Eğitim-Sen tarafından 4 bin 565 öğretmenin katılımıyla 'Öğretmenlerin Ekonomik ve Mesleki Sorunlarına Bakış Anketi' araştırmasına göre, öğretmenlerin yüzde 60'a yakını aldığı maaşın yaptığı işin karşılığı olduğunu düşünmüyor, yüzde 70'i ise ekonomik koşulları daha iyi olan bir iş teklifi aldığında mesleğini bırakabileceğini düşünüyor. . Eğitim Sen tarafından yapılan açıklamada her 24 Kasım'da öğretmenliğin kutsallığından, 'onurlu bir meslek' olduğundan söz edilerek bildik ezber cümlelerin kullanılmasının öğretmenleri ciddi anlamda rahatsız ettiği vurgulandı. Yıllardır her 24 Kasım'da öğretmenlere somut karşılığı olmayan övgüler dizildiği belirtilen anket sonucunda, öğretmenlerin temel taleplerinin görmezden gelindiği kaydedildi.

Son yıllarda esnek, güvencesiz ve angarya çalıştırma uygulamalarında artış yaşandığı belirtilen açıklamada, 'Ücretli ve sözleşmeli öğretmenlik, mülakat ve güvenlik soruşturmaları nedeniyle yaşanan sorunlar, 700 bine yakın işsiz, ataması yapılmayan öğretmenlerin varlığı gibi temel konuların çözümü noktasında, bugüne kadar hiçbir somut adım atılmamıştır. Kovid-19 salgını sonrasında özelikle uzaktan eğitim sürecinde mesai kavramı tamamen ortadan kaldırılmış, esnek çalışma uygulamaları hiç olmadığı kadar arttırılmıştır' ifadeleri yer aldı. Açıklamada eğitim emekçilerinin sorunlarına dikkat çekilerek; 'Yüz binlerce eğitim emekçisinin ekonomik, sosyal ve mesleki sorunlarını çözmek için yıllardır adım atmayanların, öğretmenlerin gerçek sorunlarını görmezden gelenlerin hamasi nutuklarını daha fazla dinlemek istemiyoruz. Yıllardır 24 Kasım'larda öğretmenlere içi boş ve gerçek yaşamda hiçbir somut karşılığı olmayan övgüler dizilirken, öğretmenlerin çalışma ve yaşam koşullarına ilişkin sorunların üzeri örtülmekte, öğretmenlerin hakları ve geleceğine yönelik temel talepleri görmezden gelinmektedir' denildi.

'MAAŞLAR YETERSİZ'

'Aldığınız maaşın yaptığınız işin karşılığı olduğunu düşünüyor musunuz?' sorusuna verilen yanıtlar öğretmenlerin ekonomik durumu ve geçim şartları ile ilgili durumun vahametini açıkça gösteriyor. Ankete katılan öğretmenlerin yüzde 60'a yakını 'Aldığınız maaşın yaptığınız işin karşılığı olduğunu düşünüyor musunuz?' sorusuna 'Hiç karşılamıyor' yanıtı vermiştir. 'Kısmen karşılıyor' yanıtı verenlerin bin 748 kişi oranı ise yüzde 38.

'YÜZDE 70'İ MESLEĞİNİ BIRAKABİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYOR' '

Ekonomik koşulları daha iyi olan bir iş teklifi alsanız, öğretmenlik mesleğini bırakmayı düşünür müydünüz?' sorusuna verilen yanıtlar ise, öğretmenlerin ekonomik sorunları nedeniyle meslekleriyle zayıf bağlar taşıdığını gösteriyor. Öğretmenlerin yüzde 70'i ekonomik koşulları daha iyi olan bir iş teklifi aldığında mesleğini bırakabileceğini düşünüyor.

'KENDİLERİNİ GÜVENDE HİSSETMİYORLAR'

'İş yerinizde kendinizi değerli hissediyor musunuz?' sorusuna öğretmenlerin yüzde 56'sı 2 bin 559 kişi 'Hayır' yanıtı vermiş. İşyerinde kendisini değerli hissettiğini söyleyen öğretmenlerin 2 bin 6 kişi oranı yüzde 44. 'İş yerinde kendinizi güvende hissediyor musunuz?' sorusuna ankete katılan öğretmenlerin yüzde 70'i 3 bin 194 kişi 'Hayır' yanıtı vererek kendisini güvende hissetmediğini belirtti. Açıklamada oranın bu kadar yüksek çıkmasının temel nedeninin, son yıllarda eğitim emekçilerine yönelik şiddetin belirgin şekilde artması olduğu belirtildi.

'OKULLAR HİJYEN DEĞİL'

'Pandemi koşullarında yüz yüze eğitime başlanması için okulunuzda yeterli hijyen koşullarının sağlandığını düşünüyor musunuz?' sorusuna katılımcıların yüzde 70'den fazlası 3 bin 219 kişi 'Hayır' yanıtını vererek, okulların hijyen ve temizlik açısından gerekli koşullara sahip olmadığını belirtti. 'Pandemi koşullarında okullarda 'maske, mesafe, temizlik' şartlarının hayata geçirildiğini düşünüyor musunuz?' sorusuna katılımcıların yaklaşık yüzde 69'u 3 bin 134 kişi 'Hayır' yanıtı verdi. 'Maske, mesafe ve temizlik' şartlarının hayata geçirildiğini düşünenlerin oranı ise yüzde 31 ile sınırlı.

MEB'İN SORUN ÇÖZÜCÜ POLİTİKA ÜRETMEDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORLAR

'Millli Eğitim Bakanlığı'nın sorunları çözmek için ürettiği politikaların gerçekçi olduğunu düşünüyor musunuz?' sorusuna katılımcıların yüzde 94,5'i 4 bin 315 kişi 'Hayır' yanıtı verdi. Katılımcılara 'Ücretli/kadrolu/sözleşmeli şeklinde öğretmen istihdamının ayrıştırılmasının, öğretmenlik mesleğinin geleceği açısından bir tehdit olduğunu düşünüyor musunuz?' sorusuna 4 bin 379 kişi, başka bir ifadeyle yüzde 96'lık çoğunluk 'Evet' yanıtı verdi. Eğitim emekçileri farklı istihdam biçimlerinin öğretmenlik mesleğinin geleceği açısından önemli bir tehdit olduğunu düşünüyor.

ÇOĞU MÜLAKAT İLE ÖĞRETMEN ALIMINI DOĞRU BULMUYOR

'Mülakat ile öğretmen alımının eşit, adil, geçerli ve yansız bir yöntem olduğunu düşünüyor musunuz?' sorusuna ise katılımcıların yüzde 91'i 4 bin 156 kişi 'Hayır' yanıtı vererek tavrını net bir şekilde ortaya koydu. 'Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlerin kadrolu öğretmenlerle eşit haklara sahip olduğunu düşünüyor musunuz?' sorusuna da yüzde 90'ın üzerinde 'Hayır' yanıtı verdi. Ankete katılan 4 bin 142 kişi sözleşmeli ve ücretli olarak çalışan öğretmenlerin kadrolu öğretmenlerle eşit haklara sahip olmadığını düşünüyor.

'ÖĞRETMENLER HALKA VE ÖĞRENCİLERE KARŞI SORUMLUDUR'

Eğitim Sen'in hazırladığı raporun sonuç bölümünde şu ifadeler yer aldı: 'Liyakat ilkesinin yerini mülakatın aldığı bir eğitim sisteminde öğrencilerin, velilerin ve eğitim emekçilerinin çıkarları değil, siyasi iktidarın hedef, amaç ve beklentilerinin belirleyici olması, eğitimin niteliğinin giderek bozulmasına neden olmuştur. Açıktır ki eğitim emekçileri rekabet etmek ve yarışmak değil, birlik ve dayanışma içinde, daha nitelikli eğitim için çalışmak istemektedir. Öğretmenler siyasi iktidarlara değil; halka ve öğrencilerine karşı sorumludur. Bu nedenle bizler, aksi yöndeki tüm politika ve uygulamalara rağmen iktidarın değil, halkın öğretmeni olmak istiyoruz. Eğitim sisteminin daha nitelikli olması için somut adımlar atılarak çalışma ve yaşam koşullarımızın iyileştirilmesini talep ediyoruz. Öğretmenlerimizin kendisini güvende hissettiği, mesleki özerkliğinin tanındığı, iş güvencelerinin sağlandığı, emeğinin karşılığı olan refah düzeyine sahip olduğu bir eğitim sistemi, toplumun ve öğrencilerimizin nitelikli eğitim hakkının yaşam bulmasının temel koşuludur.'

EĞİTİM SEN, OKUL ÖNCESİNDE YÜZ YÜZE EĞİTİMİN DURDURULMASI İÇİN DAVA AÇTI

Öte yandan Eğitim-Sen, okul öncesi eğitim kurumlarında yüz yüze eğitim yapılması kararının yürütmesinin durdurulması için de dava açtıklarını duyurdu. EğitimSen, Milli Eğitim Bakanlığının aldığı karartla okul öncesi öğrencilerinin ve öğretmenlerinin yaşamlarını riske attığını belirtti. Eğitim-Sen açıklamasında şöyle denildi: 'Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü'nün 'Okul Öncesi Eğitim Kurumlarında Yüz Yüze Eğitim' konulu 20.11.2020 gün ve 16988740 sayılı yazısıyla okul öncesi eğitim kurumlarında haftada beş gün ve günde 6 etkinlik saati süreyle yüz yüze eğitim yapılmasına, fiziki imkanları uygun okul öncesi eğitim kurumlarında salgınla ilgili tüm tedbirlerin alınması şartıyla çocuk kulüplerinin açılabileceğine karar verilmiştir. Oysa bir gün önce salgının seyrindeki yükseliş gerekçesiyle, bakanlığın web sayfasında Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un imzasıyla yayınlanan 'Uzaktan eğitim sürecinin detayları' başlıklı açıklamada, eğitim sürecinin okul öncesi eğitim kurumları dahil 20 Kasım 2020-4 Ocak 2021 tarihleri arasında uzaktan eğitim yoluyla yapılacağı belirtilmiştir. Salgının seyrinde yükseliş devam ederken, bir gün içinde bu işlemin tesis edilmesinin hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Bu işleme dayanak olarak gösterilen bakanlık ile ilgili kurumlar arasındaki istişare salgının seyrini azaltmamaktadır. Bu nedenle söz konusu bakanlık işlemi okul öncesi eğitim kurumlarındaki öğrenci ve öğretmenlerin yaşamlarını riske atmaktır. Sendikamız bu işlemin iptali ve savunma alınmaksızın yürütmeyi durdurma istemiyle Danıştay'a dava açmıştır.'

Editör: Haber Merkezi