Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık, Birleşik Kamu-İş Araştırma Merkezi (KAMU – AR) kamu çalışanlarının sosyo-ekonomik koşullarını ve toplumsal konumlarını ortaya koymak üzere 'Kamu Çalışanları Gerçeği: Çalışma ve Toplumsal Yaşam Deneyimleri' adlı bir araştırma gerçekleştirdi. Araştırmada 9 farklı hizmet kolundan bin 577 kamu çalışanına anket uygulandığını belirten Balık, şunları söyledi: 'Araştırmanın sonuçlarına göre her üç kamu çalışanından birinin ailesi yoksulluk sınırının altında yaşıyor. On kamu çalışanından en az sekizi ise borçlu. Üstelik bu borçların kaynağı konut ya da araç kredisi değil, borçların yüzde 70'i kamu emekçisinin gündelik hayatını sürdürebilmek için aldığı ihtiyaç kredileri. Her üç kamu emekçisinden biri kiracı ve her dört kamu çalışanından yalnızca biri tasarruf yapabiliyor.'

Anket sonuçlarına göre kamu çalışanlarının gelecek kaygısı taşıdığını ifade eden Balık, şu görüşlere yer verdi: 'Borçla ve yoksullukla boğuşan kamu çalışanlarının yüzde 74'ü ise yaşam koşullarının her geçen gün daha da kötüleştiğini düşünüyor. On kamu emekçisinden sekizi ise geleceğiyle ilgili kaygı duyuyor. Kamu emekçilerini en çok kaygılandıran ise, kamudaki güvenceli istihdamın ortadan kalkması. Siyasal baskı da çalışanların kaygılı olmasında önemli bir faktör.' Anket sonuçlarında kamuya girişin de adil olmadığı düşüncesinin ağır bastığını belirten Balık, 'Kamu çalışanlarının yüzde 92'sine göre kamuya giriş sistemi adil işlemiyor. Çalışanların neredeyse yüzde 93'üne göre kamuda ödül/ceza sistemi de adil değil. Her on kamu çalışanından yedisine göre, görevde yükselme süreçleri de adaletli işlemiyor ve görevde yükselme siyasi müdahale ile gerçekleşiyor. Her dört kamu çalışanından üçü ise amirinin liyakat esasına göre atanmadığını ve bulunduğu pozisyonu hak etmediğini düşünüyor.' dedi.

SİYASİ BASKI

Balık aynı ankette siyasi baskıların olduğu görüşünün de yaygın olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: 'Kamu çalışanlarının neredeyse yüzde 80'ine göre, idareciler astlarına üye oldukları sendikaya göre davranıyorlar. Her üç kamu çalışanından biri de, belirli bir sendikaya üye olması ya da olmaması için amirlerinden baskı görüyor. Kamu emekçilerine göre Türkiye'nin karşı karşıya olduğu en temel sorun hukukun siyasallaşması. Hukukun siyasallaşmasını, aşırı güçlü ve dengelenmemiş bir iktidar sorunu izliyor (yüzde 50,4). Onu takip eden ise ülkenin insan hakları ve demokratikleşme sorunu (yüzde 50,3).' Balık, anket sonuçlarında işsizliğin de kamu çalışanları tarafından en temel sorun alanlarından biri olarak nitelendirildiğini belirterek, 'Sonuçlara göre 'borçlu' ve 'yoksul' kamu emekçilerinin ekonomiye ilişkin kaygıları memleketin siyasal sorunlarına ilişkin kaygılarının gerisinde kalmış görünüyor.' ifadesinde bulundu.

Ankette kamu çalışanlarının çoğunun çalışma koşullarının kötü olduğunu belirttiğini anlatan Balık, şunları ifade etti: 'On çalışandan dokuzu kurumunun öğle yemeği, çay, su gibi gündelik ihtiyaçlarını karşılamadığını belirtiyor. Personel sayısı 50 ve üzerinde olan işyerlerinde yasa gereği yemekhane kurulması ya da yemek ücretinin kurum tarafından karşılanması gerekirken 50'den fazla çalışanı olan kurumlarda çalışanların yüzde 30'undan fazlası bu haktan yararlanamıyor. Yani her üç kamu çalışanından biri sahip olduğu sosyal hakka ulaşamıyor. Kamuda çalışanların yarısı ruhsal sağlığını rahatsız/tehdit edici davranışlara maruz kalıyor. Zaman baskısı ve ağır iş yükü altında olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 28,7. Ruhsal sağlığı etkileyen şiddet ve şiddet eğilimine maruz kalanların oranı ise yüzde 12,5.' Balık, kamu çalışanlarının sosyal hayatının ne durumda olduğuna dair verilere de değinerek, 'Kamu çalışanlarının yaklaşık yarısı aile, akraba ve hemşerileri ile zaman geçiriyor. İş dışında iş arkadaşlarıyla görüşme (yüzde 9,2) belirgin bir seçenek değil. Gündelik hayatlarında kafe, lokanta, kahvehane ve AVM'ye gidiyorlar. Bunların ardından sinema ve spor aktiviteleri geliyor. Günümüzde spor ve sinema salonlarının da çoğunlukla AVM'lerde olduğu düşünüldüğünde kamu emekçilerinin sosyal hayatlarının çok büyük kısmının AVM'de geçtiği anlaşılıyor.' değerlendirmesinde bulundu.

Editör: Haber Merkezi