UNU-EHS, "sosyoekolojik sistemlerin riskleri kaldıramadığı, işlevlerini yerine getiremediği ve ardından sistemdeki felaket riskinin arttığı an" olarak tanımlanan "kritik noktalar" hakkında İç içe geçmiş Felaket Riskleri 2023 raporunu yayımladı.

Kritik noktalar; türlerin yok oluşunun hızlanması, yer altı sularının tükenmesi, dağ buzullarının erimesi, uzay çöpleri, yaşanılmaz sıcaklar ve sigortalanamaz gelecek olarak 6 başlıkta derlendi.

Raporda, beşeri faaliyetler nedeniyle, doğal sürece kıyasla, türlerin soyunun tükenme hızının en az 10 ila 100 kat arttığı belirtildi. Anahtar görevi üstlenen türlerin yok olmasının tüm ekosistemin çöküşüne yol açacağı vurgulandı.

Su döngüsünde tazelenmesine fırsat verilmeden tüketilen yer altı su kaynaklarının nihayetinde kuyuların zemin seviyesinin altına düşmesiyle gıda üretimini durma noktasına getireceği ve 2 milyar insanın içme suyunda kesintilere neden olacağının altı çizildi.

Raporda bir diğer tatlı su kaynağı olan dağ buzullarının erimesinin, hidroenerji üretimi, sulama faaliyetleri ve ekosistemlerin sürdürülebilirliğini sekteye uğratacağı ve içme suyu kıtlığına sebep olacağı ifade edildi. Dağ buzullarının tamamen erimesi sonucunda azami miktarda tatlı suyun elde edileceği, sonrasında ise tatlı suya ulaşımın giderek güçleşeceği aktarıldı.

UNU-EHS'nin raporunda, Dünya'nın yörüngesinde saatte 25 bin kilometre hızla savrulan uzay çöplerinin birikmesiyle ulaşılacak kritik noktada, çöplerin çarpışarak tetiklediği zincirleme tepkimeyle uyduların işletilemeyeceğine dikkat çekildi.

Havanın nemliliğinin ölçümü olan "ıslak hazne sıcaklığı"nın 6 saatten uzun süre 35 derecenin üzerinde seyretmesi durumunda nemlilik ve hissedilen sıcaklığın orantılı artışının, vücut sıcaklığını korumak için gereken terin buharlaşmasına, organ yetmezliğine ve beyin hasarına neden olacağı kaydedildi. Günümüzde Basra Körfezi ve İndus Nehri Havzası'nda kritik noktanın geçildiği bildirildi.

Son olarak, ilk 5 kritik noktaya yaklaşan dünyada, felaketlerin ölçeği ve etki alanının büyümesiyle sigortalama hizmetlerinin erişilemez veya satın alınamaz ölçeğe ulaşmasıyla insanların afetler karşısında ekonomik güvenceden mahrum kalması ve durumun beraberinde diğer sosyoekonomik sonuçlar getireceğine işaret edildi.

Örneğin Avustralya'da 2030'da yaklaşık 520 bin konutun artan sel riski nedeniyle sigortalanamayacağının tahmin edildiği belirtildi.

Raporun yazarlarından Dr. Jack O’Connor, kritik noktaların etkilerinin hissedilmeye başlandığını ve söz konusu noktalar geçildiğinde sürecin geri çevrilemez olduğunu kaydetti.

Kaynak: AA