Yine karlar yağdı gönül dağıma,

Kime ne söyleyim kime ne deyim…

Durumundayım yine…

Sabah kalkıyor vatandaş, işine gitmek için yollarda… Geliyor Ankara'nın Ulus'unda… Yer 19 Mayıs Stadyumu'nun oralar… İstiklal Caddesi Gençlik Parkı girişine daha gelmeden… Karşıdan karşıya geçmeye çalışıyor… Trafik ışığı yok… Bakıyor caddenin iki tarafında karşılıklı trafik polisleri ve de karşıdan karşıya geçişleri izliyorlar…

Bakıyor sağına soluna, emin oluyor geçişin sağlıklı olacağından… Bir de zaten devletin trafik polisleri karşılıklı orada… Daha ne olsun değil mi? Hatta polisle göz göze geliyor ve 'geç dercesine' olur da alıyor… Ardından geçiyor karşıya… Aynı anda başkaca vatandaşlar da geçişini yapıyor aynı yerde…

Gelelim karşıya geçişten sonraki gelişmelere…

Karşıda duran trafik polisi geçişe el koyuyor anında… Ama geçtikten sonra bu hareket… 'Gel bakalım!' diyor vatandaşa… Geçmemeliydin buradan… Ceza yazıyorum… Yazıyor 108 TL'yi sabah sabah vatandaşa… Ve o anda kim geçtiyse aynı cezadan nasipleniyor…

Vatandaş derdini anlatmaya çalışıyor… 'Ama emin oldum, başka türlü geçme şansımız yok… Bilinçli olarak, hiçbir sakınca olmadığından emin olduktan sonra geçtim… Üstelik geçişimi karşı taraftaki görevli trafik polisi de geçin dercesine kafa işareti ile onayladı… Nasıl olur böyle bir şey? Sizin bizi uyarmanız gerekmez mi? Bu vatandaşa kurulmuş bir tuzak değil mi?' Dese de durum değişmiyor tabi ki… Ne kadar izah etmeye çalışsa da bir anlamı yok artık… 108 TL'yi ödeyecek… O ve diğer trafik tuzağına takılan öğrencisi, yetişkini…

Anladık devletin paraya ihtiyacını… Satmadık yer kalmadı memlekette bütçe açığı uğruna… Seçim bütçeleri uğruna… Gözü kararmışçasına elden çıkartılan şeker fabrikaları, tank palet fabrikaları, AOÇ arazileri yetmedi… Açıkları kapatmaya… Vergisi, algısı yetmedi…

Göz göre göre trafik tuzakları kurup, cezalar yazarak vatandaşı zor durumda bırakmaya kadar gitti iş… Dahası, vatandaş zar zor bulduğu yeni işinde maaşı alırken bilmediği, habersiz olduğu bir vergi matrahı ve kesinti ile karşılaşabiliyor bu memlekette… Neymiş, iş değişikliği ile ilgili beyanname vermemiş… Ver sorma parası!

Üstelik bir tarafta bütün bunlar yapılırken, diğer tarafta pervasızca israf devam ederken!