CHP Sözcüsü Öztrak, Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında yapılan Merkez Yönetim Kurulu toplantısı ardından basın açıklaması yaptı. Öztrak, "Cumhuriyet'imizin 100'üncü şeref yılını hükümet, alelade sıradan bir şekilde geçiştirmeyi tercih etti. Şanlı Cumhuriyeti'mizin, önemli yıl dönümlerinde yapılan ve tarihe şerh düşen hazırlıklar da etkinlikler de Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümünde yoktu. Sarayın kibirlisi, bu yıl törenleri başkent Ankara'dan İstanbul'a alıyor. Resmi geçit yapan donanmamızı da Atatürk'ün hayata gözlerini yumduğu Dolmabahçe Sarayı yerine, Vahdettin'in adıyla anılan köşkten selamlıyor. O Vahdettin ki, ülkesinden bir İngiliz zırhlısına atlayarak kaçmış; Atatürk de nutkunda, O'nu 'soysuzlaşmış', 'hain' diye tarif etmiş. Bunların hepsi; sarayın kendi alternatif tarihini yazma, Atatürk'ü unutturma çabalarının birer parçasıdır. Ama ne yapsalar boşuna. Bu milletin gönlünden Atatürk silinmez. Atatürk, sadece milletimizin değil; dünya üzerindeki tüm mazlum milletlerin de kutup yıldızıdır" dedi.
'BU HADSİZLİĞE DERHAL CEVAP VERİLMELİDİR'
28 Ekim'de İstanbul'da düzenlenen Filistin mitinginde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Bir gece ansızın gelebiliriz' sözlerini hatırlatan Öztrak, "Gazze'deki vahşet, insan hakkı ihlalleri, savaş suçları sarayın aklına nedense çatışmaların başlamasından 3 hafta sonra, Cumhuriyet'in 100'üncü yılını kutladığımız günden 1 gün önce geldi. Erdoğan, Gazze'de yaşananları protesto mitinginde yine bir gece ansızın gelmelerden, destan yazmalardan dem vurdu. Meseleyi Gazzelilerin haklı olduğu insani zeminden çıkarıp, kabadayılığa, restleşmeye, dine, imana, hamasete döktü. Eğer Sarayın Gazze'de ara buluculuk, garantörlük gibi bir niyeti varsa; bu, 'İsrail'in elini sıkmam. Bir kere sıktım; ama iyi niyetimi suistimal ettiler, bunlar akıl hastası' gibi iç siyasete dönük diplomasinin önünü kapatan laflarla olmaz. Sonra bir bakarsınız, İsrailli esirlerin salıverilmesinde arabuluculuğu yapan Türkiye değil; Katar ve Mısır oluverir. Amerikan Kongresi'nden bir grup senatör de çıkar, Türkiye ile Hamas arasındaki siyasi, lojistik, mali bağlantılardan, Erdoğan'ın Müslüman kardeşlerle ideolojik bağlarından, Türkiye'nin Hamas için bir sığınak haline geldiğinden, Hamas'ın İstanbul ofisindeki para trafiğinden, bunlara verilen vatandaşlıktan, pasaportlardan bahsetmeye başlar. Türkiye'yi üstü örtülü olarak, 7 Ekim saldırılarında rol almakla suçlamaya varacak hadsizliklerin önü açılır. Bu hadsizliğe derhal en sert cevap verilmelidir" diye konuştu.
'YİNE BİR 'U' DÖNÜŞÜ HİKAYESİ'
Öztrak, ABD Dışişleri Bakanı'nın Gazze'de süren savaş nedeniyle bölge ülkelerini ziyaret ederken Türkiye'ye uğramadığına dikkat çekerek, "İşte en son İsveç'in NATO'ya üyeliği için protokol sarayda imzalanarak TBMM'ye gönderildi. Saray da ortağı da bu konuda günlerce esip gürlemişler, dünyaya racon kesmişlerdi. Şimdi bu protokolün Meclis'e sunulması karşılığında ne alındı? Yunanistan'ın hukuksuz şekilde silahlandırdığı adalardan çekilmesi mi sağlandı? Türkiye dışlandığı F35 projesine geri mi döndü? ABD ile Türkiye arasındaki F16 meselesi mi çözüldü? Amerika, PYD'ye desteğine son vereceğini mi açıkladı? İsveç ülkesindeki teröristleri teslim edeceğini mi açıkladı? Hayır. Yine dış politikanın iç politikaya alet edilmesine bağlı 'u' dönüşü hikayesi. Oysa ülkemiz bundan çok daha iyisini hak ediyor" dedi.
'CUMHURİYET'İMİZİ DEMOKRASİ İLE TAÇLANDIRACAĞIZ'
Öztrak, hafta sonunda 38'inci kurultayı yapacaklarını söyleyerek, "Partimizin 100'üncü kuruluş yılında kurultayımız bir demokrasi şenliği olacak. Cumhuriyeti'mizin yeni yüzyılına birlik içinde güçlenerek gireceğiz. 100 yıl önce tam bağımsızlık ve ulusal egemenlik için yola çıkan Büyük Atatürk ve yol arkadaşlarından aldığımız miras asla vazgeçmemektir. Cumhuriyet'imizin temel direği olan milletin egemenliğini tek kişinin vesayetinden kurtaracağız. Millet iradesinin tek tecelligahı Gazi Meclisi'miz olacak. İkinci yüzyılda şanlı Cumhuriyet'imizi hep birlikte eksiksiz bir demokrasiyle taçlandıracağız" diye konuştu.