'Tam kapanma' kararının açıklandığı gün 'Uzunca bir süredir bu köşede Türkiye'nin gerçek gündeminin ekonomi ve koronavirüs salgını olduğu gerçeğini dile getiriyor ve ekonomi açısından bazı handikaplar taşısa da 'kapanma'nın bir zorunluluk haline geldiğini savunuyoruz' demiş...

Ve 'Ayrıntılar konusunda bir belirsizlik olsa da bu karar doğrudur' diye eklemiştik...

Ancak kararın içeriğine ilişkin açıklamalar geldikçe kafamız karıştı.

***

İçişleri Bakanlığı'nın 29 Nisan-17 Mayıs tarihlerindeki tam kapanmaya ilişkin 81 il Valiliğine gönderdiği genelgede tam '42 kalem' sosyal grup kısıtlamadan muaf tutulmuş...

Bu grupların bir bölümü zorunlu olarak çalışması gereken güvenlik görevlileri, sağlık çalışanları ve benzeri kamu görevi yapan kişilerden oluşuyor...

Ama muafiyet kapsamına alınan bazı grupları görünce, insan hayretler içinde kalıyor...

Örneğin;

-'Üretim ve imalat tesisleri ile inşaat faaliyetleri ve bu yerlerde çalışanlar',

-'Muafiyet nedenine bağlı olmak ve ikametlerinden işyerlerine gidiş/gelişleri ile sınırlı olmak kaydıyla serbest muhasebeciler, serbest muhasebeci mali müşavirler, yeminli mali müşavirler ile onların yanında çalışanlar'

-AVM içlerindeki zincir marketlerde ve AVM içlerindeki restoranlarda çalışanlar. vb...

***

Muaf tutulanlardan yalnızca 'üretim ve imalat tesisleri ile inşaat faaliyetlerinde çalışanlar' dikkate alınsa bile, sayılar milyonlarla ifade edilebilir...

Nitekim, DİSK'in araştırma birimi DİSK-AR'dan gelen açıklama da bu kanıyı doğruluyor... Açıklamada muafiyet kapsamına girenlerin sayısının on milyonları bulacağı belirtiliyor ve şunlar söyleniyor:

'DİSK-AR tahminlerine göre 26,8 milyonluk istihdamın yaklaşık yüzde 61'i (16,4 milyon) kapanmadan muaf sektörlerde çalışırken, istihdamın yaklaşık yüzde 22'si (6 milyon) kapanmadan kısmen muaf sektörlerde ve yaklaşık yüzde 17'si (4,4 milyon) ise kapanma kapsamındaki sektörlerde çalışıyor.

'TÜİK Hanehalkı İşgücü Araştırması 2020 yıllık verilerini kullanarak yaptığımız hesaplamaya göre istihdam edilen toplam 26 milyon 813 kişinin 16 milyon 393 bini 'tam' kapanmadan muaf sektörlerde çalışırken, 4 milyon 447 bini tam kapanmadan muaf olmayan sektörlerde çalışıyor. 5 milyon 973 bin kişi ise kapanmadan kısmen muaf sektörlerde çalışıyor. Böylece istihdamın yüzde 61'i kapanma döneminde çalışırken, yüzde 17'si kapanmadan yararlanabiliyor. Kapanmadan kısmen muaf olanlar ise yüzde 22 civarında. Böylece kısmen muaf olan sektörlerde çalışanların bir bölümü de eklendiğinde kapanmadan muaf olan sektörlerde çalışanlar istihdamın yaklaşık yüzde 70'i civarına yükselebiliyor.'

***

'Kapanma'dan muaf tutulanlar yalnızca 'çalışanlar'la sınırlı kalsa yine iyi...

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, tam kapanma sürecinde camilerin açık olacağını belirterek,'Camilerde cemaatle namaz kılınacak. Kapanma günleri bundan önce de oldu. Camilerimiz açık. Teravih namazı hariç cuma ve vakit namazlarımız kılınıyor.' diye açıklama yapıyor...

Böylece, 'camiye gidiyorum diyenler' de muafiyet kapsamı içine alınmış oluyor!

***

Sokağa çıkmaya ilişkin kısıtlamalar alabildiğine gevşetilirken, başka tür yasaklarla insanların yaşam biçimlerine müdahale ediliyor... Örneğin, tam kapanma sürecindeki yasak ve muafiyetleri düzenleyen genelgeye içki satışına getirilen yasak da ekleniyor...

Hukukçu Prof. Ersan Şen, İçişleri Bakanlığı'nın koronavirüs pandemisine ilişkin yasakları düzenleyen genelgeleri çıkarma yetkisi olmadığını, içki satışının da kanun çıkarılmadan yasaklanamayacağını belirterek bu karara itiraz ediyor. Ama bu itiraza kimse kulak asmıyor; aksine, Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, 'tam kapanmada' sigara içmenin de yasaklanması için çağrıda bulunuyor...

Bu arada kapanmadan zarar görecek esnafa destek verilmesine ilişkin önerge TBMM'de AKP ve MHP oylarıyla reddedilerek bu insanlar kaderlerine terk ediliyor.

***

İnsan bu gelişmelere bakınca, 'Bu nasıl tam kapanma'; acaba kapanmayı desteklemekle yanlış mı yaptık?' diye sormadan edemiyor.