Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) 24 Ekim-15 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirdiği 'Öğretmenlerin Ekonomik ve Mesleki Sorunlarına Bakış Anketi'nin sonuçlarını açıkladı. 4 bin 657 kişiyle yapılan araştırmada, katılanların yüzde 96'ını kadrolu (4 bin 484 kişi), yüzde 2'sini ücretli (88 kişi), geriye kalan yüzde 2'sini ise sözleşmeli (85 kişi) öğretmenler oluşturuyor. Araştırmaya katılan öğretmenlerin, yüzde 97'si, son bir yıl içerisinde satın alma gücünün azaldığını söylerken, yüzde 78'i son bir yıl içerisinde borçlarının arttığını ifade etti. Ankete katılanların yüzde 58'i 'Aldığınız maaşın yaptığınız işin karşılığı olduğunu düşünüyor musunuz?' sorusuna 'hiç karşılamıyor' yanıtını verdi. Katılanların yüzde 39'u ise 'kısmen karşılıyor' dedi. 'Son bir yıl içerisinde satın alma gücünüze dair aşağıdakilerden hangisine katılıyorsunuz?' sorusuna ise öğretmenlerin yüzde 97'si 'satın alma gücüm azaldı' cevabını verdi.

'MESLEĞİMİZ TEHDİT ALTINDA'

'Ekonomik koşulları daha iyi olan bir iş teklifi alsanız, öğretmenlik mesleğini bırakmayı düşünür müydünüz?' sorusuna da araştırmaya katılanların yüzde 69'u ekonomik koşulları daha iyi olan bir iş teklifi aldığında mesleğini bırakabileceğini söyledi. Öğretmenlerin yüzde 94'ü ücretli, kadrolu ve sözleşmeli istihdamın mesleklerinin geleceğini tehdit ettiğini belirtti. 'Son bir yıl içerisinde borçluluk düzeyinizde nasıl bir değişim oldu?' sorusuna ise ankete katılanların yüzde 78'si 'borcum arttı' yanıtını verdi. Borçluluk düzeyinin değişmediğini ifade edenlerin oranı ise yüzde 19, bu soruya 'borcunun azaldığı' yönünde yanıt veren öğretmenlerin sayısı ise sadece yüzde 2. 'Mülakat ile öğretmen alımının eşit, adil, geçerli ve yansız bir yöntem olduğunu düşünüyor musunuz?' sorusuna öğretmenlerin yüzde 92'si 'hayır' yanıtı verdi. Araştırmaya katılan öğretmenler, 'İş yerinizde kendinizi değerli hissediyor musunuz?' sorusuna yüzde 59'luk bir oranla 'hayır' yanıtını verdi. Araştırmaya katılanlar, 'Milli Eğitim Bakanlığı'nın sorunları çözmek için ürettiği politikaların gerçekçi olduğunu düşünüyor musunuz?' sorusuna da yüzde 90 oranında 'hayır' yanıtı verdi. 'Bir eğitimci olarak, MEB ile çeşitli vakıf ve derneklerin yürüttüğü protokolleri doğru buluyor musunuz?' sorusuna öğretmenlerin sadece yüzde 3'ü 'evet' yanıtını verirken, yüzde 87'si 'hayır' yanıtı verdi. Öğretmenlerin yüzde 74'ü eğitimde cinsiyet eşitliğinin sağlanmadığını düşünürken, yüzde 6'sı bu soruya 'evet' yanıtı verdi. Son olarak okullarda artan şiddet vakalarıyla ilgili soruya da 'Okullardaki şiddet vakaları nedeniyle işyerinizde kendinizi güvende hissediyor musunuz?' sorusu yüzde 84'lük bir oranla 'hayır' cevabını verdi.

EĞİTİM EMEKÇİLERİ ANKARA'DA BULUŞTU

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen), 'Haklarımız, geleceğimiz ve öğrencilerimizin eğitim hakkı' sloganıyla Ankara Tandoğan Meydanı'nda miting düzenledi. Mitinge, Türkiye'nin dört bir yanından eğitim emekçileri, milletvekilleri, çeşitli parti ve sendika temsilcileri katıldı. Mitingde konuşan Eğitim-Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, 'O bütçe sarayın, iktidarın bütçesi değil' dedi. Eğitim-Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan yaptığı konuşmada şunları söyledi: 'Başka işlerde çalışırken iş cinayetlerinde, geleceğe dair, 'artık umudum kalmadı' diyerek intihar etmiş ataması yapılmayan tüm arkadaşlarımız için Ankara'dayız. Milli Eğitim Bakanlığı bütçe görüşmelerinde diyor ki, 'mesele maliyet meselesi'. Meslektaşlarımızın umutları, okulsuz, öğretmensiz bırakılan öğrencilerimizin eğitim hakkı maliyet meselesi olamaz. O bütçe halkın bütçesi. Eğitim ve bilim emekçilerinin öğrencilerin bütçesi. İnsanca yaşamak için Ankara'dayız. Kadrolu, ücretli sözleşmeli öğretmen ayrımını reddediyoruz. '3 ay yatıyorlar yarım gün çalışıp tam maaş alıyorlar' diyenleri de sözleşmeli arkadaşlarımıza 'Ya eşinizi ya işinizi tercih edeceksiniz' cümlelerinizi de unutmayacağız. Bizim mücadelemiz mesleğimize haklarımıza sahip çıkma mücadelesi. Bizim mücadelemiz öğrencilerimiz çocuklarımız içindir.'

Aydoğan eğitim emekçilerinin taleplerini şöyle sıraladı:

• Öğretmenlerin ekonomik ve mesleki sorunlarının çözümü,

• Tüm eğitim çalışanları için güvenceli ve kadrolu istihdam,

• Vergide adalet ve eğitim çalışanlarının vergi diliminin yüzde 10'da sabitlenmesi,

• Herkes için nitelikli ve kamusal eğitimin güvence altına alınması,

• Eğitimdeki piyasalaşma ve gericileşme pratiklerinin sonlandırılması,

• İhraç edilen eğitim ve bilim emekçilerinin görevlerine iade edilmesi.

ÖĞRETMEN MAAŞLARI 10 YILDA YÜZDE 22 ERİDİ

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, eğitimcilerin ücretlerinin 10 yılda yüzde 22 eridiğine dikkat çekti. Yüceer, 'OECD ülkelerinde en düşük öğretmen maaşı ortalaması, Türkiye'deki en düşük öğretmen maaşının 4 katından fazla. Devletin resmi kuruluşu TÜİK bile diyor ki, bir eve 10 bin 670 TL girmezse o ev yoksuldur. Demek ki bu ülkenin bütün öğretmenleri yoksul bırakılmış' dedi. Yüceer, öğretmenlerin 'atanma çilesiyle işsizliğe, sözleşmeli çalışmayla güvencesizliğe itilmediği bir Türkiye' dileyerek, tüm eğitimcilerin Öğretmenler Günü'nü kutladı. Bugün Türkiye'de öğretmenlerin kendini değersiz hissettiklerini belirten Yüceer, Gaziantep'te 25 yaşında intihar eden sözleşmeli öğretmen Saadet Harmancı'yı hatırlattı. Harmancı'nın güvencesiz çalışma koşulları nedeniyle kendi canına kıydığını ifade eden Yüceer, 'Türkiye atama beklerken intihara sürüklenen Merve öğretmenlere ağladı. Vali tarafından öğrencilerinin önünde azarlandıktan sonra kalbine yenik düşen Serkan öğretmenin acısını yaşadı. Öğretmenlerin bu kadar değersizleştirildiği bir yerde, eğitimin kalitesinden söz etmek mümkün olabilir mi?' ifadelerini kullandı.

'BU ÜLKENİN TÜM ÖĞRETMENLERİ YOKSUL BIRAKILMIŞ'

Yüceer, öğretmenlerin ücretlerinin yoksulluk sınırının altında olduğuna dikkat çekerek şunları dile getirdi: 'Öğretmenlerimizin maaşları son 10 yılda dolar bazında yüzde 22 eridi. En düşük öğretmen maaşı 874 dolardan 683 dolara düştü. OECD ülkelerinde en düşük öğretmen maaşı ortalaması, Türkiye'deki en düşük öğretmen maaşının 4 katından fazla. Devletin resmi kuruluşu TÜİK bile diyor ki, bir eve 10 bin 670 TL girmezse o ev yoksuldur. Demek ki bu ülkenin tüm öğretmenleri yoksul bırakılmış. Öğretmenlerin geçim derdiyle uğraşmak zorunda bırakıldığı yerde, çocuklarımız iyi bir eğitim alabilir mi?' Yüceer, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası OHAL döneminde yaşanan ihraçlara da dikkat çekti. OHAL dönemi ihraç edilen eğitimci sayısının ihraç edilen asker sayısının neredeyse 3 katı olduğunu belirten Yüceer, 'Eğitimcilerin sorgusuz sualsiz ihraç edildiği, keyfi sürgün ve cezalarla baskı altında tutulduğu yerde, çocuklarımız özgür ve eleştirel düşünmeyi öğrenebilir mi?' diye belirtti. Yüceer açıklamasında şu ifadeleri kullandı: 'İnanıyorum ki, öğretmenlerimizin yeniden baş tacı edildiği, her çocuğumuzun nitelikli ve bilimsel bir eğitime kavuşmasını sağladığımız günler gelecek. Kindar değil, sevgi ve hoşgörüyle büyümüş, bilim ve sanatla aydınlanmış nesiller yetişecek. Bu aydınlık nesil, huzur ve refah içindeki çağdaş bir Türkiye'nin en önemli dayanacağı olacak. Bu inançla tüm eğitimcilerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutluyor, onların hak ettikleri saygıyı gördüğü, geçim sıkıntısı yaşamadığı, atanma çilesiyle işsizliğe, sözleşmeli öğretmenlikle güvencesizliğe itilmediği bir Türkiye diliyorum. Bu önemli gün vesilesiyle Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk ve ömrünü aydınlanmaya adamış eğitimcilerimizi saygı ve minnetle anıyorum.'

'ÜCRETLİ ÖĞRETMENLERİN MAĞDURİYETLERİ GİDERİLSİN'

CHP Milletvekili Mahmut Tanal, ücretli öğretmenlerin mağduriyetini gündeme getirdi. Tanal, yıllardır hiçbir özlük hakları, güvenceleri olmadan, tam yatırılmayan bir SGK primi ve düşük maaş karşılığında çalışan ücretli öğretmenlerin taleplerinin karşılanması gerektiğini kaydetti. Toplumda ve okullarda ikinci sınıf öğretmen muamelesi gören ücretli öğretmenlerin SGK primlerinin yarım yattığını belirten Tanal, 'Ücretli öğretmenler, kadrolu öğretmenler ile aynı işi yapmalarına rağmen kadrolu öğretmenlerin SGK primi tam yatarken, ücretli öğretmenlerin SGK primi 16-17 gün üzerinden, haksız bir hesaplama yöntemi ile yatırılıyor' dedi. Tatil günlerinde ücretli öğretmenlerin maaşlarının kesintiye uğradığını aktaran Tanal, 'Kadrolu öğretmenlerin milli bayramlar ve hava şartlarından ötürü ilan edilen tatillerde maaşları kesilmezken, ücretli öğretmenlerin maaşında kesinti yapılmaktadır. Bu uygulama, zaten az maaş alan öğretmenlerimiz için ceza gibidir. Ayrıca ücretli öğretmenlere yaz tatili ve ara tatillerde maaş ödenmemektedir' diye konuştu. Tanal, ücretli öğretmenlere okulda çalışırken nöbet ve nöbet parası verilmediğini, yine de ücretsiz öğretmenlerin öğretmen eksikliği bulunan okullarda nöbet tutup eğitimi desteklediğini vurguladı. Özel eğitime muhtaç öğrencilerin eğitim gördüğü kurumlarda da ek ders adaletsizliğinin yaşandığını belirten Tanal, 'Özel eğitim alt sınıflarında ve okullarında çalışan ücretli öğretmenlerimize ek ders ücreti yüzde 25 artırımlı olarak ödenmemektedir. Kadrolu öğretmenlerle aynı işi yaptıkları halde ücretli öğretmenlerimiz yine mağdur edilmektedir' dedi.

Editör: Haber Merkezi