Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EğitimSen) TBMM'ye sunulan Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Eğitim-Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, tasarıya tepki göstererek, şunları söyledi: 'Siyasi iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı bugüne kadar defalarca olduğu gibi, bir kez daha kendi bildiğini okumakta, masa başında hazırlanmış meslek kanunu ile eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını tek taraflı olarak düzenlemeye çalışmaktadır. Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı (ÖMKT) kapalı kapılar ardında, kanunun muhatabı olan öğretmenlerin ve sendikalarının iradesi dışında, haklarını ve taleplerini dikkate almadan hazırlanmış ve 2021'in son günü TBMM'ye sunulmuştur. Siyasi iktidar, eğitim sisteminin en önemli unsurlarından birisi olan öğretmenlik mesleği gibi önemli bir konuyu birkaç kanun maddesi üzerinden büyük ölçüde statü farklılaşması ve maaş artışına indirgemek istemektedir. Bu tutum, iktidarın eğitime ve öğretmenlere nasıl baktığını, iktidarın öğretmenlere ne kadar değer verdiğini açıkça göstermektedir.' Öğretmenlik kanunu hazırlanırken dikkat edilmesi gereken hususlara dikkat çeken Kurul, 'Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye Kararı'nı anlattı. Kurul, 'Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye Kararı öğretmenlerin konumlarını güçlendirmeyi, haklarını geliştirmeyi ve korumayı amaçlarken, aynı zamanda uluslararası düzeyde yapılmış bir toplu sözleşme niteliği taşımaktadır. 145 paragraftan oluşan belge, öğretmenlik mesleğinde işe alınma, işe alınmada seçme ve formasyon, mesleğe hazırlık, değişik düzeydeki öğretmenlerin mesleki sorunları, iş güvencesi, öğretmenin hak ve sorumlulukları, disiplin işleri ve mesleksel bağımsızlık gibi konuları kapsamaktadır. Temel ücret, çalışma süreleri ve koşulları, özel izinler, araştırma izinleri, tatil, eğitim-öğretim yardımcı personelleri, sınıf mevcutları, öğretmen değişimi, uzak bölgelerde ve kırsal kesimde çalışan öğretmenler ile ilgili özel düzenlemeler, aile yükümlülükleri olan öğretmenlerle ilgili düzenlemeler, sağlık, sosyal güvenlik ve emeklilik gibi konuların da olduğu temel bir belgedir' ifadelerinde bulundu.

'TASARI TALEPLERİ KARŞILAMAKTAN UZAKTIR'

Tasarıdaki ifadelere değinen Kurul, şunları söyledi: 'Tasarının pek çok yerinde geçen 'kademe ilerleme cezası almamış olmak' gibi ifadeler sendikal örgütlenme özgürlüğünü kısıtlamak, iktidara yakın sendikalara üye olmaya yönlendirmek gibi sonuçlar ortaya çıkaracaktır. Düzenleme ile sendikal faaliyet nedeniyle alınan hukuksuz cezalar eleme gerekçesi haline getirilmekte, hakkını aramayan, hükümete koşulsuz itaat edenlere sınava girme hakkı tanınmaktadır. Öğretmenlik, yapısı gereği ifade özgürlüğünü en çok kullanması gereken mesleklerden birsidir. Tasarıda 7315 sayılı Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması yurttaşlık haklarını, akraba ve yakınların araştırılmasında olduğu gibi suçun şahsiliği ve masumiyet karinesi gibi en temel hukuk ilkelerini ihlal etmektedir. Tasarı da bu yasanın altı çizilerek meşrulaştırılmaktadır. Tasarıda özel okullarda çalışan öğretmenlere ilişkin herhangi bir düzenleme yoktur. Bu durum öğretmen istihdamında eşitlik ve eşit işe eşit ücret ilkesine ilişkin en önemli sorun olmayı sürdürmektedir. Özel okul öğretmenlerinin Öğretmenlik Meslek Kanunu tasarısı kapsamında değerlendirilmemiş olması bu meslektaşlarımızın piyasacı eğitim anlayışı içerisinde ucuz iş gücü olarak görüldüklerinin de bir kanıtıdır.' Tasarının öğretmenler arasındaki dayanışmayı bozacağını belirten Kurul, şöyle konuştu: 'Tasarının yasalaşması halinde öğretmenler arasındaki ilişkiler ve mesleki dayanışma bozulacak, statü ve ücret farklılaşması okullarda yeni sorunları ve ayrımları beraberinde getirecektir. Öğretmenler arasında ortaya çıkan farklı statü ve unvanlar, zaman içinde giderek belirginleşen 'sınıfsal' ayrışmalara, katı ve hiyerarşik çalışma ilişkilerinin oluşmasına yol açacaktır. Bu durum eğitim emekçilerini karşılaştıkları sorunlara birlikte çözüm üretmede gösterdikleri mesleki dayanışmadan uzaklaştıracaktır. Tasarının öğretmen veli ilişkilerini olumsuz etkilememesi mümkün değildir. Öğretmenlik mesleğinin ve öğretmenin saygınlığı öğrenci ve velilerin farklı değerlendirmeleri ile polemiğe açılacak, öğretmenlik mesleği daha da itibarsız hale getirilmiş olacaktır. Çocuğunun sınıfına uzman ya da başöğretmenin girmesini isteyen velilerle okul idaresi ve öğretmenler arasında sorunlar yaşanması kaçınılmaz olacaktır.'

Editör: Haber Merkezi