Bayramlık

‘’Nerede eski bayramlar?

Her bayram öncesi ‘’ak saçlıların’’ dilinden düşmeyen soru….

Ardından derin bir iç çekiş…

Sonrasında buruk bir eda ile ‘’sizler bilmezsiniz eski bayramları’’ sözleriyle başlayan o büyük özleme yolculuk…

Karşılıklı kucaklaşmalar, ziyaretler, açık pencerelerden dışarı taşan kahkahalar, ikramlar…

Kapı kapı dolaşıp bayram harçlığı toplayan, kimi zaman da para yerine şeker ikramıyla yetinen çocuklar…

Bayramlık giysiler içinde…

Kuşlar gibi…

Cıvıl cıvıl…

Ve elbette, bayramdan payına düşeni toplamak için sokak sokak dolaşan çalgıcıların davul-zurna şöleni…

Bir de gülen gözler…

Işıl ışıl bakan,

Sevgi yüklü gülen gözler…

Şimdilerde çok şey değişti…

Bayramlar da…

Kucaklaşmaların yerini, uzaklaşmalar aldı…

Kimileri için tatil organizasyonlarının yapıldığı günlere dönüştü bayramlar…

Özellikle de hafta sonu tatili ile birleşen bayramlar.

‘’Kaçış’’ için büyük bir fırsat oldu…

Yaşamın yükü ağırlaştıkça, bayramlar da hazmı zor bir sürece dönüştü.

Kimileri için de, zorunlu nöbet’’ oldu bayramlar…

Evde…

Sessizce….

Ne miniklerin cıvıltısı, ne kapı tıkırtısı…

Dertlerle baş başa…

Bir ses yükseliyor televizyondan hatırlatır gibi bayramı…

Tanıdık bir ses…

Rahmetli Barış Manço söylüyor:

‘’Bugün bayram erken kalkın çocuklar…’’