Köksal, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, yeni yasama döneminin 1 Ekim Pazar günü başlayacağını hatırlatarak, yeni dönemde önceliklerinin Türkiye'de yoksulluğu ve işsizliği bitirmek olduğunu söyledi.
Çiftçinin üretim yapamadığını, öğrencinin barınamadığını, işçinin geçinemediğini, emeklinin açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edildiğini ileri süren Köksal, "Bu ülkenin topraklarını kalkındıran, üreten çiftçiden ÖTV'yi kuruşuna kadar alıyorlar. Çiftçinin kullandığı mazottan ÖTV alınmaması gerektiğini defalarca dile getirdik. TBMM'de önergeler verdik. Çiftçiye bu zulmü yapanlar Birleşik Arap Emirlikleri şeyhine gelince Bodrum'da demirleyen yatına verilen yakıttan ÖTV almıyorlar." diye konuştu.
Köksal, yeni eğitim öğretim yılının başlamasıyla birlikte ailelerin, çocuklarının eğitim masraflarını karşılayamadığını savunarak, "Milli Eğitim Bakanı bu aralar ekle çıkar müfredatla uğraşıyor. Aileler ise eğitim maliyetlerini nasıl karşılayacaklarını kara kara düşünüyorlar. Minimum paketle hazırlanan bir beslenme çantası 50 liraya mal oluyor. Ekonomik krizin faturasını garibanın çocuğuna ödetmeyin. Çocuklarımızın bir öğün ücretsiz yemek hakkını verin." dedi.
Üniversite öğrencilerine verilecek vergisiz cep telefonu ve bilgisayar uygulamasına da değinen Köksal, "Piyasada satış fiyatı 9 bin 500 lirayı geçmeyen akıllı telefon kaldı mı? Telefonla bilgisayarlara zaten vergi yükü getire getire fiyatını 10 katına çıkardınız. Şimdi kendinizin ve çocuklarınızın yüzüne bile bakmayacağı, kullanmayacağı telefonları mı üniversiteli gençlerimize layık görüyorsunuz?" diye sordu.
Köksal, üniversitelerin açılmasına kısa bir süre kaldığını ve barınma sorunu nedeniyle ailelerin kara kara düşündüğünü söyledi. Örgün öğretimde 4 milyon 24 bin öğrenci olduğunu, Kredi ve Yurtlar Kurumunun ise 874 bin 693 öğrenci kapasitesi bulunduğunu dile getiren Köksal, "Peki geriye kalan öğrenciler ne olacak, nasıl yaşayacak, nerede kalacak, eğitim öğretim hayatlarına nasıl devam edecek? İşçiyi, çiftçiyi, emekliyi, memuru, esnafı, iş insanını, herkesi mağdur eden AKP, üniversite öğrencisini de mağdur etmeye devam ediyor." dedi.
Köksal, Kasım 2019'da TBMM'de kabul edilerek yasalaşan bir kanunla, Avrupa'da yaşayan gurbetçilerden toplanan paralarla kurulan ve "yeşil sermaye" olarak adlandırılan şirketlerin mağdurlarının dava açma hakkının önüne geçildiğini iddia ederek, söz konusu kanunun ilgili maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesine yaptıkları başvurunun sonuçlandığını söyledi.
Yüksek mahkemenin, kanunun ilk maddesini Anayasa'ya aykırı bularak iptal ettiğini belirten Köksal, "Böylece gurbetçilerin bu şirketlere karşı dava açmalarının yolundaki engel kaldırılmış oldu. Gurbetçiler hak arama yoluna gidebilecek. CHP olarak nerede bir mağduriyet varsa o mağdurların yanında olacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Burcu Köksal, Ankara'da suç örgütüne yönelik operasyonda yakalanan Bora K'nin, siyaset, bürokrasi ve yargı mensuplarıyla yakın ilişkileri bulunduğunun iddia edildiğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Siyasetle mafyanın ya da yargıyla mafyanın bir ilişkisi varsa, iddia bile olsa muhakkak araştırılması ve bir ilişkinin tespit edilmesi halinde her kim olursa olsun en ağır şekilde cezalandırılması gerekiyor."
Bir soru üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM), FETÖ üyesi olduğu tespit edilen bir kişinin (Yalçınkaya) başvurusu üzerine verdiği ihlal kararına ilişkin değerlendirmesi sorulan Köksal, "AİHM kararının iç hukukta yeri belli. Muhakkak iç hukukta da bu karara uyulması gerekiyor çünkü verilen bir karar var. CHP olarak her zaman hak, hukuk, adaletin yanındayız. Ne olursa olsun Türkiye'de bir hak ihlali olmamalı. Herkes adil yargılanma hakkına sahip. 'Adalet adalet' diyoruz. Yargı bağımsızlığı en önemli şey. Adaletin tesisi bizim olmazsa olmazımız." ifadelerini kullandı.