Temiz Hava Hakkı Platformu'nun (THHP) hazırladığı 'Kara Rapor 2021: Hava Kirliliği ve Sağlık Etkileri' çalışması yayınlandı. Bu yıl dördüncüsü yayınlanan raporda, Türkiye'nin bazı illerinde yıllardır çözülemeyen ciddi hava kirliliği sorunları yaşandığı ortaya konuldu. Son 5 yılın hava kalitesinin incelendiği raporda, 2020 yılında ölçüm yapılan istasyon sayısının arttığına dikkat çekildi. Ancak TÜİK tarafından 2020 yılına ait ölüm verileri açıklanmadığı için 2017 yılından beri her sene hesaplanan hava kirliliği kaynaklı ölüm sayısının bu yıl belirlenemediği ifade edildi. Temiz Hava Hakkı Platformu'nun yayınladığı Kara Rapor 2021'e göre, 2020 yılında Türkiye'deki illerin yarısında, yani 42 şehirde kanserojen olan ince partikül (PM2.5) seviyesi yeterli düzeyde ölçülmedi. Rapora göre, 2020 yılında Türkiye'de sadece 2 ilde (Bitlis ve Hakkari) Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)'nün önerdiği kılavuz değerlerin altında temiz hava solundu. Üstelik, bu kılavuz değerler DSÖ tarafından hava kirliliğinin güvenli limiti olmadığı için Eylül ayında yüzde 75 oranında aşağıya çekildi. 2020 yılında yeterli veri alınabilen 72 ilin partikül madde değerleri incelendiğinde 45 ilde hava kirliliğinin ulusal sınır değerleri dahi aştığı açıklandı. Raporda, orman yangınları nedeniyle havaya iklim değişikliğine de sebep olan siyah karbon kirleticisi salındığı belirtildi. Kirli havanın Kovid-19 virüsünün vücuda girişini kolaylaştırdığı belirtilen raporda, hava kirliliğinin genlere de etki ederek yetişkinlerde majör depresyonu ve yaşlanmayı tetiklediği vurgulandı.

'12 İLDE TÜM YIL HAVA KİRLİ'

Raporda, hava kirliliğinin Türkiye'nin 12 şehrinde artık tüm yıla yayılan bir sorun olduğunun altı çizildi. Muş, Iğdır, İstanbul, Sinop, Malatya, Edirne, Tokat, Kayseri, Denizli, Düzce, Karabük, Ağrı ve Ankara'daki 15 istasyonda 2020 yılı boyunca yapılan ölçümlerde 'yüksek hava kirliliği' gözlemlendi. Türkiye'de sadece Bitlis ve Hakkari'de hava kirliliği (PM10) DSÖ kılavuz değerlerinin altında ölçüldü. Hava kirliliğinin en yüksek oranda olduğu şehrin ise Muş olduğu açıklandı. Muşlular yılın 306 günü kirli hava soludu. 2020 yılında hava kalitesi en düşük çıkan iller ise Iğdır, Ağrı ve Muş oldu. Türkiye'nin hava kalitesi açısından en kirli illeri listesinde son 4 yıldır ilk sırada yer alan Iğdır, 2020 yılında yerini Muş'a bıraktı. 5 yıldır Iğdır, Kahramanmaraş, Manisa, Ağrı ve Düzce'de hava kirliliği sorununun kronikleştiği ifade edilirken bu şehirlerde 'Acil Temiz Hava Eylem Planları' açıklanması gerektiği vurgulandı.

'ANKARA SİTELER DAHA KİRLİ'

Raporda, 2020 yılında İstanbul'da PM10 ortalamasının önceki yıllara göre daha düşük seviyelerde olduğu ortaya kondu. Ancak uzmanlar bu seviyenin dahi DSÖ'nün önerdiği kılavuz değerlerin iki katı olduğuna dikkat çekiyor. İstanbul'un ilçeleri Mecidiyeköy, Sultangazi, Esenyurt ve Alibeyköy'de PM10 ortalamasının DSÖ yıllık kılavuz değerlerinin 3 katından fazla seviyede olduğu ortaya konuldu. Ankara Siteler istasyonunun yakınında ise yıllık PM10 ortalaması DSÖ kılavuz değerlerinin dört katını aştı. İzmir'deki en kötü hava kalitesi, 2016 yılından beri ölçüm verileri kamuoyu ile paylaşılmayan Aliağa'da ölçüldü. İlçede, DSÖ yıllık kılavuz değerlerinin 2 katından fazla bir kirlilik yaşandığı ortaya konuldu. Aliağa'da bulunan en önemli kirletici kaynaklar; kömürlü termik santral, hurda metal işleyen demir-çelik fabrikaları ve haddehaneler, yapımı bittiği için yakında üretime geçecek olan yeni rafineri de kirletici kaynaklara eklenecek olan petrokimya tesisleri.

'ORMAN YANGINLARI HAVAYI DA KİRLETTİ'

Türkiye'de son 10 yılda sıcak hava dalgalarının artması ve beraberinde yaşanan orman yangınları, hava kirliliğinin önemli sebepleri arasında. Orman yangınlarında oluşan hava kirliliği ve dumanın içindeki partikül madde, yer seviyesi ozonu ve karbonmonoksit maruziyeti, en büyük sağlık riskini oluşturuyor. Rapora göre, 2020'de Hatay Samandağ'da yaşanan yangın sebebiyle, havaya iklim değişikliğine de sebep olan siyah karbon kirleticisi salındı. Siyah karbon, iklim değişikliğine de sebep olan hava kirleticilerinden biri. 2021 yılında Muğla, Antalya ve Tunceli'de yaşanan orman yangınlarının benzerlerinin ileride yaşanması halinde, yangına maruziyetin derecesi ve süresine göre hastalık riskini azaltacak ekipmanlar dağıtılması ve gerekli uyarıların yapılması önerildi. Öte yandan; iklim değişikliğinin Akdeniz bölgesindeki etkileri sonucu artan kuraklık da kum fırtınalarına ve dolayısıyla hava kirliliğine neden oluyor.

'KİRLİ HAVA, KOVİD-19'UN VÜCUDA GİRİŞİNİ KOLAYLAŞTIRIYOR'

Raporda yayınlanan verilere göre, uzun dönem hava kirliliğine maruz kalan milyonlarca insan solunum ve kalp damar sistemi hastalıkları, diyabet gibi kronik hastalıklar veya kanser ile mücadele ediyor ve Kovid-19 gibi virüslere karşı daha savunmasız hale geliyor. Hava kirliliğinin daha yüksek olduğu bölgelerde Kovid-19 vaka sayılarının daha yüksek olduğu ortaya konuluyor. Raporda, Kovid-19 hastalığı pandemisi ile mücadele için hava kirliliğini azaltacak önlemlerin alınması öneriliyor. Raporda ayrıca hava kirliliğinin genler üzerindeki etkisi de ele alındı. Kirliliğin etkisinin yaşamın tüm dönemlerinde farklı olduğu belirtilirken gebelik öncesi, anne karnında, erken çocukluk ve yaşlılık dönemlerinde partikül maddenin etkilerine yatkınlık arttığı ifade ediliyor. Çalışmada, 'Son yıllarda PM'ye maruz kalma ile mental sağlık arasındaki ilişkiye dair bulgular daha netleşmeye başladı. Hava kirliliğinin mental bozuklukların, özellikle majör depresyonun tetiklenmesindeki olası rolüne dair kanıtlar bulunuyor' ifadelerine yer verildi.

THHP'DEN TEMİZ HAVA ÇAĞRISI

Kara Rapor 2021'i yayınlayan Temiz Hava Hakkı Platformu önerilerini ise şöyle sıraladı:

• 'Hava Kirliliği ile Mücadele Stratejisi' geliştirilmeli.

• İller bazında Temiz Hava Eylem Planları oluşturulmalı.

• PM2.5 ve PM10 değerleri başta olmak üzere tüm kirleticiler ülke genelinde düzenli olarak izlenmeli ve açıklanmalı.

• Hava kirliliğinin sağlık etkilerini hesaplamayı sağlayacak ölüm sayısı gibi veriler açıklanmalı.

• Çevre mevzuatına uyması için gerekli yatırımlarını tamamlamayan kömürlü termik santrallerin çalışmasına izin verilmemeli.

• Endüstriyel yatırımlardan Sağlık Etki Değerlendirmesi Raporu istenmeli.

• Hava Kirliliği Mevzuatı DSÖ kılavuz değerleriyle uyumlu hale getirilmeli.

• Fosil yakıt desteklerine son verilmeli ve adil geçiş planları yapılmalı.

• Alternatif enerji kaynakları, ulaşım araçları desteklenmeli.

• Sağlık Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı STK'lar, meslek örgütleri işbirliğine gitmeli, korona sonrası dönemde hava kirliliğini azaltmak için planlar yapılmalı.

Editör: Haber Merkezi