Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Nuri Karadurmuş, kanserin kontrolsüz hücre bölünmesi sonucu ortaya çıkan birçok hastalık grubunun ortak adı olduğunu belirterek, şu açıklamalarda bulundu: “Dünya genelinde her yıl yaklaşık 14 milyon kişi kansere yakalanıyor. Ülkemizde ise Sağlık Bakanlığı verilerine göre yılda yaklaşık 163.500 kişiye yeni kanser tanısı konuluyor. Kanser; yaş, cinsiyet, dil, din ya da ırk ayırmaksızın herkesi etkileyebilecek bir hastalık. Dünya istatistiklerine baktığımızda, ölüm nedenleri arasında kanser ne yazık ki ilk sıralarda yer alıyor. 2030 yılına gelindiğinde, yıllık yeni vaka sayısının 22 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor.”
ERKEN TANI ÖNEMLİ
Prof. Dr. Karadurmuş, erken tanının önemine dikkat çekerek, Türkiye’de üç ana kanser türü için tarama programlarının mevcut olduğunu vurguladı: Meme Kanseri: 40 yaş üstü kadınlara yıllık mamografi ile takip öneriliyor. Kolorektal (Kalın Bağırsak) Kanseri: 45 yaş üstü bireylerde yıllık gaitada gizli kan testi, 5 yılda bir fleksible sigmoidoskopi veya kontrol kolonoskopisi tavsiye ediliyor. Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri: Kadın doğum uzmanları tarafından yapılan jinekolojik muayene ve smear testleri ile tarama gerçekleştiriliyor.
Prof. Dr. Karadurmuş, kanserin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirterek sözlerine
şöyle devam etti:“Kanser tedavisinde hastalığın türü, evresi ve hastanın genel sağlık durumu göz önünde bulundurularak kişiye özel bir tedavi planı oluşturulmalıdır. Tıbbi onkoloji kanserin ilaçla tedavisi ile ilgilenen ve kanserle mücadelede, hastanın tanı anından itibaren tüm aşamalarında önemli rol üstlenen bir uzmanlık alanıdır. Tıbbi onkoloji uzmanı kanserin türüne, evresine ve hastanın genel sağlık durumuna göre kemoterapi, immunoterapi veya hedefe yönelik ilaçları kullanarak kişiye özel tedavi planını yapmaktadır. Onkolojideki gelişmeler tek başına veya kombine kullanılan tedavilerle, her geçen gün daha fazla sayıda hastanın yaşamına katkıda bulunmaya devam etmektedir.”