Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Dünya Neolitik Kongresi için Şanlıurfa'ya geldi. 63 ülkeden bin dolayında akademisyenin katıldığı kongrenin açılışında konuşan Bakan Ersoy, insanlık tarihinin en önemli dönüm noktalarından olan Neolitik Çağ’ın izlerinin Anadolu topraklarında bulunduğunu vurgulayarak, bu eşsiz mirası tüm dünyaya tanıtmanın gururunu yaşadıklarını ifade etti. Ersoy, İstanbul Üniversitesi ve Harran Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen kongrede, Türkiye'nin arkeoloji politikalarının tüm insanlık mirasına katkı sağladığını belirtti.
Göbeklitepe, Karahantepe, Sayburç ve Sefertepe gibi birçok bölgede devam eden kazı çalışmaları sayesinde uygarlık tarihinin en eski katmanlarına ulaşıldığını aktaran Ersoy, Türkiye’nin, geçmiş ile geleceği birleştiren bir köprü rolü üstlendiğini söyledi.
ERSOY: 750 ARKEOLOJİK KAZI VE ARAŞTIRMA SÜRDÜRÜLÜYOR
Bakan Ersoy, 2018 yılında başlatılan '12 aylık kazı programı kapsamında Türkiye’nin arkeolojik zenginliklerinin gün yüzüne çıkarıldığını belirtti. Bu projeyle Türkiye'nin kültürel mirasının uluslararası cazibe merkezi haline getirilmesinin hedeflendiğini ifade eden Bakan Ersoy, Türkiye genelinde 750 arkeolojik kazı ve araştırma yürütüldüğünü, projeye dahil edilen 224 kazı alanının korunması ve geliştirilmesi için çalışıldığını kaydetti. Bakan Ersoy, 2024 yılı itibarıyla kazı alanlarına 3,4 milyar TL bütçe ayrıldığını ve yıl sonunda bu rakamın 6 milyar TL’ye ulaşmasının planlandığını aktardı.
Yıl sonuna kadar kazı ve araştırma alanlarının sayısının 765’e ulaşmasının öngörüldüğünü belirten Ersoy, “Her kazı, geçmişimize ışık tutan yeni bilgiler açığa çıkarmakta ve tarihimizi daha iyi anlamamıza katkı sağlamaktadır” dedi.
'Geleceğe Miras Projesi' ile Türkiye’nin arkeolojik zenginliklerini bilimsel bir bakış açısıyla ortaya çıkararak gelecek nesillere aktarma vizyonunun hedeflendiğini vurgulayan Bakan Ersoy, şöyle konuştu:
“Geleceğe Miras Projesi, Türkiye’yi dünya genelinde bir kültürel cazibe merkezi haline getirmeyi hedeflemektedir. Bu projeyle, son 60 yılda Türkiye’de arkeoloji alanında yapılan çalışmalara eşdeğer bir başarıyı, önümüzdeki 4 yıl içinde gerçekleştirmeyi planlıyor ve bu dönemin Türk arkeolojisinin altın çağı olarak anılmasını amaçlıyoruz. Ülkemizde Osmanlı İmparatorluğu geleneğinde başlayan arkeolojik çalışmalar, Türkiye Cumhuriyeti’nin yetiştirdiği bilim insanlarıyla altın dönemini yaşamıştır. Bugün Türk arkeolojisine altın çağını yaşatan hocalarımızın öğrencilerinin Anadolu’nun dört bir yanında yaptıkları arkeolojik çalışmalar ile yeni bir altın çağ başlatıyor olmaları hepimiz için bir gurur kaynağıdır.”