Dilime dolandı bugünlerde Aşık Serdari'nin dizeleri… Türkiye'nin bugünkü halleri içerisinde sözlerinin yanı sıra ezgisi de ayrı bir sıkıntı veriyor dinlerken türkünün…

Nesini söyleyim canım efendim

Gayrı düzen tutmaz telimiz bizim

Arzu hal eylesem hey dost

Deftere sığmaz

Omuzdan kesilmiş kolumuz bizim…

Benim bu gidişe aklım ermiyor

Fukara halini kimse sormuyor

Padişah sikkesi hey dost

Selam vermiyor

Kefensiz kalacak ölümüz bizim…

Diyerek devam ediyor sözler…

Bir yandan Covid-19 belası gitmiyor başımızdan… Millet iş cezai müeyyideye varıncaya kadar kural dışı davranmayı zorladı… Günlük ölüm vakası 20'nin hep üzerinde seyrediyor… Kıdem tazminatını hiç etme konusunda yönetenler kararlı görünüyor diğer taraftan…

Avukatlar savunma için düşüyor yollara… 200 metre yürümek için 27 saat boyunca polisle cebelleşiyor polisli… Yağmurun çamurun içerisinde baro başkanları… İstedikleri; en doğalından, savunmanın adamları olarak savunma için hazırlanan yasada söz hakları olması. Savunmanın siyasileştirilmemesi, baroların bölünüp parçalanmaması…

Geçim, işsizlik, açlık zaten artık alışık olduğumuz dertler… Üstüne bir de yeri göğü birbirine katan Mayıs'tan Haziran'a sarkan yağmurlar… Dolusu, sel baskınları, boğulan insanlar, evsiz barksız kalanlar, çiftçinin ektiği sebzenin çamura dönüşmesi… Elazığ depreminin henüz yaraları sarılmamışken bu defa Bingöl'ün sallanması… Daha hangi birini yazayım…

İşte hal böyleyken, dert İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer oluyor bazıları için… Malum memleketin gerçek gündeminin üstünü belki örteriz çabası yine… Ama nafile, bu kez ekmek yok bunu yapmak isteyenlere…

Tunç Soyer bağlanıyor sabahın ilk saatlerinde gazeteci İsmail Küçükkaya'nın programına ve sorularını yanıtlıyor… 'Nesini söyleyeyim canım efendim' diyerek söze başlıyor Soyer de…

Gayet konulara hakim, kendinden emin… Kendisine atılmak istenen çamurun aslında gerçek gündemi kapatma formülü olduğunu… Tane tane anlatıyor bayrak ve para konusunda söylediklerini anlayamayanlara! 5 Haziran'da yapılan toplantının 20 gün sonra tam da savunmanın yürüdüğü süreçte gündem yapılmasına dikkat çekiyor… Sarf ettiği her kelime anlamlı ve içi dolu dolu… Başkanlığı boyunca İzmir'de iş için, ekmek için yaptıklarını ve yapacaklarından söz ediyor…

Boşa çıkartıyor kendisi ile ilgili oluşturulmak istenen algıyı… Ve 'Soyer' üzerinden siyaseten prim yapılamayacağını gösteriyor bir kez daha… Sakinliği ve de beyefendiliği ile…