Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Dikmen Hakimevi'nde 'Mağdur Hakları Danışma Kurulu 3'üncü Toplantısı'na katıldı. Bakan Tunç, Adalet ve ilgili diğer bakanlıklarla iş birliği içerisinde faaliyet gösteren kurulun, adli sürece girmiş olan kadın ve çocuklar, kırılgan gruplar olarak adlandırılan yaşlılar, engelliler ve mültecilerin ikinci bir örselenmeye maruz kalmamalarını sağlamak için oluşturulduğunu ifade etti. Söz konusu gruplara hizmet için Adli Görüştürme Odaları kurulduğunu ifade eden Tunç, 162 adliyede şu ana kadar 169 görüşme odasının faaliyete geçirildiğini söyledi.
'ÇOCUK TESLİMİNE İKNA SÜRECİ BAŞLADI'
Boşanma ve velayet süreçlerinde çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına yönelik de düzenlemeler yapıldığını hatırlatan Tunç, "Çocukların bir meta gibi bir yerden alınıp bir yere zorla verilmesine ilişkin görüntülerin ortadan kaldırılmasına yönelik uzun süredir bir talep söz konusuydu. Sayın Cumhurbaşkanımızın, 'Artık bu kötü görüntülere yönelik, çocuklarımızı sıkıntıdan kurtaracak bir çalışma yapın' talimatı sonrasında, bunun yasal düzenlemesi gerçekleştirildi. 7343 sayılı yasayla 20 Kasım 2021 tarihinde yürürlüğe girmişti. Uygulaması da 8 Mayıs 2023'te Çocuk Görüşme Merkezleri'nin kurulması ile beraber başladı" dedi.
Tunç, Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlükleri tarafından koordine edilen 592 Çocuk Görüşme Merkezi'nde, Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'ndan uzmanlar vasıtasıyla çocukların örselenmeden teslimi ve kişisel ilişki kurulmasına yönelik hususların yürütüldüğünü, bu sayede çocuk teslimi işleminin artık icradan çıktığını söyledi. Tunç, "Onların, bir meta gibi alınıp verilmesi görüntülerini ortadan kaldırmış olduk. Zorla değil, ikna süreci başladı. Sosyal çalışmacılar devreye girdi. 592 merkezde şu ana kadar 115 bin 709 işlem gerçekleştirildi" diye konuştu.
'ÇOCUĞUN ÜSTÜN YARARI BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ'
Boşanma ve velayet süreçlerinde çocukların mağdur olmasını kesinlikle istemediklerini dile getiren Tunç, "Çocuğun üstün yararı bizim için çok önemli. Onların üstün yararının korunması hem Çocuk Görüşme Merkezlerindeki işleyişin daha verimli olması, hem de diğer adli süreçlerde onların korunması devletin en asli vazifesi. Çocuklar özellikle çevresindeki tehlikelere karşı en savunmasız kesim. Dolayısıyla her türlü kötülüğe, her türlü istismara karşı çocukları korumak, Anayasa'nın da gereği. Anayasamızın 2010 değişikliğinde de bir paragraf eklenerek, çocukların korunmasıyla alakalı husus, daha da keskin bir şekilde uygulanmıştır. Sonrasında da yine çocukların korumasına yönelik çok sayıda mevzuat düzenlemesi yapıldı" ifadelerini kullandı.
'CEZALARIN ARTIRILMASI YETMİYOR'
Yargı Reformu Stratejisi Belgesi ve İnsan Hakları Eylem Planı'yla ilgili çalışmaların başlatıldığını kaydeden Tunç, "Geçmiş dönemde birtakım sebeplerle hayata geçiremediğimiz hedefler var. Bunları da içerisine alacak ve yeni ihtiyaçlara göre hazırlayacağımız Yargı Reformu Stratejisi Belgesi'nde; özellikle mağdur, çocuk, kadın hakları, kadına yönelik şiddetin önlenmesi en önemli konulardan. Dolayısıyla burada kadına şiddetin önlenmesiyle ilgili olarak tüm bakanlıklarımızın her birine ayrı ayrı düşen görevler var. Tabii sadece cezaların artırılması yetmiyor. Tedbirler noktasında da koordinasyonun sağlaması gerekiyor. Yargı Reformu Stratejisi Belgesi ve İnsan Hakları Eylem Planı'nda özellikle kadına şiddetin önlenmesi, çocukların korunması, kadın haklarıyla ilgili olarak yeni hedefler olacaktır" dedi.