Temiz Hava Hakkı Platformu, baca gazı arıtımı ve kül depolama sahalarının mevzuata uygun hale getirilmesi için gerekli altyapı yatırımlarını tamamlamayan kömürlü termik santrallerin çalışmasına izin verilmemesi çağrısında bulundu. Platformun basın açıklamasında yer verdiği çarpıcı görüntüler, geçici faaliyet belgesi alarak 2020 yılından beri çalışmaya devam eden santrallerin bazılarından hala siyah dumanlar yükseldiğini gözler önüne serdi. Platform yaptığı açıklamada, ayrıca pek çok santralin, kül depolama sahasının yol açtığı kirliliğin suya ve toprağa karışmasını önleyecek yatırımları tamamlanmış olmamasına rağmen çalışmaya devam ettiğine vurgu yaptı. Santrallerin geçirimsiz zeminli kül depolama sahası olmadan çevre izni almalarına olanak tanıyan 'Atıkların Düzenli Depolanmasında Dair Yönetmelik'in Geçici 3'üncü maddesinin iptali talebiyle açılan davalarda yürütmeyi durdurma kararı verildiğini hatırlatan Platform, çevre yatırımlarını tamamlamamış tüm santrallerin faaliyetlerinin acilen durdurulmasını talep etti. Muafiyet süresi dolan santrallerin çevre izni alabilmek için gerekli yatırımları yapıp yapmadığının kamuoyuyla paylaşılmadığını belirten platform geçici izinlerle çalıştırıldıkları sürede ortaya çıkan emisyon verilerine de aynı şekilde ulaşmanın mümkün olmadığını ifade etti. Açıklamada, gerekli yatırımlar tamamlanmadan santrallerin çalışmaya devam etmesinin, temiz havanın hayati değerinin daha iyi anlaşıldığı Kovid-19 salgını sürecinde halk sağlığı öncelikleriyle bağdaşmadığının altı çizildi. Temiz Hava Hakkı Platformu Koordinatörü Buket Atlı, Ocak 2020'de kapatılan santrallerin çevre ve halk sağlığı için yapmaları gereken yatırımlar tamamlanmadığı halde tekrar açıldığını ve çalışmaya devam ettiğini belirterek, 'Halk sağlığını korumak amacıyla santrallere daha fazla muafiyet verilmeyeceği söylenmiş olmasına rağmen, gerekli yatırımlarını tamamlamamış santrallere geçici izinler ve ek süreler verilerek havamızı kirletmelerine göz yumuluyor.' dedi.

'İZİNLERİ GEÇERLİ DEĞİL'

Atlı, kül depolama alanlarını mevzuata uygun hale getirmeyen santrallerine de değinerek şöyle konuştu: 'Mevcut kömürlü termik santrallerin küllerin geçirimsiz zeminli sahalarda depolanması konusunda da altyapı yatırımlarının yapılması gerekiyordu. Fakat santrallere tanınan altı yıllık muafiyetin bitmesine beş gün kala yapılan ani bir yönetmelik değişikliğiyle kül depolama alanlarında gerekli çevre yatırımlarını sağlamayan santrallerin çalışabilmesinin önü açılmıştı. 2020'de sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleri tarafından açılan davalarda söz konusu yönetmelik değişikliğinin; çevreye telafisi mümkün olmayacak zararlar verecek olması gerekçesiyle madde hakkında yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir. Kül depolama sahası yatırımları yapılmadığı halde yönetmelik değişikliği kapsamında çevre izni alabilmiş santrallerin izinleri artık geçerli değildir ve derhal faaliyetlerinin durdurulması gerekmektedir.'

'SANTRAL KÜL SAÇMAYA DEVAM EDİYOR'

Kahramanmaraş Elbistan – Afşin Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu üyesi İbrahim Yalçın ise santralin eskisi gibi kül saçmaya devam ettiğini ifade ederek şöyle konuştu: 'Filtre yapıldığı söylenerek açılan Afşin A santralinin iki ünitesi de Haziran ayından beri her gün eskisi gibi kül saçmaya devam ediyor. 2020'de santral kapandığında yıllar sonra ilk defa beyaz kar görmüştük ama bu kış yine Afşin'e kara kar yağdı. Çevre ve Şehircilik Bakanı 'İzliyoruz, eğer limitler aşılırsa kapatırız' demişti. Fakat burada santrallerin çalıştığı her gün zehirleniyoruz. Temiz hava için daha kaç yıl beklememiz lazım? Gerekli yatırımlar yapılmadan, sürekli yeni izinler vererek bu santrallerin çalışmalarına izin vermeyin.'

'HAVA KİRLİLİĞİ KRONİK OLDU'

'2019 yılından beri çevre izni veya geçici faaliyet belgesi alan santrallerin hangi yatırımları yaptığını ve ulusal limitlere uyup uymadığını bilmediklerini belirten Makine Mühendisleri Odası Enerji Grubu üyesi Orhan Aytaç ise Maraş'ın Afşin ilçesinde artık kronik hale gelen hava kirliliğine değinerek şöyle konuştu: 'Afşin'de Greenpeace Akdeniz tarafından 5 Ekim – 11 Kasım 2020 arasında dört farklı yerde yapılan 24 saatlik hava kirliliği ölçüm sonuçları, bazı günler kanserojen olan kirleticilerin Dünya Sağlık Örgütü'nün önerdiği limitlerinin (PM10) tam 16 katına kadar aşıldığını gösteriyor. Türkiye'deki santrallerde kullanılan elektrofiltreler, kurulan 'geçici' sistemin getirdiği ilave toz yüküne göre tasarlanmadığı için, hem kükürt salımı gerektiği kadar azalmıyor hem de eskisinden de fazla toz salımı olabiliyor.'

'İMZA KAMPANYASI DEVAM EDİYOR'

Temiz Hava Hakkı Platformu, 30 yılı aşkın süredir çalışan ve ekonomik ömrünü doldurmuş kömürlü termik santrallerin; yıllarca tanınan muafiyetler nedeniyle Çanakkale, Kütahya, Manisa, Muğla, Zonguldak, Kahramanmaraş, Sivas ve Muğla illeri başta olmak üzere Türkiye'nin pek çok yerinde hava, toprak ve suyu kirletmeye devam ettiğini ifade etti. Bu illerdeki çevre kuruluşları tarafından muafiyetlerin uzatılmaması için 2019 yılında başlatılan ve 105 bin kişiye ulaşan imza kampanyası da devam ediyor

Editör: Haber Merkezi