Çene eklemi rahatsızlıkları en çok kadınlarda ve özellikle depresyon, anksiyete gibi psikolojik rahatsızlıkları olan kişilerde ortaya çıkıyor. Yalnızca çene bölgesiyle sınırlı kalmayarak baş ağrısı, kulak çınlaması, boyun ağrısı, postür bozuklukları ve hatta kalça ağrısına kadar birçok farklı soruna neden olabiliyor. Bu rahatsızlığı yaşayanların çene cerrahisinin yanı sıra hangi şikayetlere sahiplerse ilgili branş hekimleri, fizik tedavi uzmanları hatta psikiyatristler tarafından oluşan bir ekiple multidisipliner yaklaşımla tedavi edilmesi önem taşıyor.
ÇENE EKLEMİ BOZUKLUKLARI YAŞAM KALİTESİNİ DÜŞÜRÜYOR
Temporomandibular eklem (TME) yani çene eklemi, kafatası kemiklerinden temporal kemik ile alt çene kemiği yani mandibulanın birleşmesi ile oluşan eklemdir. Kafatasına yakın olması ve birçok yapı ile ilişkili olması nedeni ile hem çok önemli hem de karmaşık bir eklem olarak nitelendirilmektedir. Bu eklem, sinir ve kas bağlantıları aracılığıyla vücudun farklı bölgeleriyle doğrudan etkileşim halindedir. Çene hareketlerini sağlayan ve konuşma, yutkunma gibi günlük aktivitelerde hayati öneme sahip bir yapıdır. Ancak, bu eklemin bozuklukları bireylerin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir.
Komşulukları, ortak sinir ve kas bağlantıları nedeni ile dişler, kulak, boyun bölgesinin üst kısmı ve kafatası ile ilgili rahatsızlıklardan etkilendiği gibi, bu eklemle ilgili rahatsızlıklar da bu komşu yapıları ilgilendirir.
Dişlerle ilgili yapısal problemler, çiğneme kaslarındaki tetik nokta denilen ağrılı kas gerginlikleri, eklemin aşırı zorlanması ve kullanılması yani mikro travmalar, boğaz ve kulak enfeksiyonları ve çeşitli romatizmal hastalıklar da temporomandibular eklemde fonksiyon bozukluklarına neden olabilmektedir.
Bu belirtilere dikkat!
Temporomandibular eklem rahatsızlıklarında sadece eklemle ilgili ağrı, şişlik, çene eklemini açmada zorluk, çiğnemede zorluk gibi lokal şikayetler ortaya çıkmamakta, aksine çok geniş yelpazede birçok klinik bulgularla kendini gösterebilmektedir. Bunun dışında şu belirtilere de dikkat edilmelidir:
Baş ağrısı ve baş dönmesi
Kulak ağrısı
Gözlerde görme problemleri
Boyun ağrısı
Konsantrasyon bozukluğu
Çocuklarda okulda başarısızlık
Uyurken dişleri sıkma yani bruksizm
Kulak çınlaması
Duruş bozukluğu ve kalça bölgesindeki ağrı
ÇENE VE KALÇA EKLEMİ ARASINDAKİ BAĞLANTI HASTALARI ŞAŞIRTIYOR
Bu belirtiler arasında kalça ağrısı oldukça dikkat çekicidir. Pek çok insan “Çene eklemi problemlerinde kalça ağrısı mı olur?” diye düşünebilmektedir. Ancak bu ilişki doğrudur ve çene eklemi rahatsızlıklarında postür yani duruş bozukluğu ile kalça ağrısı görülebilmektedir.
Çene eklemi yani temporomandibular eklem ile doktora başvuran hastalarda en çok sorulan sorulardan biri de özellikle aynı taraftaki sakroiliak eklemde de bir ağrı ya da sabah tutukluğunun olup olmadığıdır. Nedenine gelince, hem kas zinciri, hem fasya ve sinir bağlantıları nedeni ile çene eklemi ve kuyruk sokumuna komşu bir eklem olan sakroiliak eklem birbirleri ile direkt bağlantılıdır. Tedavi edilmediği takdirde ikisi de birbirini karşılıklı etkileyebilmektedir. Ve ikisi de tedavi edilmediği zaman sırt bölgesindeki omurgalarda hem ağrı hem de skolyoz gibi şekil bozukluklarına ve dolayısı ile postüral problemlere neden olabilmektedir.
“KİŞİYE ÖZEL TEDAVİ VE BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM ÖNEMLİ!”
Bu rahatsızlığı olanlar genellikle ya diş hekimlerine ya da eğer bulabilirlerse bir çene cerrahına başvurmaktadırlar. Evet doğrusu da bu olmalıdır ancak yetersiz gelecektir. Diş hekimlerinin yanı sıra fizik tedavi uzmanları ve hatta psikiyatristler bu tabloyu birlikte değerlendirmelidir. Bu durumda fizik tedavi ve rehabilitasyon hekiminin mutlak yönetimi şarttır. Onun yönlendirmeleri ile diğer branş hekimleri de devreye girecektir.
Bu eklem kompleks bir eklemdir ve bir çok komşu yapı ile ilişkili olduğu için tedavisi de bir o kadar kompleks olabilmektedir. Özellikle fizik tedavi uygulamaları, çene eklemi ve çiğneme kaslarına yönelik çeşitli egzersizler, dişlerle ilgili okluzal bozuklukların düzeltilmesi, kişinin stresle mücadeleyi öğrenmesi, anksiyete ve depresyonla mücadele başlıca tedavi yöntemlerindendir. Yani tedavisi mültidisipliner olmalıdır.
Son yıllarda nöralterapi ve manuel terapi yöntemleri ise diğer tedavilerle birlikte yapıldığında son derece başarılı sonuçlar alınabilmektedir.
Nöralterapide kullanılan ilaçlar (düşük doz lidokain veya prokain) gerek kas rahatsızlıklarını, eklem içindeki enflamasyonu ve tüm sistemi etkileyen otonom sinir sistemini ve gerekse de uzak veya yakın bir bozucu alanları tedavi edebildiği için hem güvenli hem de çok etkili olabilmektedir.