Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) enflasyonist baskılamayı önlemek için 25 baz puanlık indirim kararı piyasalarda erken olarak nitelendirildi. Ancak söz konusu indirim oranının ABD Merkez Bankası’nın da (FED) önümüzdeki günlerde yapacağına kesin gözüyle bakılan indirimin oranını da ortaya koyduğu belirtiliyor. FED’in de aynı ECB gibi 25 baz puanlık bir indirim yapacağı beklentisi piyasalarda oluştu.
Piyasalar aynı zamanda Kasım ayında ABD’de yapılacak seçimlere de endekslenmiş durumda. Önümüzdeki aylarda finansal piyasalarda oynaklık yaratacak ana gelişmenin ABD’de yapılacak başkanlık seçimleri olacağına işaret edilirken, Demokratların adayı Kamala Harris’ın şimdilik bir adım önde görünmesine rağmen, seçimlere henüz zaman var ve bu dönemde finansal piyasalar farklı gelişmelere hazırlıklı olunması gerektiği uyarısı yapılıyor.
Diğer bir taraftan petrol fiyatlarında yaşanan düşüş küresel ekonomide yaşanan bir diğer önemli gelişme oldu. Çin’de ekonomik aktivitenin beklenenden zayıf seyretmesi, ABD ekonomisinde görülen yavaşlama emareleri petrol talebinde zayıflamaya ve OPEC’in kararlarına rağmen fiyatlarda düşüşe neden oluyor. Enerji fiyatlarında yaşanan bu gelişmeler Türkiye olarak bizim de içerisinde yer aldığımız petrol ithal eden ülkeler için olumlu.
Tüm bu gelişmeler karşısında yurt dışında faizlerin düşüyor olması, ihracat yaptığımız ülkelerde ekonomik aktivitenin hızlanması ve petrol fiyatlarındaki düşüşler, Türkiye ekonomisi için olumlu gelişmeler olduğunu kabul edelim. Düşen yurt dışı borçlanma maliyetleri ve daha düşük enerji fiyatları dezenflasyon sürecine destek verirken cari açığa olumlu yansıyacak ve döviz talebini düşüreceğini söyleyebiliriz.