Göz kusurlarının genetik faktörlere büyük oranda dayandığını belirten Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Canberk Tulumcu, “Genelde ülkemizde bir tarama sistemi var. O da ancak okul öncesi ve bu sorunlar okulda olduğu için, genellikle okulda tespit edilebiliyor. Çocukların eli, suratı, burnu nasıl benziyorsa anne babaya, göz de bir organ, onlar da yapısal olarak kalıtımla geçebiliyor. Böyle ailelere özellikle çocuklarına erken zamanda göz kontrolü yaptırmasını tavsiye ediyorum. En uygun zaman 1 yaş civarında. Bir yaş civarında çocukların göz kontrolüyle o anda bir sorun olup olmadığına bakılır. Çünkü iki yaşına kadar gözlerimiz gelişmesi devam ediyor ve fonksiyonlarını 2 yaşında hemen hemen normal hale getiriyor. Onun için bir aksaklık varsa, bir sene zaman kalması açısından bunun bir yaş civarında kontrol edilmesi yerinde olur” diye konuştu.

“GÖZÜN ZORLANMASINDAN KAYNAKLANAN HASTALIKLAR DOĞABİLİR”

Her zaman rutin bir göz muayenesiyle miyobu teşhis etmek mümkün. Çocuk bulanık gördüğü için etrafla ilgisi fazla olmaz. Gelişmesi biraz geri kalabilir, çok yüksek miyopsa. Hafif ise pek fazla etkilenmez. Ama miyobu durdurmak elimizde değil. Bir organdan kaynaklanan bir sorun olduğu için zaten miyop veya göz kusurları bir hastalık değil kusurdur. Bu kişinin gözünün büyümesini, küçülmesini, aynı kalmasını, şekil değiştirmesini biz durduramayız. Bizim yaptığımız şey gözün fonksiyonu olan iyi görmeyi sağlamak. Görme kusurları, kırma kusurlarıyla birlikte bunları yerine koyup, kişiyi yada çocuğu rahat olarak gördürmek. Yoksa miyobun ilerlemesine biz hiçbir zaman müdahale edemeyiz. Çocuk gözlük kullanmazsa, o zaman gözün retinasında normal net bir görüntü oluşamayacağı için ömür boyu hep az gören bir çocuk olarak kalır. Buradaki tedavimiz iyi gördürmek, tam gördürmek. Yoksa numarayla ilgili herhangi yapabileceğimiz bir şey yok. Hipermetrop çocuklar genellikle çok sık göz kırparlar. Çünkü gözünü kırptıkça korneadan bir tabaka gelip geçiyor, göz bir an net görüyor. Sonra tekrar bulanıklaşıyor. Elinde tuttuğu bir şeyi çok yakına getirerek bakar. Biraz baş ağrısı olabilir. Aileye ‘başım ağrıyor, gözüm ağrıyor’ diye söyleyebilir veya sulanma, kızarıklık ve çapaklanmalar görülebilir. Çapaklanma derken sekresyonlar, gözün zorlanmasından kaynaklanan şeyler oluşabilir. Aileler buna dikkat ederlerse, çocuğu bir doktora götürürlerse, hipermetropisi meydana çıkar.Yüksek hipermetrop camlar, gözü dışarı iter; optik olarak böyle bir özelliği var. Çok uzun süre kullanıldığı zaman mutlaka çocukta daha önceden hafif bir halkın ‘şehlalık’ dediği, bizim ‘forya’ dediğimiz gizli bir kayma vardır. Bu görüntü netleştikçe iki gözü birlikte dengeleyemediği için sorun ortaya çıkar. Tabi bu ameliyatla düzeltilebilir. Astigmat, noktasızlık demek. Bir noktayı nokta şeklinde görememek, dağınık, saçılmış bir şekilde görmek. Zannederim böyle bir tarif yaparsam nelere yol açtığı, kişileri nasıl etkilediği anlaşılır. Hem uzakta hem yakında baktığı cisimleri kişi net göremez. Bu da yine baş ağrısı, göz ağrısı, hipermetropiye benzer şikayetler ve göz kırpmalara neden olur. Astigmatizma, hem uzağı hem yakını etkiler. Halk arasında bilinen bir şey vardır. Uzağı görmeyen miyop, yakını görmeyen hipermetrop… Kural olarak belki öğretme açısından öyle fakat hipermetropi yüksek olduğu zaman veya astigmatizma olduğu zaman kişi uzağı da yakını da güzel göremez. Onun için öyle bir genelleme yapmayı biz pek sevmiyoruz.

“GÖZ TEMBELLİĞİ HER YAŞTA GÖRÜLÜR”

Bir örnekle açıklamaya çalışayım. ‘Benim çocuğumun ayağı çok büyük. Ben bunu nasıl küçültebilirim?’ gibi bir soru oluyor. Numaraya müdahale etmemiz mümkün değil. Organ kendi şeklini bulacak. Bizim yaptığımız net göstermek. Biz, çocuğumuza küçük ayakkabı giydirerek onun ayağının büyümesini engelleyemeyiz. O zaman nasır olur, yara olur, ağrı olur. Ama ayak yine büyür. Bu onun gibi. Bilincinde olmamız gereken bir şey, gözlük bir hastalık değildir. Bir kusurdur. Bunu böyle kabullenip, onun da tedavisi gözlük kullanmak veya lens, her neyse o numarayı kullanarak görmemizin rahat ve tam olmasını sağlamaktır. Kişide yada çocukta çok yüksek numaralar olabilir. O numarayı gözünün önüne koyduğunuz zaman tam görür, kusursuz görür. Ama çok düşük numara vardır, göz tembelliği vardır. Gözde bir sorun vardır. O çocuğa hiçbir zaman iyi gördüremezsiniz. Bence numara yüksek ama tam gören göz daha makbul bir göz. Çünkü tam işlemini yapabiliyor. Göz tembelliği her yaşta görülebilir. Göz tembelliğine ‘ambiyopi’ diyoruz. Doğuştan olan göz kusurları tam tedavi edilmemişse, göz tembelliği ortaya çıkıyor. Göz tembelliği, iki gözün farklı numaralarda olmasıyla meydana çıkıyor. Az düşük olan numaralı gözün görüntüsü daha net olacağı için beyin tarafından o gözün görüntüsü tercih ediliyor. Öbür bulanık görüntü bir tarafa itiliyor. Ve böylece o göz kullanılmadığı için tembel göz oluyor. Görmesi az kalıyor. Bunu her yaşta tespit etmek mümkün. Küçük çocuk hiç onu fark etmez. Bir gözü fonksiyon ettiği için normal yaşantısında kullanır. Eğer gözde bir şaşılık meydana getirmiyorsa ailenin de içi rahattır. Göz tembelliği için kapatma tedavisi dünyada en yaygın kullanılan tedavi. Çünkü uygulaması pratik. Herkes evinde, çocuğun durumuna, zamanına göre yapabilir. Bir de bu iş için merkezlerde yapılan aletle tedavi var. Bu sağlanabilir. Fakat haftanın belirli günleri, o çocuğu alıp, o merkeze getirmek, orada bir süre onu gözünü çalıştırarak sağlayabiliyoruz bunu. Büyük oranda sağlıyoruz. Kapatmayla ne elde edeceksek, egzersizlerle de onu sağlayabiliyoruz. Fakat kapatmanın alternatifi yok gibi. Gözü kapatmadan bulandırarak, kapatmak istediğimiz gözün görmesini geçici olarak bulandırarak da yardımcı olabiliyoruz. Eğer çocuk hiç kapatmıyorsa, hiç uyum sağlamıyorsa, o zaman ya bir merkezde göz tembelliği için aletli tedavi olacak yada doktoruna başvuracak. O zaman ona gözü kapatmadan bulandırma işlemi uygulanacak.

“ŞAŞILIK DÜZELEBİLİR”

Şaşılığa yol açan mekanizmaların çoğunu biliyoruz. Bir kısmını da bilmiyoruz. Annenin hamileliğinde ilk üç ay içinde göz kasları geliştiği için burada bir sorun olabilir. Gözün boyutunda bir sorun olabilir. Genetik genlerle taşıdığımız, çocuklarımıza verdiğimiz şeyler var. Hamileliğin ileri dönemlerinde annede bir rahatsızlık olursa, bebek riske girerse o zaman gözdeki kasları besleyen damarlar ve bunun hareketini sağlayan sinirler etkilenebilir. Bunun haricinde görme bozukluklarından kaynaklanan göz kaymaları, şaşılıklar olabilir. Bir gözde normale yakın bir miyop, öbür gözde aşırı miyop gibi. Bunlarda iyi gören gözü beyin seçtiği için diğeri bir tarafa doğru onu itiyor, bir tarafa doğru kayma oluyor. 40 derecenin üzerine çıkan ateşlerde yine göz kaslarını besleyen damarlar ve bunun hareketini sağlayan sinirler etkilendiği için şaşılık meydana gelebiliyor. Prematüre bebeklerde genellikle gelişim geri olduğu onlarda daha sık görüyoruz. Çerçevesi çok geniş. Önce güzel görme şansını sağlıyoruz. Güzel bir gözlük muayenesi yapıyoruz ve gözlükleri mutlaka kullanmasını öneriyoruz. Görme arttıktan sonra, yani iyi gördüğü zaman gözler, şaşılık düzelebilir. Biz buna ‘gözlüğe bağlı şaşılıklar’ diyoruz. Gözlüğü taktığınız zaman bunlar düzelir. O kişi de ona ihtiyacı olduğu için gözlükle bir sorunu olmaz. Göz tembelliği varsa, kapatmalar veya aletlerle, egzersizlerle, tedavilerle bunu iyileştirmeye çalışıyoruz. Ondan sonra hala kayma varsa, iki gözü birlikte kullandırıp, derinlik hissi sağlayamıyoruz. O zaman 5 yaşından önce ameliyat ediyoruz. Basit bir ameliyat, ağrılı bir ameliyat değil. Kasların yerlerini değiştiriyoruz. İki-üç tane kası yer değiştirerek, kaymayı ölçümlerine göre düzeltebiliyoruz. Ondan sonra yine kişi, derinlik hissi kazanamıyorsa, egzersizlerle, çalışmalarla kazandırabiliyoruz. Başarı şansımız, görüntü olarak düzeltmekte yüzde 90. Göz tembelliği konusunda tabi bu küçük yaşta olacak. 5 yaşına kadar ideal. 9-10 yaşında yine uğraşıyoruz.”

Kaynak: Baskent