Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanan günün tam adı, Dünya Emekçi Kadınlar Günü...

Bu 'küçük' ayrıntının önemi büyük...

Çünkü kadınların toplumsal durumlarının düzeltilmesi büyük ölçüde onların çalışma yaşamına katılmalarına bağlı.

***

Bunun çok açık bir nedeni var...

Kadınların bağımlılaştırılması onların 'ekonomik özgürlüklerinin' yok edilmesiyle yakından ilgili...

Ataerkil toplumsal düzenin baskısı ekonomik çaresizlikle birleştiğinde kadın çaresiz kalıyor...

Kadınların özgürlük macadelesi hep siyasal, toplumsal ve ekonomik haklar mücadelesiyle birlikte gelişiyor...

İş yaşamındaki hakların kazanılması, siyasi hakların kazanılmasıyla el ele gidiyor ve toplumsal baskı ancak bu ikili mücadelenin başarısı durumunda geriletilebiliyor.

***

Kadın hakları açısından en 'karanlık çağ', Ortaçağ...

Kapitalizm çağında 'ucuz işgücü' olarak kadın emeğine duyulan ihtiyaç, ister istemez kadın mücadelesine güç veriyor...

Kadınlar bu mücadeleler sırasında hapislere atılıyor, kötü muamelelere maruz kalıyor ve daha bir çok bedel ödüyor; ama sonunda haklarını büyük ölçüde elde ediyor.

***

Türkiye, kadın haklarının nisppeten kolay elde edildiği bir ülke...

Türkiye Cumhuriyetini kuran Kemal Atatürk, o dönemdeki bir çok siyasi liderin aksine kadın haklarının en büyük savunucusu...

Onun önderliğinde, kadınlara bu haklar adeta 'bağışlanıyor'!

***

Bunu söylerken elbette Cumhuriyet öncesinde bizde de kadınlarla erkeklerin eşitliğini savunan 'öncü kadınlar'ın verdiği mücadeleyi unutmuyoruz...

Kadınların haklarının tanınmasında Mustafa Kemal Atatürk'ün aydın kişiliği kadar onların ulusal kurtuluş savaşına yaptıkları katkılar da önemli...

Eğer Anadolu'da bebeğinin kundağına top mermisini sarıp kağnılarla Ankara'ya mermi taşıyan kadınlar olmasaydı; meydanlarda ulusal kurtuluş savaşına çağrılar yapan daha sonra gibi sırtına üniforma giyerek orduya katılan Halide Edip gibi ya da müfreze kurarak dağlarda çarpışan Kara Fatma gibi kadınlar olmasaydı, herhalde o haklar o kadar kolay elde edilemezdi.

***

Türkiye'de kadın özgürlüğü hareketinin başlangıcı II. Meşrutiyet dönemine kadar uzanıyor...

Ancak o zaman bu hareket 'elit' bir kesimle sınırlı kalıyor...

Sultanahmet mitinginde yaptığı ünlü konuşma ile tanınan Halide Edip Adıvar, II. Meşrutiyet dönemine damgasını vuran İttihat ve Terakki döneminde kadınlara sağlanan haklardan yararlanabilen 'öncü' kadınların bir örneği.

***

Halide Edip, o dönemde üst düzey bir memur olan babasının da teşvikiyle Rıza Tevfik'ten felsefe, Salih Zeki'den matematik dersleri alıyor, Vakıf okullarına müfettiş olarak atanmadan önce kız öğretmen okullarında öğretmenlik yapıyor...

Daha sonra Teali-i Nisvan (Kadınların Yükselişi) adıyla bir dernek kurarak kadın haklarını savunuyor...

Milli Mücadelenin başlangıcında önemli bir rol oynamasında ve İstanbul'daki mahkeme tarafından Mustafa Kemal ile birlikte idama mahkum edilen beş kişiden biri olmasında aldığı o eğitimin ve üstlendiği 'öncü kadın' rolünün önemli bir payı var.

***

Ulusal Kurtuluş Savaşının adı günümüzde unutulmuş pek çok başka kadın kahramanı da o hakların elde edilmesine katkıda bulunuyor...

Güney Cephesinde IX. Tümene bağlı bir gönüllüler müfrezesine kumanda eden ve 1 Temmuz 1920'de Osmaniye'de Fransız işgalcilere karşı savaşırken can veren Tayyar Rahmiye Hanım, onlardan biri...

Gördesli Makbule Hanım da, 1921'de evlendikten hemen sonra kocasıyla birlikte bir çete kuruyor ve aylarca düşmanı uğraştırdıktan sonra bir çatışmada şehit düşüyor.

***

Onların yanı sıra İzmit'te bir birliğe başarıyla komuta eden Fatma Seher Hanım...

Adana cephesinde Emin ve Derviş ağaların komuta ettiği müfrezeye gönüllü yazıldıktan sonra Fransız kuvvetlerine yol göstermek bahanesiyle onları milislerin pusuda beklediği Karaboğaz geçidine yönlendiren, daha sonra firar ederek tekrar müfrezesine katılan ve o savaşta düşmana ağır zayiat verdiren Hatice Hanım...

Sakarya Savaşı sırasında cephane taşıyan bir konvoya katılıp yolda doğum yaptığı için geri gönderilmek istenen, ama 'Ben bunları nasıl bırakırım? Ordu cephane bekliyor' diyerek yoluna devam eden o 'isimsiz' kadın...

Hepsi kadın haklarının elde edilmesinde küçümsenmeyecek bir rol oynuyor.

(Devam edecek)