CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, bütçenin tümü üzerine yaptığı konuşmasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İsrail tehdidi olduğuna dair açıklamasını hatırlatarak “‘Savunma Sanayii Destekleme Fonu’ adı altında yeni bir vergi dilimi oluşturarak Türkiye'de vatandaşların üstüne ayrıca bir yük getirmeye çalıştınız. Ancak o görüşmeler yapılırken yeterince incelenmediği gerekçesiyle, muhtemelen Sayın Cumhurbaşkanı tarafından gelen bir telefonla, o teklif geriye çekildi. Bizim de hiçbir fikrimiz olmadan, yeterince hazırlanmamış olduğu iddia edilerek iptal edilen bir teklif doğrusu, bugünkü sistemin bize dayattığı tek adam rejiminin yansıması ve karşılığı olarak önümüze geliyor” dedi.
Halka değil, sermayeye bütçe
2025 merkezî yönetim bütçesinin halk nezdinde bir karşılığının olmadığını, halk için değil, sermaye için yapılmış bir bütçe olduğunu dile getiren Ocaklı, “Üzülerek söylüyorum, kamu-özel iş birliği projeleriyle köprüler, hastaneler ve otoyollar için, cari açığı meydana getiren firmalara olan borçları yerine getirebilmek için âdeta bu bütçe hazırlanmış durumda” ifadelerini kullandı. Ocaklı, 2025'te 14,3 milyar TL’nin müteahhitlerin garanti ödemeleri için ayrıldığını kaydetti.
Bütçenin dikkat çekici bir başka yanının ise faiz ödemeleri için ayrılan payın büyüklüğü olduğunu ifade eden Ocaklı, “Bütçe aslında bir faiz bütçesi yani Türkiye'de çalışan bütün herkesin maaşlarının yarısı kadar bir faiz ödüyoruz. Ödeyeceğimiz faiz tutarı, 1 trilyon 950 milyar lira” değerlendirmesi yaptı. Türkiye'nin sorununun yoksulluk ve işsizlik olduğunu söyleyen Ocaklı, bu bütçede onlara dair çözüm düşünülmediğini ifade etti.
Bütçe, kamu yararı gözetilerek revize edilmeli
Ocaklı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şimdi, burada yapılması gereken şey, bu bütçenin biraz daha kamu yararı alır hâle getirilmesini sağlamaya yönelik düzenleme yapmak lazım. Mesela, bu bütçede neler yok diye baktığımızda, bizim gerçekten de bugünlerde hepimizin gündeminde olup kabul ettiği -aslında birçoğunuz bunu kabul ediyorsunuz muhtemelen- kadınlara, çocuklara yönelik şiddet ve taciz eylemlerinin büyüdüğü, bunların gazetelerde yer aldığı, iş cinayetlerinin arttığı, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığının sürdüğü ve devam ettiği bir ortamda geçim sıkıntılarını gidermeye yönelik herhangi bir etki bu bütçede yok. Dolayısıyla, bizim kaygılarımızı ortadan kaldıracak bir şey gerekiyor, buna dair herhangi bir düzenleme yok. Özetle, ben bu bütçenin yeniden revize edilmesini, bir alt komisyon kurularak toplum için daha yararlı bir hâle getirilmesini teklif ediyorum; önergeyle de bunları sunacağız. Bunun değiştirilebilme ümidinin olacağını pek de sanmıyorum ama biz bu bütçeyi değiştiremesek de Türkiye için bu iktidarı değiştirme umudumuzu tutuyoruz diyorum.”