Hamdolsun artık soğan, patatesi de kuyruğa girerek alıyoruz… Belediyelerimiz, vatandaş ucuz sebze yesin diye tanzim satış yerlerinde sebze satmaya başladı! Böylece ucuz sebzeye koşan millet, ucuz sebze alabilmek için kuyruğa da girmiş oldu!

'Devlet et mi satacak?'dendi EBK özelleştirildi. 'Devlet süt mü satacak' dendi SEK özelleştirildi… 'Devlet elektrik mi satar' dendi santraller özelleştirildi. 'Devlet şeker mi üretecek' dendi şeker fabrikaları satıldı. En sonunda 'Devlet tank paleti mi üretir' dendi Sakarya'daki tank palet fabrikası satılmadı özelleştirildi!

Şimdi bu kadar devletçilikten uzaklaşmak istenirken, birden bire belediyeler aracılığıyla ucuz sebze satılması insana 'Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?' dedirtiyor doğal olarak…

Şimdi sen tarımı bitir, ithalatın önünü aç, tarım alanlarını olabildiğince yapılaşmanın önüne ser, ondan sonra da kur tanzim satış yerlerini, milleti kuyruğa diz, fiyat düşürme politikası ile sebze sat…

Her gün yeni bir fiyat düşürme uygulaması ile karşı karşıyayız son zamanlarda… Marketlere baskılar, soğan, patates depolarına baskın derken yeni formül; devletin ucuz sebze satışı… Bakalım ne kadar sürecek ucuz sebze masalı… 31 Mart'a kadar süreceği kesin de sonrası ne olacak görecek millet… Günü kurtarma çözümlerine devam. Kulağımızı tersten göstermeye devam…

Üreticinin girdi maliyetlerini düşürmek yerine, ithalatı durdurmak yerine milleti ucuz sebze kuyruğuna sokmak…

Memleketin tarımda geldiği noktayı değerlendiren CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kooperatifçiliğe yeniden dönüşün yolunun açılması gerektiğini vurguluyor. Ve tarımda yapılan yanlışların artık görülmesi gerektiği uyarısını yapıyor Gürer. Popülist yaklaşımlar yerine yapılması gerekenlerin altını şöyle çiziyor:

'Domatesi, patlıcanı ucuza düşürdük algısı belediyelerin maliyeti bir kısmı üstlenmesi ile oluşuyor. Kalıcı çözüm yaratmanın yolu üreticinin ucuz ürün üretimini sağlamaktır. Yeniden üretime yöneltecek uygulamalar sağlanmasıdır. Üretmeden, girdi maliyetini düşürmeden, yeni tarım alanları seralar oluşturmadan, ürün korunabilir depoları artırmadan, bilimsel ve planlı tarıma yönelmeden günü kurtarmadan öte çözüm üretilemez.'

Kısaca ve özetle tarımın kurtuluş formülü bu… Yeter ki uygulanmak istensin ve yeterki artık kulağımızı tersten göstermekten vazgeçelim…