Ocak ve mart ayları arasında, Yayladağı’nda yer alan 7 adet proje için ÇED süreci başlatılmış; bunların 3’ünde “ÇED gerekli değildir” kararı alındığını dile getiren Yıldırım Karar, “Valiliğin 18 Ağustos tarihli raporuna göre, sayısı 27 olan taş ocaklarına 22 ham madde üretim tesisinin ilave edildiği açıklanmış” dedi.

“Ev yaparken o evlere oturacak insanları belki tedavisi olmayan hastalıklara mahkum ettiklerini, yaşanacak bir çevre bırakmadıklarını göremiyorlar” ifadeleri kullanan Yıldırım Kara, “Tek ölçü, üretim miktarı ve kar marjları. Buradan soruyoruz: Hatay’da şirketlere bu cesareti, bu kanun tanımama hakkını kim veriyor?” diye konuştu.

Maden ocağı açılması için yapılan patlatmalar sonucu Defne ilçesinde bulunan Defne’nin en önemli doğal varlığı olan Dekuk Şelalesi’nin kimin yaptığı belli olmayan patlatmalar sonucunda, artık yok olduğunu dile getiren Yıldırım Kara, “Görüntüler şelalenin büyük bir hasar aldığını gösteriyor” yorumu yaptı.

Maden ocaklarından çıkan toz örtüsü nedeniyle ağaçların beyaz bir toz örtüsüyle kaplandığını, hayvanların bile nefes alamaz hale geldiği bir iklim ortaya çıktığını söyleyen Yıldırım Kara şöyle devam etti:

“Sebebi bu küçük köyün etrafına açılan maden ve taş ocakları. Şirketler, ‘ÇED gerekli değildir’ kararından cesaretle, topraklarımızı kazmanın hırsı içerisinde. Valilik ise neredeyse her ilçemizde patlatmalar, tozuma, hava kirliliği kaynaklı şikayetlere göre harekete geçmekte ya isteksiz ya da yetersiz. Kaldı ki onlar da Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı aracılığıyla, kendi taş ve maden ocaklarını da işletiyor. Ocak ve mart ayları arasında, Yayladağı’nda yer alan 7 adet proje için ÇED süreci başlatılmış; bunların 3’ünde ‘ÇED gerekli değildir’ kararı alınmış. Valiliğin 18 Ağustos tarihli raporuna göre, sayısı 27 olan taş ocaklarına 22 ham madde üretim tesisinin ilave edildiği açıklanmış. Bunun agrega fiyatlarının düşürdüğü de not edilmiş. Agrega fiyatlarını düşürmek, inşaatların kaynak ihtiyacına cevap vermiş olabilir. Fakat solunum yolu hastalıklarının, yok edilen bitki örtüsünün, olası yaralanmaların, tahrip edilen doğal varlıkların bedelini kim, nasıl belirleyecek? Valiliği ve diğer yetkili kurumları, şirketlerin sınır tanımayan aç gözlülüğüne karşı önlem almaya; bunu da ivedilikle yapmaya davet ediyoruz. Bunun için Bozlu’yu toza ve kirliliğe boğanları tespit edip cezalandırarak işe başlayabilirler.”

Muhabir: Cemil Cahit SARAÇOĞLU