Köylüler, Güdül İlçesi'ne bağlı Kırkkavak, Tahtacıörencik, Kayı, Kavaközü, Karacaören, Taşören, Adalıkuzu, Garipçe, Özköy mahallerinin yakınında hayata geçirilmesi planlanan bu projenin bölgedeki tarım ve hayvancılığı etkileyeceği gibi, insanların sağlığına da tehdit oluşturacağını ifade etti. Projeye ilişkin 'ÇED Gerekli Değildir' kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması talebiyle açılan dava kapsamında, mahkeme ve bilirkişi heyeti, projenin planlandığı alanda incelemelerde bulundu. Davacılardan Uruşlular Derneği'nin başkanı Mustafa Büyükgedik, Uruş muhtarı Murat Uz, Tahtacıörencik muhtarı Sebahattin Araç ve avukatları ile, Dört Mevsim Ekolojik Yaşam Derneği'nden Ceyhan Temürcü ve Kırsal Çevre Derneği'nden Can Yücesoy ile Mustafa Bektaş, proje tanıtım dosyasındaki eksikliklerin yanı sıra, projenin yapılması durumunda ortaya çıkacak ekonomik, sosyal ve ekolojik zararlar konusunda bilgilendirme yaptılar.

'YABAN HAYATI VE YEREL HALKIN SAĞLIĞI TEHLİKEYE ATILIYOR'

Yapılan açıklama şöyle: 'Tesisin planlandığı alan, DSİ'nin tarımsal yatırımlarının sulama alanlarının ortasında kalıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından arazi toplulaştırma çalışması da yapılmış olan bu bölgede fiilen tarımsal üretim gerçekleştiriliyor, yakındaki meralarda büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar otluyor. Planlanan tesisin etki alanı içinde birçok arı kovanı da var. Kayaköz deresi yatağı ve çevresi birçok canlı türünü barındıran bir orman ekosistemi oluşturuyor. Alanın yakınındaki bölgelerin ayı, kurt, geyik, domuz, çakal, porsuk, tilki, kara akbaba gibi birçok hayvanın doğal yaşam alanı olduğu da biliniyor. Üstelik planlanan tesis alanının 70 metre yakınında bir arkeolojik sit alanı da bulunuyor.

Kısacası alan ve çevresi eşsiz bir doğal zenginlik, çok büyük bir tarım-hayvancılık potansiyeli ve kırsal turizm için önemli değerler barındırıyor. Maden tesisinin planlandığı yer Uruş beldesinin ve Güdül köylerinin tarımsal, ekolojik, arkeolojik ve turistik yönlerden eşsiz değerlere sahip alanlarının ortasında yer alıyor. Yapılması durumunda ortaya çıkacak arazi bozulması, toz yayılımı ve ağır kamyon trafiği, Karacaören'deki bereketli tarım alanlarına, üzüm bağlarına ve mandıralara; Uruş'un, Tahtacıörencik'in, Kayı'nın, Kavaközü'nün, Kırkkavak'ın, Öz'ün, Taşören'in, Garipçe'nin geniş tarlalarına, meyve bahçelerine, büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarına ve arı kovanlarına; Tahtacıörencik ve Süvari Çayı kıyısında gelişmekte olan ekolojik tarım ve hayvancılık faaliyetlerine ve Sakin Şehir Güdül'ün turizm faaliyetlerine büyük zarar verme tehlikesi taşıyor. Proje aynı şekilde, yaban hayatı ve yerel halkın sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı için büyük bir tehdit oluşturuyor.

Tahtacıörencik Mahallesi'nde ortaya çıkmış olan ve Uruş Mahallesi'nde hazırlıkları yapılan ekolojik tarım ve doğa-dostu üretime dayalı kırsal kalkınma faaliyetlerinin önü kapanacak; Uruş beldesi ve Sakin Şehir ünvanlı Güdül'ün mahallelerindeki huzurlu hayat ve kırsal turizm imkanları ortadan kalkacaktır. Kovid-19 pandemisi vesilesiyle yerli ve yerel üretime dayalı gıda güvencemizin ne kadar önemli olduğunun anlaşıldığı bu günlerde bu proje, Tarım ve Orman Bakanı Sayın Dr. Bekir Pakdemirli'nin 'Bu salgın bir kez daha tarım ve gıdanın önemini gösterdi. Daha da önemlisi kendi kendine yeterliliğin önemi bir kez daha kanıtlanmış oldu. Bu felaketi atlatmak için birçok ihtiyaçtan vazgeçebilir, ancak gıdadan vazgeçilemez' sözlerine de aykırılık teşkil etmektedir. Söz konusu projenin kamu yararı olmadığı gibi gelecek kuşakların haklarını da yok saymaktadır.

Gerçekleşmesi durumunda doğal çevre, kırsal yaşam ve yerel halkın geçim kaynakları açısından geri dönüşü olmayan olumsuz sonuçlar doğuracağı aşikardır. İstihdam edileceği söylenen 12 kişi için halkın sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını, çevredeki doğal varlıkları ve üretim imkanlarını feda etmek akıl ve vicdan işi değildir. Bölgedeki doğal, ekonomik ve sosyal dengeleri alt üst edebilecek olan bu maden projesinin gerçekleşmemesi için, yöre halkının girişimiyle başlayan bu hak ve hukuk mücadelesinde kamu kurumlarının, yerel yönetimlerin, siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, basın- yayın kuruluşlarının ve sorumlu vatandaşların duyarlılığı belirleyici olacaktır.'

Editör: Haber Merkezi