Sağlık Endüstrileri Platformu olarak tıbbi cihaz sektörüne ilişkin Wyndham Otel'de bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Ayhan Öztürk, 'Sağlık sektöründe tıbbi cihaz ve tedarik zincirini sağlayan; sürekli çözüm üreterek hizmet sunan firmalarımız, bulunduğumuz zor koşullara rağmen sahada fedakarlıkla çalışan binlerce eğitimli personeli ile Kamu- Özel sektör arasında dünyada örneğine az rastlanır bir işbirliği içerisinde, hizmetlerini başarıyla sürdürmektedir. Yüz binlerce tıbbi cihaz ve medikal sarfın üretimini, ithalatını, satışını, teknik hizmetini ve vaka desteğini veren sektörümüz kamu hastanelerinden 16 aydır, üniversite hastanelerinden 36 aydır ödeme alamamaktadır. Buna ek olarak Maliye Bakanlığı ile sürdürülen görüşmelerden bir netice alınamadığı gibi sektörümüzden yüzde 60'a varan feragat talep edilmektedir. Bu durum yüzbinlerce nitelikli istihdam sağlayan ve Türkiye'nin her yerinde 7/24 hizmet veren sektörümüzün bugününü ve geleceğini belirsizliğe ve çıkmaza sürüklemiştir.' şeklinde konuştu. Öztürk, sektörün sağlık için önemine dikkat çekerek, 'Tarihi sorumluluğumuzun gereği, sağlık teknolojileri alanında hizmet sunumunun darboğaza gireceğini ve bunun sağlık sisteminde geri dönüşü olmayan etkileri olacağını ifade etmek sağlık platformu olarak vazifemizdir. Firmalarımızın bu zor süreçte ayakta kalarak üzerlerine düşen görevleri layıkıyla yerine getirebilmeleri için vadesi geçen kamu ve üniversite alacaklarının feragat olmaksızın ödenmesi hususunda yetkililerden ve Sayın Cumhurbaşkanımızdan acilen destek bekliyoruz.' ifadelerinde bulundu.

9 BİN 800 KAYITLI ÜYEMİZ VAR

Öztürk, daha sonra şu bilgileri aktardı: 'Ülke genelinde faaliyet gösteren 9 bin 800 kayıtlı üyesi bulunan 2 milyar doların üzerinde işlem hacmi olan, 650 milyon dolar ihracat rakamına erişen, 100 binin üzerinde çalışanı bulunan ve son derece stratejik bir öneme haiz olan sektörümüz zor bir süreçten geçmektedir. Nisan 2018'de kamu alacaklarının çok uzun vadelerde ödenmesi nedeniyle ciddi bir krizin eşiğindeyken Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla 2018 yılı öncesi için yasal düzenleme yapılarak alacaklardan belli bir oranda bir defaya mahsus feragat yapılması koşulu ile ödemelerin yapılması sağlanmıştır. Yine bu süreçte artık ödemelerin sözleşmelerde yazılı vadelerde yapılacağı tüm firmalara deklare edilmiştir. Buna rağmen belirtilen vadelerde ödeme yapılmadığı için bugün gelinen noktada kamu hastanelerinden 16 ay, üniversite hastanelerinden de 36 aya varan toplam 19 milyar Liralık alacağını tahsil edemeyen sektörümüz artık faaliyetlerini sürdüremez hale gelmiştir.'

'SEKTÖRÜMÜZÜN ÜZERİNDE BÜYÜK BİR BASKI OLUŞMUŞTUR'

Ödemelerin alınamıyor olduğuna dikkat çeken Öztürk, şunları söyledi: 'Ödemelerimizi alamıyor olmamıza rağmen hastalara ve topluma karşı sorumluluklarımızı yerine getirdik. Yine aynı süreçte, döviz kurunda, enflasyonda ve diğer tüm girdi maliyetlerindeki ciddi artışlar nedeni ile sektörümüzün üzerinde büyük bir baskı oluşmuştur. Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkililerince, 2018 yılı için yüzde 30, 2019 yılı için yüzde 50, 2020 yılı için yüzde 60 olmak üzere sektörümüzün yok olmasına neden olacak bu feragat talebini kabul etmemiz beklenmektedir. Bu koşularda, 2018- 2020 yıllarına ait alacaklarımız için yeni bir iskonto uygulanması planlamasının adil ve hakkaniyet ölçüsünde olmadığını düşünüyoruz. Sektördeki firmalarımızın mali durumları, alacaklarını tahsil ederken olası hiçbir iskontoyu kaldıracak durumda değildir. Bu uygulama, ülkemizde mevcut istihdama zarar verip, yeni yatırımların yapılmasını imkansız kılacağı gibi sağlık hizmetinin sunumunda da aksamalara yol açacaktır.' Tüm dünyayı etkisi altına alan KOVİD-19 Pandemisi güçlü kurumların ve kesintisiz sağlık hizmeti sağlanmasını mümkün kılan tüm paydaşların kritik önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Türkiye'deki sağlık sisteminin önemli bir paydaşı olan sağlık teknolojileri ve tıbbi cihaz sektörü, pandemi sürecinde tanı ve tedavi aşamalarında oynadığı rolle, ülkemizin hızlı ve etkili müdahalelerde bulunmasını sağlayan gizli kahramanlardan biridir. Şu bir gerçektir ki; yaşanan bütün bu olumsuzluklara rağmen Türkiye'de ulusal ve uluslararası tıbbi cihaz tedarikinde bugüne kadar ciddi bir sorun yaşanmamıştır.'

Editör: Haber Merkezi