banka haczi ile hesabındaki 140 bin lira tedbirle çekilerek, M.S.'ye ödendi.
G.T., haksız icra takibi yapıldığı gerekçesiyle paranın iadesi için avukatı aracılığıyla Kayseri Nöbetçi Hukuk Mahkemesi'ne başvurdu. Avukat başvuruda M.S.'nin ilişki boyuncu müvekkilinin talebi olmamasına rağmen kendisine sürpriz yaparak hediyeler gönderdiğini, hiçbir şekilde borç olarak vermediğini, icra tarafından gönderilen ödeme emrine elinde olmayan nedenlerle süresinde itiraz edemediği için dava açma zorunluluğu doğduğunu belirtti. Başvuruda ayrıca sevgililerin birbirlerine aldığı hediyelerin bağış statüsünde sayılacağının tüm Yargıtay kararları ile sabit olduğu da vurgulandı. G.T. bu süreçte, Kayseri'den Ankara'ya oturduğu siteye taşındığını ve kendisini sürekli takip edip, rahatsız ettiğini ileri sürdüğü M.S. hakkında aile mahkemesine de başvurarak 3 ay uzaklaştırma kararı aldırdı.
'EVLENME VAADİYLE DOLANDIRDI'
M.S. ise G.T. hakkında, kendisini evlenme vaadiyle dolandırdığını iddia ederek savcılığa suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu dilekçesinde M.S., G.T.'nin evlenme vaadinde bulunduğunu, her fırsatta aşık olduğunu dile getirip güven tazelediğini, kendisinin de bundan etkilendiğini belirtti. M.S., avukatı aracılığıyla verdiği dilekçesinde G.T. hakkında ayrıca hakaret, tehdit, iftira ve fuhuş iddialarında da bulundu.
'BENİM TALEBİMLE OLAN HEDİYELER DEĞİLDİ'
G.T., M.S. ile uzak mesafe ilişkileri olduğunu, 3 ayda 2-3 kez yan yana geldiklerini ileri sürerek, "Çok ilgiliydi, düşünceliydi, güven verici davranışları vardı. Bu yüzden kendisine karşı iyi niyetli duygular besledim. Bu süreçte, saat, telefon, beyaz eşya, küçük ev aletleri, gözlük, kıyafet gibi hediyeler aldı bana. Hiçbirisi benim talebimle olan hediyeler değildi. Bir bakıyordum evime kargo gelmiş. Aniden 'Ben sana şunu aldım' diye mesaj geliyordu. Hesabıma gönderdiği paralar da benim talebimle olan şeyler değildi. Kendisi bu şekilde tercih etti. Sonradan ayrılınca benden geri istedi. Ben geri vermeyi kabul ettim. Hazırladım her şeyi. Sonradan almak istemedi. 'Ben hediyeler için yapmadım. Ben seninle barışmak için yapıyorum. Seninle muhatap olmak için yapıyorum. Hediyeler umurumda değil benim' gibi şeyler söylemeye devam etti. Her yerden engelli olduğu halde mail yoluyla ulaşmaya başlamıştı. Mailden ulaşamazsa hesabıma para gönderip açıklama kısımlarına mesajlar bırakıyordu" dedi.
G.T., M.S.'nin kendisini takip ettiğini, Ankara'ya taşınarak kendi oturduğu siteden ev tuttuğunu ileri sürerek, "Mail yoluyla bana kira kontratını gönderdi. 'Taşındım, senin için geldim' şeklinde sürekli mailler alıyordum. Tehdit mesajları atıyordu. Uzaklaştırma kararı aldırdım, 3 kez ihlal etti. Çirkin ithamlarda ve çirkin iftiralarda bulunuyor. Tanışma şeklimizi çok farklı anlatarak, çok farklı lanse ederek, her sevgilinin arasında geçebilecek özel konuşmaları benim yakın çevremle paylaşıyor. Bu süreç beni psikolojik anlamda çok yıprattı" ifadelerini kullandı.
'İFTİRA ATARAK GÜÇSÜZLEŞTİRMEYE ÇALIŞIYOR'
G.T.'nin avukatı Betül Yüksel ise "Sevgililik sürecinde alınan hediyelerle alakalı başlatılmış haksız bir icra takibi var. Türk hukukunda nişan kavramı ve nişan hediyelerinin iade edilmesi medeni hukukta yer alan bir olay. Burada ise kısa bir sevgililik döneminde, istem dışı alınmış hediyelerin iadesi hakkında açılmış haksız bir icra takibi var. Hukuki boşluklardan yararlanarak ilamsız bir icra takibiyle, bu takibin de tebligatının usulsüz yapılması nedeniyle, müvekkilimin hayatını etkileyecek tüm birikimin banka hacziyle elinden alınıyor. Müvekkilimi mağdur etmek, müvekkilimi hayattan soğutmak, korkutmak amaçlı bir icra ile yıldırma politikası izleniyor. Ayrıca müvekkilime iftiralar atarak, karalayarak, itibarsızlaştırarak güçsüzleştirilmek isteniyor. Haksız iftiralarla suç duyurusunda bulunuyor. 'Benden hediyeler aldı, beni dolandırdı' diyor. Yaşadığı birlikteliği, 'Benimle para karşılığı fuhuş yaptı' diyerek hayatını itibarsızlaştırmaya çalışıyor. İlgili şahıs ısrarlı takip ve tacizlerine devam etmekte. Müvekkilim itibarsızlaştırma hareketinden sonra can güvenliğinden de endişe duymakta. Koruma kararlarını aldık ancak koruma kararlarının icra edilebilirliği noktasında sıkıntılar yaşıyoruz. Biz hukuk önünde mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.