Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Japonya’nın Osaka kentinde düzenlenen Uluslararası Expo 2025 Fuarı Tanıtım Toplantısı’nda basın mensuplarıyla bir araya geldi. Bakan Bolat, 158 ülkeyi buluşturan ve 25 milyonu aşkın ziyaretçiye ev sahipliği yapması beklenen fuar ile Türk- Japon kültürleri arasındaki etkileşimin artırılması ve ekonomik iş birliklerinin geliştirilmesinin hedeflendiğini belirtti. Expo Türkiye Milli Günü’nün yanı sıra 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarının da gerçekleştiğini belirten Bolat, "Ülkemizin Osaka- Kansai Japonya 2025 Dünya Expo’suna katılımından büyük onur duyuyoruz ve heyecanımız bugün daha da büyük. Çünkü sadece Expo Milli Günümüzü değil aynı zamanda 105’inci yıl dönümüne idrak ettiğimiz Türkiye Büyük Millet Meclisi'mizin kuruluşu ve Kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara hediye edilmiş ilk ve tek uluslararası bayram olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı birlikte kutlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Biliyorsunuz 13 Nisan’da pavilyonumuzu büyük bir coşku ile açtık. Japon dostlarımız başta olmak üzere ziyaretçiler tarafından pavilyonumuza yoğun bir ilgi gösterildi. Bu ilgi, bizleri ziyadesiyle mutlu etmiştir” dedi.
‘MEDENİYETLERİN ALTIN ÇAĞI TEMASIYLA YER ALIYORUZ’
Türkiye'nin toplamda 38 Expo’ya katılım sağladığını vurgulayan Bakan Bolat, "Expo’lar, ülkeleri daha iyi bir dünya hedefinde bir araya getirerek, uluslararası iş birliği ve iletişime katkı sağlayan dünya sergileridir. Bizler de Türkiye olarak, kültürler arası etkileşimin kilit noktalardan birini teşkil eden Expo organizasyonlarına katılmaya gayret ediyoruz. İlki, 1851 yılından itibaren düzenlenmekte olan Expo’lara, 17'si Osmanlı İmparatorluğu döneminde; 21’i ise Cumhuriyet döneminde olmak üzere tam 38 kez katılım sağladık. 2016 yılında ise ilk kez bahçecilik alanında bir Expo’ya, Antalya’da ev sahipliği yapmış bulunuyoruz. Osaka Expo’nun sloganı 'Hayatlarımız İçin Geleceğin Toplumunu Tasarlamak' olarak belirlenmiştir. Bu büyük organizasyon, dünya genelinden 25 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlamayı hedeflemektedir. Türkiye olarak, Osaka- Kansai Japonya 2025 Dünya Expo’sunda 'Medeniyetlerin Altın Çağı' temasıyla yer alacağız ve 900 metrekarelik bir pavilyonda, Türkiye’mizin, Anadolu’nun zengin kültürel mirasını, ticaretin, üretimin önemli eserlerini modern bir tasarımla harmanlayarak sergileyeceğiz. Türkiye’nin bu etkinliğe katılımının, ülkemizin kültürel birikiminin Japon halkı nezdinde bilinirliğini artırmanın yanı sıra ülkelerimizin ticari potansiyelini ortaya koyarak ekonomik iş birliğimizin de derinleşmesine vesile olacağına inanıyoruz. 6 ay boyunca gastronomiden modaya, müzikten el sanatlarına pavilyonumuzda, Japon ziyaretçiler başta olmak üzere dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilere Türkiye’nin kültürel zenginliğini sunmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
‘UKRAYNA VE SURİYE’NİN YENİDEN İNŞASI SÜRECİNDE DE İŞ BİRLİĞİ’
Bakan Bolat, müteahhitlik alanında iş birliklerinin artırılmasını hedeflediklerini belirterek, "Enerji, otomotiv ve teknoloji gibi alanlarda hayata geçirilen ortak projeler iki ülkenin ekonomik büyümesine katkı sağlarken, ticaret hacminin de artmasına imkan sağlamıştır. Nitekim 2014 yılında 3,8 milyar dolar olan Türkiye ve Japonya arasındaki ticaret hacmi 2024 itibarıyla 5,4 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Öte yandan, Türkiye'de faaliyet gösteren 275 Japon şirketinin toplam 3,1 milyar dolarlık yatırımı, Japonya’nın ülkemize olan güvenini ve uzun vadeli iş birliği vizyonunu ortaya koymaktadır. Ancak, Japonya’nın yurt dışındaki doğrudan yatırımlarının toplam büyüklüğünün 2 trilyon doları aştığı düşünüldüğünde, ülkemizin daha çok Japon yatırım projeleri çekmek istediği açıktır. Bu çerçevede, Türkiye’nin sahip olduğu güçlü üretim altyapısının, yenilikçi teknoloji ekosisteminin ve Asya ile Avrupa arasında stratejik bir lojistik merkez olmasının Japon yatırımcılar için büyük fırsatlar sunduğunu belirtmek isterim. Bu kapsamda, enerji, altyapı, yenilenebilir kaynaklar, otomotiv, sağlık ve ileri teknoloji gibi alanlarda iş birliğimizi daha ileri taşımak kararlılığındayız. Ayrıca, Japon firmalarıyla Afrika, Orta Asya ve Orta Doğu’da yürüttüğümüz başarılı müteahhitlik projeleri, ortaklığımızın küresel ölçekte nasıl değer yaratabileceğinin en güzel örneklerinden biridir. Önümüzdeki süreçte, Ukrayna ve Suriye’nin yeniden inşası sürecinde de iş birliği yaparak, bu ülkelerde önemli projelere imza atabileceğimize inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Bolat, “2002 yılında 238 milyar dolar olan cari fiyatlarla GSYH, 2023 yılında ilk kez 1 trilyon dolar eşiğini aşmıştır. 2024 yılında ise, 1 trilyon 322 milyar dolara yükselerek tüm zamanların milli gelir rekorunu yenilemiştir. Yaklaşık 5,5 katlık bir büyüme başarmış durumdayız. Türkiye Yüzyılı’nı, ticaretin yüzyılı yapmak hedefiyle, “Uzak Ülkeler Stratejisi” ve “İslam İşbirliği Teşkilatı Üyeleri ile İhracatı Geliştirme Stratejisi”, "Afrika Ülkeleri ile Ticari ve Ekonomik İlişkilerin Geliştirilmesi Stratejisi" doğrultusunda Türk ürünlerinin tanınırlığını artırmak, pazar payımızı genişletmek ve ihracatçılarımızın etkinliğini güçlendirmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Ticaret Bakanlığı olarak Körfez İşbirliği Konseyi, Türk Devletleri Teşkilatı, EİT, İslam İşbirliği Teşkilatı-İSEDAK, D-8 ve ASEAN gibi bölgesel iş birliği platformlarıyla ticaret diplomasisi alanında etkin ve çok yönlü çalışmalar yürütüyoruz. Gerek mal ihracatı gerekse hizmetler ihracatı olarak ülkemize yıllık 377 milyar dolar döviz kazandırmaktayız” diye konuştu.
'24 SAAT TEYAKKUZDA OLUNMASI GEREKEN BİR SÜREÇ'
ABD’nin uyguladığı gümrük vergilerine ilişkin açıklamalarda bulunan Bolat, diplomatik temasların devam ettiğini belirterek, "Eyaletler, sektörler, ürünler bazında çalışmalar var. Bu yıl ABD'ye yönelik çalışma planlarımızı, en az iki katı artışla gerçekleştireceğiz. ABD ile olan ticaret ilişkilerimizde TİFA diye kurumsal resmi yapımız var. Ticaret ve Yatırım Çerçeve Anlaşması. Bunun toplantısı, mayıs ayı ortalarında Washington'da yapılacak. DEİK, Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) yatırım konferansları düzenli yapılıyor. Bütün dünya ülkeleri önce kendi ticaret pozisyonları açısından, menfaatleri açısından belirsizlik süreci içinde konumlarını tanımlamaya çalışıyorlar. Politikalarını ve tedbirlerini yeniden belirleme çabası içindeler. İlan edilen kararlar ya da tedbirler kısa süre sonra geri alınabilmekte ya da daha ileriye ötelenebilmekte. Toz dumanın kalkması önemli. Şu anda müzakere, pozisyon alma süreci yaşanıyor. Japonya da kendisi açısından mutlaka bu konuda değerlendirmeler yapıyor. Biz de Türkiye olarak kendi ticaret politikalarımızı ve tedbirlerimizi çalışıyoruz. Gerek ticaret yaptığımız ülkelerle olan diplomasi yoluyla ABD de buna dahil. Hareketli, dinamik bir süreç. Yani 24 saat teyakkuzda olunması gereken ve 360 derece ticaret diplomasisi çalışması yürütülmesi gereken süreçte biz de Ticaret Bakanlığı olarak, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak ülkemizin menfaatleri doğrultusunda gereken tüm aksiyonları hem çalışıyoruz hem alıyoruz" açıklamasında bulundu.