Çocuklar tatildeki rahat ortamdan disiplinli ve kuralları olan okul ortamına geçişte adaptasyon sorunu yaşayabiliyorlar. Ailelerin çocukları ile konuşup sorunlarını dinlemeleri gerektiğini belirten Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, var olan problemlere yönelik çözüm üretme sürecinin birlikte yönetilmesini ve empati yapılarak yaklaşılmasını tavsiye etti. Aydoğdu, oryantasyon programları ve rehberlik birimlerinin aktif faaliyetleri sayesinde çocukların okula daha çabuk alışabileceğini ifade etti. Çocuklar uzun bir aradan sonra tekrar okul ortamına döndüğünde aileler ve öğretmenlerin farklı problemlerle karşılaşabileceklerini belirten Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, 'Çocuğun kendi evinde uzun süre kalmanın vermiş olduğu rahatlıktan çıkıp okul gibi daha disiplinli ve kurallı bir ortama geçiş yapması, uyum problemlerini beraberinde getirebiliyor. Ders dinlememek, sınıf kurallarına uymamak, ödevlerini yapmamak veya okula gelmeyi reddetmek gibi bazı davranışlar gözlemlenebilinir.' diye konuştu.

Aydoğdu, öncelikle ailelerin çocuklarıyla iletişime geçerek yaşadıkları kaygıları, endişeleri veya korkuları varsa bunları anlamaya yönelik tutum sergilemeleri gerektiğini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: 'Aileler, çocuğun var olan problemine yönelik çözüm üretme süreçlerini beraber yönetmeli ve her aşamasında çocuklarının yanlarında olduklarını hissettirmelidirler. Çocuklarda virüs bulaşması veya 'mikrop kapıp hastalanabilirim' şeklinde düşüncelere eşlik eden kaygılar varsa hijyen kurallarıyla ilgili yapılabilecekleri, hangi durumlarda virüs kapma ihtimallerinin olduğu ve olası bir kontaminasyon halinde olabilecekler aşama aşama konuşulmalı. Burada önemli olan nokta, olasılıkların her zaman gerçekçi olarak değerlendirilmesi ve kurulan senaryoların her zaman iyi bir şekilde sonlandırılmasıdır. Çocuk bu süreçte kendisini güvende hissetmeye ihtiyaç duyar. Aile çocuğunun güvende olacağına ve bunu uygulayabileceği basit tedbirlerle devam ettirebileceğini göstermelidir. Çocuğun eski hayatına yeniden dönemeye hazırlanması ve daha kalabalık gruplar içerisine yeniden girmeye başlaması kaygısını arttırabileceği için özellikle son zamanlarda onu olumsuz etkileyebilecek, kaygılarını arttırabilecek diyaloglardan uzak olması önemli olacaktır.'

'ÇOCUKLAR KENDİLERİNİ İFADE EDEBİLMELİ'

Çocukların kısa sürede adaptasyon sağlayabilmelerinde onlara yardımcı olacak en önemli unsurlardan birinin okulun kendisi olduğunu vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, 'Okulun yol gösterici olması, çocukların kaygılarını anlayabilmeleri ve onlara destek olacak şekilde tutum sergilemeleri çocukların okula kısa sürede adapte olmasına oldukça fayda sağlayacaktır. Yüz yüze eğitimin yeniden başlamasıyla birlikte oryantasyon programının yeniden yapılandırılması ve ilk haftalarda akademik eğitimle eş değer oranda rehberlik biriminin aktif faaliyetler içerisinde bulunması da çocukların daha çabuk alışmasını sağlayacaktır.' diye konuştu. Anne ve babaların çocukları ile konuşmaları, onların kendilerini ifade edebilecekleri zemini yaratmaları gerektiğini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, 'Çocuğun ifadeleri üzerinden sahip olduğu sıkıntıyı anladıklarına yönelik empati dolu cümleler ifade etmeliler. Çocuk ailesi tarafından anlaşıldığını ve güvende olduğunu hissedebilmeli. Anne ve babalar çocuklarının bu duyguya sahip olabilmeleri için destek olmalı' dedi.

Çoğunlukla 3-4 yaşlarında başlayan dikkat eksikliğinin hiperaktivite bozukluğuna sebep olduğunu, zamanında müdahale edilmediğinde erişkinlik döneminde de devam ettiğini belirten Uzman Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin ise, 'Aileler ya da öğretmenler genellikle okul çağında fark ediyorlar. Erişkinlerle yapılan araştırmalarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu sıklığının erkek ve kadınlarda eşit olduğu ve eşit riske sahip olduğu gözlendi' ifadelerinde bulundu. Çetin, erişkinlerde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu belirtilerini şöyle sıraladı: Detayları dikkat etmekte zorluk ve buna bağlı hata yapma. Bir şeylere odaklanmakta sorun yaşama. Bir sorumluluğu sürdürmede güçlük çekme. Bir konu üzerinde konuşulduğunda o konuyu dinlemekte zorlanma. İş hayatında ya da özel hayatında planlamalar yaparken zorlanmalar. Odaklanılması ve yoğun düşünülmesi gereken işlerden kaçınma. Konuya odaklanmaya çalışırken dikkatin dağılması. Rutin olan işleri yaparken sorun yaşama ve unutma. Eşyaları bulmakta zorluk ya da kaybetme.

Editör: Haber Merkezi