Atatürk'e tam yetkili ordu müfettişi olarak Anadolu'ya geçme görevi verilmesinin ardındaki nedenleri irdeleyen yazılarımızın üçüncü bölümünde Mustafa Kemal Paşa'nın orduyu toparlamak ve Anadolu'ya geçerek silahlı direnişi başlatmak amacıyla harcadığı çabaların Padişah Vahdettin'in tutumu nedeniyle nasıl amacına ulaşamadığını anlatmış...
Ancak Mustafa Kemal'in beklediği fırsatın başka bir vesileyle hiç beklenmeyen bir biçimde ayağına geldiğini söylemiştik...
İronik bir biçimde bu fırsatı yaratan bizzat İngilizlerin izlemiş olduğu politika oldu.
***
İngiliz Hükümetinin yenilgiye uğrattığı Osmanlı devletine karşı uyguladığı politikanın özü, devleti kendisine doğrudan bağlı azınlıklar aracılığıyla parçalamak ve Türk ağırlıklı kesimi Orta Anadolu bozkırına hapsetmekti...
Bu amaçla İngiltere Yunan ordusunu İzmir'e sokmuş, İzmir'de bölgeyi yönetecek 'özerk' bir Rum hükümeti oluşturmuştu...
Kürt ve Ermeni azınlıklara Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da bağımsız ya da özerk yönetimler oluşturma vaadinde bulunmuştu...
Güney Anadolu'da İtalyanlar ve Fransızlar hüküm sürecek, Karadeniz (Pontus) bölgesi ise tıpkı Ege'de olduğu gibi kendi hükümetlerini kuracak Rumlara verilecekti.
***
Ne var ki, Karadeniz'deki Rum nüfusu Müslüman/Türk topluluklar karşısında azınlıktaydı...
Bu durumda İngiltere ve Yunanistan, Rusya'dan aktarılan Rumlarla Hıristiyan nüfusu takviye ederken Rum milis çeteleriyle Müslüman toplulukları bölgeden kaçırmayı amaçlayan bir terör kampanyası başlattılar...
Ne var ki, bölgede İttihat ve Terakki döneminde kurulmuş Teşkilatı Mahsusa birlikleri de varlığını sürdürmekteydi.
***
Sonuçta bölgede yoğunlaşan etnik ve dinsel çatışmalar Rum çeteleri aleyhine gelişince İngiliz işgal yönetimi telaşlandı... Çünkü bölgenin Türk/Müslüman milis güçlerinin eline geçmesi Pontus devleti projesinin yanı sıra Ermenistan projesini de baltalayacaktı...
Pontus ve Ermenistan girişimlerinin akamete uğraması ise İngiltere'nin Kafkasya'daki petrol yataklarına ulaşmasını zorlaştıracak, Hindistan'a uzanan tarihi İpek Yolu üzerinde denetim kurma projesini aksatacaktı...
Bu 'tehlike' karşısında İngiliz İşgal Ordusu Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe, 21 Nisan 1919 tarihinde Osmanlı Hükümetine duruma müdahale etmesi için bir nota verdi...
Notada Osmanlı Hükümeti'nin Türklerin oluşturduğu yerel milis teşkilatlarını dağıtacak önlemleri acilen alması isteniyordu.
***
Padişah Vahdettin ve Damat Ferit'in başkanlığındaki hükümet nota karşısında telaşlandı...
Bölgeye 'sükuneti sağlayacak' yetenekli ve muktedir bir komutanın gönderilmesi şarttı...
Peki ama böyle bir zamanda kim böyle tehlikeli ve zor bir görevi başarabilirdi?..
Doğal olarak Vahdettin'in aklına tanıdığı ve güvendiği Çanakkale Kahramanı Mustafa Kemal Paşa geldi.
***
Mustafa Kemal'in İttihatçı liderlerin izlediği politikalara, özellikle Enver Paşa'ya karşı muhalefeti herkes tarafından biliniyordu; ona işgal İstanbul'unda altı ay kadar bir süre tutuklanmadan faaliyet sürdürme imkanını veren olgu da buydu...
Gerçi Mustafa Kemal bağımsızlıkçı eğilimler taşıyordu... Ancak bölgedeki milisler Enver Paşa'ya bağlılıklarıyla tanınan (Topal) Osman Ağa ve (Deli) Albay Halit gibi İttihatçılara bağlı liderler tarafından yönetildiği için Paşa'nın onlarla işbirliği yapması mümkün görünmüyordu...
Ayrıca, Mustafa Kemal'in bölgedeki Türk milislere karşı faaliyete geçtiği anda halkın ve İttihatçıların düşmanlığını üzerine çekeceği, böylece potansiyel bir ulusal lider olma imkanını kaybedeceği düşünülüyordu!..
Vahdettin ve İngilizlere göre bu 'bir taşla iki kuş vurmak' gibi bir şey olacaktı!
***
Mustafa Kemal Paşa'nın en samimi arkadaşlarından biri olan ve Anadolu'da başlatılacak mücadeleye katılmayı planlayan Fethi Bey (Okyar) o sıralar tutuklanmış ve Bekirağa Bölüğü adıyla tanınan ünlü hapisaneye kapatılmıştı...
Okyar anılarında haberi aldığında hissettiği karışık duyguları şu sözlerle anlatacaktı:
'Mustafa Kemal aylardır üzerinde titiz dikkat ve kendisine has emeklerle elde etmeye çalıştığı neticeye kavuşmuş geniş selahiyetleDokuzuncu Ordu Müfettişliğine tayin edilmişti. Ancak kendisinin yaratacağı hava ve temin edeceği muhit ile erişilebilecek bu sonucun safhalarını merak ediyordum.'
(Devam edecek)