Birleşik Kamu-İş Konfederasyonun Ar-Ge birimi KAMUAR'ın, fiyatlarını Ankara'daki pazar ve marketlerden her ay düzenli olarak derlediği ve halkın en fazla tükettiği 76 gıda maddesinden oluşan bir sepeti esas alarak yaptığı 'halkın enflasyonu' araştırmasının Şubat 2021 ayı sonuçları açıklandı. Sonuçları değerlendiren Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık, 'Şubat ayında gıda fiyatları bir önceki aya göre yüzde 2,8 arttı, açlık sınırı 3 bin 313 liraya çıktı. En yoksul kesimin harcamalarının en az üçte birini ayırmak zorunda kaldığı gıda fiya harcamaları bu yılın ilk iki ayında yüzde 6,5, son bir yılda ise yüzde 29,7 artış gösterdi.' ifadesinde bulundu. 'Araştırmayla, gelirinin büyük bölümünü gıdaya ayırmak zorunda olan ve enflasyona karşı herhangi bir koruması bulunmayan, sabit gelirlilerin, ücretlilerin ve yoksulların yaşadığı gerçek enflasyonun boyutunun ortaya konulması amaçlanıyor.' diyen Balık, gıda harcamalarının arttığını kaybetti. Balık, şunları söyledi: 'Şubatta, ekmek, un, bulgur, pirinç, makarna fiyatları bir önceki aya göre değişmezken, et-balık harcamaları yükselişini sürdürdü ve yüzde 2,7 oranında arttı. Süt ve süt ürünleri ile yumurta fiyatlarında, özellikle süt, yoğurt ve tereyağı fiyatlarında yüzde 7,5 oranında artış kaydedilen şubat ayında, önceki aylarda oldukça yüksek oranlı fiyat artışları yaşanan sıvı yağ fiyatlarında ise yüzde 2,2 oranında bir azalma yaşandı. Meyve fiyatlarının yüzde 4,3 oranında arttığı şubat ayında sebze fiyatlarında ise bir önceki aya göre yüzde 2,7 oranında yükseliş yaşandı. Bakliyat fiyatlarının yüzde 2,7 oranında azaldığı şubat ayında, salça, zeytin, bal, çay, tuz ve benzeri gıda maddelerinden oluşan diğer işlenmiş gıda fiyatları yüzde 1,9 oranında arttı. Böylece, mevcut gıda tüketim alışkanlıklarına göre seçilen 76 gıda maddesinden oluşturulan gıda sepetinin toplam tutarında şubatta bu yıl ocak ayına göre yüzde 2,8 oranında yükseliş yaşandı.'

İKİ AYLIK DEĞİŞİM

Gıda fiyatlarında bu yılın ilk iki aylık dönemin ise yüzde 6,5 oranında artış yaşandığını aktaran Balık, sözlerini şöyle sürdürdü: 'İlk iki ayda, ekmek, bulgur, un makarna fiyatlarında yüzde 5,5, et ve balık fiyatlarında yüzde 5, süt, süt ürünleri ve yumurta fiyatlarında yüzde 16,5 oranında artış gözlenirken, 2020 yılının son aylarında hızla yükselen yağ fiyatlarında ise yüzde 2,2 oranında düşüş yaşandı. Ocak-Şubat döneminde meyve fiyatlarında ortalama yüzde 4,6, sebze fiyatlarında yüzde 5,8 oranında artış, bakliyat fiyatlarında yüzde 2,4 oranında azalış yaşandı. Diğer işlenmiş gıda fiyatlarında ise yüzde 2,8 oranında artış oldu.' Balık daha sonra şöyle devam etti: Gıda fiyatlarında yıllık olarak ise (Şubat 2020'ye göre) yüzde 29,7 oranında artış kaydedildi. Bu yıl şubatta geçen yılın şubat ayına göre ekmek, un, bulgur, makarna fiyatlarında yüzde 24,3, et-balık fiyatlarında 15,4, süt ve süt ürünleri ile yumurta fiyatlarında yüzde 35,4 oranında artış yaşandı. Bir yıl öncesine göre yağ fiyatları yüzde 31,6 oranında arttı. Meyve fiyatları yüzde 32,8 oranında, sebze fiyatları ise yüzde 55,8 oranında artış gösterdi. Bakliyat fiyatları son bir yılda yüzde 17,4, diğer gıda fiyatları ise yüzde 11,5 oranında zamlandı.' Sepete dahil edilen ürünlerine değinen Balık, şu ifadelere yer verdi: 'Sepete dahil edilen ürünlerin son 12 aylık ortalama fiyatlarının bir önceki 12 aylık dönemdeki ortalama fiyatlarıyla karşılaştırılarak hesaplanan 12 aylık ortalamalara göre de gıda fiyatlarında son yılda yüzde 29,4 oranında artış yaşandı. Yıllık ortalamalara göre ekmek, un, bulgur, makarna fiyatları yüzde 12,6, et ve balık fiyatları yüzde 19,9 süt, süt ürünleri ve yumurta fiyatları yüzde 23,5, yağ fiyatları yüzde 28,8, meyve fiyatları yüzde 53,6, sebze fiyatları yüzde 58,5, bakliyat fiyatları yüzde 26,1, diğer gıda maddelerinin fiyatları da yüzde 12,6 oranında artış kaydetti.'

'DÖVİZİN ARTIŞ DA DÜŞÜŞÜ DE EMEKÇİYE ZARAR VERİYOR'

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık, çıkmasının da düşmesinin de emekçilere olumsuz yansıdığını söyledi. Balık, 'AKP iktidarı dövizin yükselmesinden tamamen bağımsız bir zam politikası izlemektedir. Yani Türkiye'de fiyatlar her zaman yukarı yönde hareket etmekte ve hiçbir indirim yaşanmamaktadır. Krizi derinleştiren, ekonomik-mali açmazları büyüten, uzun vadeli kalkınma planlamayan, kamucu politikaları terk eden, istihdamı, işsizliği öncelemeyen, sağlam ve sürdürülebilir kamu hizmeti sunmaya bir iktidar doları 8,65 TL'den 6,95'e düşürse de hayat pahalılığınına çözüm olamaz.' diye konuştu. Dövizin düşmesine rağmen zamların geri alınmadığını belirten Balık, şunları söyledi: 'Ülkede döviz yükselmiş olsaydı, akaryakıt, doğalgaz, elektrik ve temel tüketim malları zamlanacaktı. Gerekçesi de dolar yükseldi olacaktı. Ancak döviz fiyatları düşmesine karşılık vatandaşların hayatında ucuzlayan ve indirime giren hiçbir şey yok. Oysa döviz yükselmiş olsaydı, aynı mallara ve ihtiyaçlara zam üstüne zam binecekti. Ülkemizde dolar düşse de hayatımızda ucuzlayan hiçbir şey olmayacaktır. Ülkemiz dünyanın en yüksek cari açığını veren ekonomisine sahiptir. Bu duruma özel sektör, bankalar ve devlet borçları neden olmaktadır. Bu borçlar emekçilerin vergilerinden ödenmektedir. Bu borçlardan kurtulmak ve emekçilerin refaha ulaşması amacıyla AKP iktidarı öncelikle emek düşmanı ve sermaye destekli politikalardan vazgeçmelidir. Sonra ülkenin ciddi kamucu yatırımlara ihtiyacı olduğu gibi fabrikaların açılıp üretime geçilmesi gerekmektedir.' İşsizliğin tırmanışta olduğunu aktaran Balık, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Döviz kurundaki hareketlilik bir yana, enflasyon ve işsizlik tırmanışını sürdürmektedir. Ülkemizde salgın ve ekonomik kriz koşulları büyüyerek devam etmektedir. Ekonomik sorunlar altında ezilen milyonlarca emekçi, acilen çözüm beklemektedir. TL'nin dolar karşısında değer kazanması ve kayıp yaşaması emekçilerini cebini yakmaya devam edecektir. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; Hayat pahalılığının dövizin yükselmesinden ve düşmesinden bağımsız olduğunu vurguluyoruz acilen üretim ekonomisine geçilmelidir.'

Editör: Haber Merkezi