Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan CHP'nin iç işleri ile ilgilenmediğini söyledi herkesin gözü önünde TBMM'deki grup toplantısında… Öyle ilgisiz ki; bırakın CHP'nin hangi genel başkan ile ilerlemesi gerektiği konusunu İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yapacağı işlerin kredileri konusunda bile inanılmaz duyarlılık gösteriyor Erdoğan!

Milliyetçilikten, milli olmaktan, bir olmaktan, diri olmaktan söz ederken İstanbul'un, İstanbulluya hizmet verecek bir projesi için CHP'li Başkan İmamoğlu'na kamu bankalarının kapısını kapatıyor… Bu kadar ilgisiz CHP'ye partili Sayın Cumhurbaşkanı! Yapılacak metrodan sadece CHP'lilerin ulaşım sağlayacağı söylendi o da inandı diye düşünüyor insan! Yine bir kandırma durumu var!

Yani İstanbullunun daha iyi yaşaması umurunda falan değil birilerinin varsa yoksa İmamoğlu'nun yapacağı projelerin önünü kesecek ne var ne yoksa ortaya koymak ve de yapılacak işleri engellemek…

İstanbul için yapılacak projeye kamu bankalarının vereceği krediye engel olan yaklaşım, daha düne kadar bakın hangi kredi musluklarını kimin için açıp ardından borcu Hazine'nin boynuna geçirdi;

Türkiye'nin özelleştirme tarihinde en yüksek rakamdı Türk Telekom'un özelleştirilme fiyatı! 11 Kasım 2005'te yüzde 55 hissesi 6 milyar 550 milyon dolara özelleşti Türk Telekom'un. İhaleyi Suudi Oger kazanmıştı… En az 10 milyar dolara satılması beklenen Türk Telekom'un yüzde 55'i haraç mezat 6.5 milyar dolara Arapların olmuştu…

Suudi Oger Türk Telekom'u almak için Türkiye'nin bankalarından kredi kullandı… Ardından kredi taksitlerini ödeyemedi! Öyle sağlam sözleşmeler yapıldı ki sonunda Oger'in kredi borçları boynumuza geçti…

Partili Cumhurbaşkanı CHP'nin iç işleri ile hiç ilgilenmezken, milyonların karşısında konuşurken kelimelerini seçiyor! Bay Kemal ifadesine karşın Sayın İnce hitabı da hiç işe güce karışır nitelikte değil!

CHP'nin tüm bu yaklaşımları gözden geçirerek, yapılmak istenenlere karşı kimsenin ekmeğine daha fazla yağ sürmemesi gerekir…

Görevlerinden alınan belediye başkanları var bu memlekette AKP'li olup da AKP'nin partili Cumhurbaşkanı tarafından… Bir Bülent Arınç örneği var gözler önünde… Saray'da ama Saraya karşıymış gibi… Ama üstü hep örtülen durumlar…

Dolayısıyla artık noktayı koymak gerek kumpaslara karşı… Kimin neyle ilgilendiği, neyi karıştırmak istediği bu kadar net iken… Daha fazla malzeme olmamak gerek…