AKP İktidarı, icraatlarını denetlettirmemek için elinden geleni maksimum gayretle sürdürüyor… Bu bağlamda yeni bir kanun teklifi gündemde…

Elektrik Mühendisleri Odası, Maden Mühendisleri Odası ve Makina Mühendisleri Odası, 16 Kasım 2020 tarihinde ortak basın toplantısı yaparak, TBMM gündemindeki Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin geri çekilmesini talep etti… Odaların bu talebinin nedeni; sermayenin talepleri doğrultusunda hazırlandığı öne sürülen ve kamu yararına aykırı düzenlemeler içeren kanun teklifinin Meclis'te aynen kabul edilmesi, ülke ve gelecek açısından birçok sakınca oluşturuyor…

Üç Oda, kamu denetimine yönelik haklı ortak kaygılarını şöyle sıralıyor;

Teklif ile 'özel sektör yatırımcılarının faaliyetlerini daha sağlıklı ve hızlı şekilde gerçekleştirmeleri' gerekçesi altında, kamu adına yürütülen denetim mekanizmaları ortadan kaldırılıyor…

Sermayenin çıkarları doğrultusunda yıllar boyunca kamu işletmeciliğinin içi boşaltılmış, 80 yılda bin bir emekle oluşturulan kamu kurumları peşkeş çekilmiş, sonuçta denetim ve şeffaflıktan uzak, vatandaş aleyhine bir sistem oluşmuştur. Sosyal hukuk devletinin vazgeçilemez ilkelerinden biri olan 'kamusal denetim' toplumun menfaatlerinin korunması açısından büyük bir güvencedir. Dolayısıyla özel sektör daha fazla kar etsin diye kamusal denetimin ortadan kaldırılması kabul edilemeyecek bir durum.

Bünyesinde çok sayıda Hidroelektrik Santralı (HES) ve Rüzgar Enerji Santralı (RES) olan Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM), son dönemde 'kaynak aktarma mekanizması' haline gelmiştir. YEKDEM'in yarattığı maliyet artışına çözüm bulunması gerekirken, söz konusu kanun teklifi yaşanan sorunu daha da artıracak hükümler içermekte. Dolayısıyla bu konuda yeni bir açılıma ihtiyaç söz konusu…

Düzenleme ile araba lastiği 'biyokütle' sayılmaya devam edilmekte, üstelik çöp ve orman ürünlerinin yakılması da yenilenebilir tanımına eklenmektedir. Oysa atıkların yakılması yenilenebilir enerji değil tam bir çevre felaketidir. Bu yöntemin yenilenebilir enerji olarak kabul edilmesi YEKDEM üzerinden kimi çevrelere rant sağlanmak istendiği kuşkusunu akıllara getirmekte. Türkiye'nin ömrünü tamamlamış lastikler, şehir çöpleri ve orman atıklarının yakılmasıyla üretilecek enerjiye değil; ucuz, sağlıklı ve çevre dostu yenilenebilir enerji kaynaklarına gereksinimi var. Kaynak türü ve teknolojisi ne olursa olsun doğaya ve insan sağlığına zarar veren, toplumsal yaşamı olumsuz etkileyen tesisler YEKDEM kapsamından çıkartılmalı…

Kanun teklifinde elektrik dağıtım bölgelerinin özelleştirilmesine gerekçe olarak sunulan kayıp-kaçak tüketimlerinin kabul edilebilir seviyelere düşürülmesine ve enerjinin verimli kullanılmasına dönük ciddi bir düzenleme yok… Dağıtım şirketlerinin sorumluluğunda olan kayıp kaçak tüketimlerinin ve sayaç okuma giderlerinin faturalara yansıtılmamalı…

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ile Türkiye Kömür İşletmelerinin (TKİ) uhdelerinde bulunan ve rödövansçılara devredilen maden ruhsatlarının, kamu kurumunun getirdiği mevcut bütün muafiyetlerden faydalanması sağlanarak, orman, çevre, tarım vb gibi izinler de dahil rödövansçı şirketlere önemli ayrıcalıklar sağlanmakta, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda zaten sorunlu olan bu şirketler korunmakta...

Üç Oda tüm bu sakıncaları görerek tüm milletvekillerini söz konusu düzenlemeyi yeniden gözden geçirmeye çağırıyor… 'Sermayenin taleplerinin, toplum çıkarı, kamu hizmeti ve kamu denetimi anlayışının önüne geçmediği, doğal kaynaklarımız ve yaşam alanlarımızın, ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğinin korunduğu yeni bir düzenleme sektörün tüm paydaşlarının da katılımı ile hayata geçirilmelidir…' diyerek.