Bugün normal olarak Türkiye'de işsizlik konusunu ele aldığımız bir önceki yazımızı sürdürecektik...

Ancak Türkiye'de gündemin hızla değişmesi bizim yazı akışımızı da etkiledi...

O nedenle işsizlik konusuna bir süre ara vererek Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde gerçekleştirmeyi planladığı harekata ilişkin gelişmeleri yorumlamaya çalışacağız.

***

Gündemi belirleyen açıklamada Trump, pazartesi günü saat 18.00 itibariyle attığı bir tweet mesajında, 'Türkiye, benim büyük ve emsalsiz bilgeliğimle sınırları aşmak olarak değerlendirdiğim bir şey yaparsa, Türk ekonomisini yıkar yok ederim' dedi...

Mesajda, bu cümlenin hemen ardından parantez içinde daha da küstah bir uyarı yer aldı: 'Bunu daha önce de yaptım'..

Mesajın 'şok edici' olmasının nedeni bu itiraftı!

***

Oysa Trump, bu mesajdan yalnızca bir gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı aramış ve Washington'da bir görüşme için davet etmişti...

Bir gün sonra da saat 14.40'da, yani mesajın atılmasından bir kaç saat önce 'Bu saçma ve sonu gelmeyen savaşlardan kurtulmanın ve askerlerimizi eve getirmenin zamanı geldi' demişti...

ABD Savunma Bakanı Mark Esper de o saatlerde Twitter üzerinden yaptığı 'Bakanlık, Suriye'nin kuzeydoğusuna bir Türk operasyonunu onaylamıyor' şeklindeki paylaşımını silerek Türkiye ile bir uzlaşmaya varıldığı izlenimi vermişti.

***

Yazımızın başında sözünü ettiğimiz mesajın şaşırtıcı ve çelişkili göründüğünü söylememizin nedeni, 'küstah açıklama'nın Türkiye'nin müdahalesine yeşil ışık yakar görünen bu açıklamalardan saatler sonra yapılmış olması ve öncekilerden çok farklı bir ton taşımasıydı...

Ancak Trump'ın şaşırtıcı mesajları bununla da kalmadı...

'Şok yaratan' mesajın uyandırdığı tepkiler karşısında yeni bir açıklama yapan Trump, bu kez, 'Suriye'de kimsenin tarafını tutmuyoruz... Erdoğan ile çok iyi ilişkimiz var.' ifadesini kullandı.

***

Bu çelişkili açıklamalar yalnızca Türkiye'de değil ABD'de de tepki topladı...

Ancak tepkilerin yönü Türkiye'dekilerden çok farklıydı...

Örneğin Trump'ın 2016 seçimlerindeki rakibi Hillary Clinton sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada , 'Başkan sadık müttefiklerimiz ve ABD'nin kendi çıkarları yerine Türkiye ile Rusya'nın otoriter liderlerinin safında yer aldı. Aldığı karar ile hem Kürt'lere, hem de başkanlık yeminine ihanet etti' sözleri yer aldı.

***

Clinton'un bu sözlerini kendisinin başkanlık seçimlerinde Trump'a karşı yarışıp kaybeden bir politikacı olmasına bağlamak mümkündü...

Ancak bir başka politikacının, Trump'ın partisinin mensubu Lindsay Graham'ın da benzer ifadeler kullanması tepkilerin çok farklı boyutlara ulaşacağını gösterdi...

Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz günlerde New York'ta gerçekleşen Birleşmiş Milletler 74'üncü Genel Kurul görüşmeleri sırasında Trump'la görüşmesi beklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmeyi onun en yakın adamı olarak bilinen Senatör Lindsay Graham'la yapmış, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun da katıldığı basına kapalı görüşmenin ardından Graham Anadolu Ajansı muhabirine Türkiye için şu övücü sözleri söylemişti:

'Türkiye ile daha stratejik bir ilişki kurma noktasında umutluyum; ayrıca Türkiye'nin F-35 programına geri dönmesi ve belki serbest ticaret anlaşması yapılması oldukça önemli. Türkiye sadece Suriye değil, tüm bölge için çok önemli bir müttefik.'

Aynı Graham'ın, Trump'ın Suriye'den ABD askerlerinin çekileceği açıklamasının ardından Twitter hesabından yaptığı açıklamada ise şu ifadeler yer aldı:

'Demokrat Senatör Chris Van Hollen ile şimdi Suriye'deki durum hakkında konuştum. Suriye'ye girmesi halinde Türkiye'ye iki parti olarak yaptırımları getireceğiz ve IŞİD halifeliğinin yıkılmasında ABD'ye yardım eden Kürt güçlerine saldırmaları durumunda da Türkiye'nin NATO üyeliğinin askıya alınması çağrısı yapacağız. Türkiye'ye karşı yaptırımların veto edilmemesini umuyor ve bekliyoruz.'

(Devam edecek)