Hastanın çok genç yaşta menisküsünde ciddi bir hasar oluştuğunu belirten Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Meriç, “Bu nedenle erken yaşta dizinde aşınmaları başlamıştı. Erken dönemde şikayetlerini önlemek ve ileride oluşabilecek protez ihtiyacı olmaması ve eklem desteği devam etsin diye hastamıza hem menisküs hem de kıkırdak nakli yaptık. Böylelikle hem eklem yüzünü değiştirmiş olduk hem de ilerde oluşabilecek hasarlanmanın da önüne geçmiş olduk" dedi.

Bu ameliyata karar verdikten sonra hastanın yaklaşık 8 ay donör beklediğini söyleyen Prof. Dr. Meriç, “Uygun donör bulunmasının ardından başarılı bir süreci tamamladık. Bugün hastanın sağlıklı bir şekilde hayatını sürdürmesi bekleme sürecine değdi” diye konuştu.

“MENİSKÜS NAKLİ İLE ÖZELLİKLE GENÇ HASTALARDA KIKIRDAK KORUNABİLİYOR”

Menisküs yırtığının sık görülen bir rahatsızlık olduğunu ve tedavi planlamasının da hastanın yaşına göre belirlendiğini ifade eden Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Meriç sözlerine şöyle devam etti:

“Özellikle spor yaralanması, çarpma ve düşmeye dayalı olarak görülüyor. Yaşlı hastalarda da menisküs yapısının yıpranmasına bağlı yırtık olarak görülebilir. Menisküs dizin koruyucu dokusudur. İki kemik arasında yer alan ve kemiklerin birbirine sürtünmesini engelleyen bir yapıdır. Menisküste bir yırtılma söz konusu olduğunda biz hastanın yaşına göre bir planlama yapıyoruz. Küçük yırtıkları genellikle fizik tedavi ve egzersiz ile takip ediyoruz. Eğer büyük bir yırtık varsa, özellikle de genç hastalarda o menisküsü mutlaka tamir etmeye çalışıyoruz. Çünkü ilerleyen dönemlerde sürtünmeler ve aşınma yani halk arasında kireçlenme denilen durumların olmaması için önlem alıyoruz.”

"Bu tamirlerin yapılamadığı genç hastalarda, geniş yırtık gibi bazı durumlarda, maalesef menisküsün hepsinin alınması gerekebiliyor” diyen Prof. Dr. Meriç, “Bu gibi durumlarda aşınma dediğimiz süreç, çok daha genç hastalarda ve çok hızlı başlıyor. Amacımız bu aşınmayı önlemek için o alınmış menisküs dokusunu, menisküs nakliyle başka bir hastadan alarak, hasar görmüş hastalara tamamen nakledebilmek. Böylece hastayı hem kıkırdak hasarından korumuş oluyoruz hem de destek dokusu sağlamış oluyoruz” dedi.

‘PROTEZİ, 60 YAŞINDAN ÖNCE YAPMAK İSTEMİYORUZ’

Simge Refika Altıparmak’ın çok genç yaşta menisküsünde ciddi bir hasar oluştuğunu belirten Prof. Dr. Meriç, “Bu nedenle daha önce menisküsü tamamen alınmış ve bu erken yaşta dizinde aşınmaları başlamıştı. İlerleyen dönemde protez ihtiyacı olmaması ve diz eklemine destek olsun diye hastamıza hem menisküs hem de kıkırdak nakli yaptık. Böylelikle hem eklem yüzünü değiştirmiş olduk hem de ilerde oluşabilecek hasarlanmanın da önüne geçmiş olduk. Bu ameliyatı bir yıl önce gerçekleştirdik. Hastamız şu an günlük hayatında çok rahat bir şekilde dizini kullanabiliyor” ifadelerini kullandı.

Menisküsü tamamen alınan hastalarda zamanla aşınmaların meydana geldiğini bunun da erken yaşta protez gereksinimi yarattığını söyleyen Prof. Dr. Meriç, “Aşınma süreci de protez ameliyatı gereksinimi yaratabiliyor. Ancak protezi hastalarımıza 60 yaşından önce yapmak istemiyoruz. Hastaların menisküsü alındıktan sonra 25-30 yaşında diz ağrıları başlıyor. 45 yaşında da aşınma ileri seviyelere gelebiliyor. Menüsküs nakli ile amacımız ilerleyen dönemde oluşabilecek protez ihtiyacına karşı hastaları aşınmalardan koruyabilmek” dedi.

‘KIKIRDAK VE MENİSKÜS NAKLİNDE DE ORGAN BAĞIŞI ÖNEMLİ’

Biyolojik tedaviye önem gösterdiklerini belirten Prof. Dr. Meriç, “Metal implant her şekilde yapılabilir ama hastanın dokusunu korumak ve tedavi etmek bizim için önemli. Kıkırdak nakli sık yaptığımız bir operasyon ve tedavi başarısı oldukça yüksek. Menisküs nakli daha nadir yapılıyor ama her ikisini birden yapmak çok daha nadir görülüyor. Çünkü hem menisküsün hem de kıkırdağın aşınmış olması gerekiyor. Bunun yanında hastanın genç olması ve uygun bir menisküsün de bulunması gerekiyor. Menisküs ve kıkırdak nakli sonrasında hastaların organ nakli sonrası gibi ilaç kullanmalarına gerek olmuyor. Kan grubu ve doku uyumu da gerektirmiyor. Ameliyatta ise bağışçılardan aldığımız dokuları kullanıyoruz. Kıkırdak ve menisküs naklinde de organ bağışı önemli. Çünkü bu dokulara ihtiyacı olan hastalarımız var. Organ bağışı toplumumuzda yavaş yavaş artmaya başladı” diye konuştu.

'KÜÇÜK BİR KAZA BÜYÜK BİR SORUNA YOL AÇTI'

Simge Refika Altıparmak, ameliyatla ilgili düşüncelerini şöyle ifade etti:

“Benim sürecim 19 yaşında başladı. Yürürken dizim döndü ve dizimde menisküs yırtığı ve kıkırdak kopması gerçekleşti. Dizim kitlenmişti ve acil bir şekilde doktora başvurdum. Ameliyat ile birlikte dizimdeki menisküsün büyük bir kısmını ve kıkırdağımı aldılar çünkü tamiri mümkün değildi. Sonrasında da sürecim başladı. İlk 3-4 sene sıkıntı yaşamadan günlük yaşantıma devam ettim. 5 ve 6’ncı seneden sonra diz şişmelerim başladı. Bu şekilde de çözüm arayışına girdim. Araştırırken ilk keşfettiğim menisküs naklinin yapılabilmesi. Doktorum Gökhan Hocamıza o şekilde başvurdum. Gökhan Hoca’ya ilk geldiğimde süreci öğrendim. Fakat ameliyatım hemen gerçekleşmedi. Yaklaşık 8 aylık bir bekleme sürecim oldu. Uygun olan doku ve kıkırdak bulunamadı. Ardından bir gün telefon geldi uygun doku bulunduğu söylendi. Hızlı bir şekilde İstanbul’a gelerek ameliyata alındım.”

‘ARTIK SPOR YAPABİLİYOR VE KOŞABİLİYORUM’

Ameliyat öncesinde merdiven çıkarken ve ayakta uzun süre kalınca dizlerinde şişme ve şiddetli ağrı yaşadığını, dizlerinden ses geldiğini anlatan Altıparmak, ameliyat sonrasındaki sürecini şu şekilde aktardı:

“Uygun donör bulunduktan sonra hızlı bir şekilde ameliyat oldum. Ağrım 3-4 gün sürdü ama ardından azaldı ve hızlı toparlayarak, fizik tedavi almaya başladım. Yaklaşık 2-3 ay haftada iki gün olmak üzere fizik tedavi aldım. Fizik tedavi süreci sonrasında da dizi güçlendirmek gerekiyor. Pilatese başladım ve hala devam ediyorum. Doğru tedavilerin ardından dizim normal haline dönmeye başladı. Şu an herhangi bir ağrı hissetmiyorum. Ameliyatın en büyük artısı benim için merdiven çıkabilmek oldu. Artık merdiven çıkarken sesler gelmiyor. Artık spor yapabiliyor ve koşabiliyorum. Herhangi bir eksik kaldığım nokta kalmadı. Bu açıdan çok mutluyum. Kendimi şanslı hissediyorum.”

Kaynak: DHA