Ateşkesle sonlanan İsrail ordusunun 8 Ekim 2023'ten bu yana Lübnan'a düzenlediği saldırılarda 960'ı kadın ve çocuk, 222'si sağlık çalışanı olmak üzere 3 bin 823 kişi öldü, yaklaşık 1,9 milyon kişi de zorla yerinden edildi.

İsrail ile Hizbullah arasındaki çatışmaların fitilini ateşleyen gelişme, İsrail ordusunun 7 Ekim 2023’te Gazze Şeridi’ne saldırı başlatması oldu.

Bu saldırıların başlamasından bir gün sonra 8 Ekim 2023’te İsrail ile Hizbullah arasında “kontrollü” olarak adlandırılan çatışmalar başladı.

Çatışmalar 30 Temmuz 2024’te İsrail’in Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta Hizbullah’ın üst düzey bir komutanına düzenlediği suikastla şiddetlendi.

İsrail ordusu Beyrut’ta 30 Temmuz’da Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın sağ kolu ve Hizbullah’ın 2. numaralı ismi olduğu söylenen Fuad Şükür’ü hedef aldı.

Şükür’ün öldüğü bu saldırının ardından İsrail ile Hizbullah arasındaki çatışmaların dozu arttı.

Lübnan’da eylül ayında çağrı cihazı ve telsizlerin patlatılmasıyla başlayan ve bir dizi suikastla devam eden saldırılar sonrası çatışmalar kontrolden çıktı.

İlk olarak 17 Eylül’de Hizbullah üyelerinin kullandığı çağrı cihazları patlatıldı. Bu saldırılardan bir gün sonra 18 Eylül’de de yine Hizbullah üyelerinin kullandığı telsizler patlatıldı.

Hizbullah çağrı cihazları ve telsizlerin patlatılmasının arkasında İsrail’in olduğunu söylerken, Tel Aviv yönetimi saldırıları üstlenmedi.

37 kişinin ölümüne 3 binden fazla kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan çağrı cihazları ve telsizlerin patlatılmasının ardından İsrail, Lübnan'da Hizbullah'ın üst düzey isimlerini hedef alan suikastları başlattı.

Bu çerçevede 20 Eylül'de Beyrut'un güneyinde bir apartmana hava saldırısı düzenlendi.

Hizbullah, saldırıda aralarında üst düzey askeri komutanlarından İbrahim Akil'in de bulunduğu 15 mensubunun öldüğünü duyurdu.

Akil suikastından sonra İsrail'in 24 Eylül'de yine Beyrut'taki düzenlediği hava saldırısında Hizbullah'ın üst düzey komutanlarından İbrahim Muhammed Kubeysi öldü.

Saldırıyı üstlenen İsrail, Kubeysi'nin Hizbullah'ın füze sistemlerinin başındaki komutanı olduğunu iddia etti.

Kubeysi'nin ardından İsrail ordusu, 26 Eylül'de Beyrut'ta Hizbullah'ın üst düzey komutanlarından Muhammed Hüseyin Surur'u hedef aldığını duyurdu.

Hava saldırı sonucu ölen Surur'un Hizbullah'ın silahlı insansız hava aracı (SİHA) biriminden sorumlu komutanı olduğu ileri sürüldü.

Nasrallah'a yönelik suikast

İsrail, Beyrut'un güneyindeki Dahiye Mahallesi'nde Hizbullah'ın komuta merkezi olduğunu iddia ettiği bölgeyi hedef aldı.

İsrail basınına göre, çok sayıda savaş uçağının katıldığı hava saldırılarında her biri yaklaşık bir ton olan 80’den fazla füze kullanıldı.

Saldırıda Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ve Güney Cephesi Komutanı Ali Karaki öldü.

Bu suikastların yanı sıra İsrail, başta Lübnan’ın başkenti Beyrut’un Dahiye Mahallesi olmak üzere ülkenin güneyinde ve doğusunda yoğunlaşan hava saldırıları düzenledi.

Hava saldırılarını karadan işgal takip etti

İsrail, düzenlediği suikastlar ve geniş çaplı hava saldırılarıyla Lübnan’ı işgal edeceğinin sinyallerini verdi.

Eski Savunma Bakanı Yoav Gallant ve İsrailli üst düzey askeri yetkililer de bu sinyalleri doğrulayan açıklamalar yaptı.

İsrail kabinesinin 30 Eylül’deki toplantısının ardından işgale giden süreç başladı.

İsrail ordusu, Lübnan'ın güneyinde Hizbullah'ın altyapısına yönelik sınırlı ve yoğun kara saldırılarına başladığını duyurdu.

Suikastlara devam etti

İsrail ordusu, hava ve kara saldırılarını yoğunlaştırdığı Lübnan'da Hizbullah'ın üst düzey isimlerine yönelik suikastlarını sürdürdü.

Tarihler 3 Ekim akşamını gösterdiğinde bu kez hedefte Nasrallah'ın olası halefi olarak gösterilen Hizbullah Yürütme Konseyi Başkanı Haşim Safiyuddin vardı.

Tel Aviv yönetimi, Beyrut'ta düzenlenen hava saldırısında Safiyuddin'in hedef alındığını açıkladı. Hizbullah, Safiyuddin'in İsrail'in hava saldırısında öldüğünü 23 Ekim'de doğruladı.

Son olarak İsrail, 17 Kasım'da Hizbullah Medya Sorumlusu Muhammed Afif'e yönelik suikast düzenledi. Başkent Beyrut'a düzenlenen hava saldırısında Afif öldü.

İsrail saldırılarında 3 bin 823 kişi hayatını kaybetti

İsrail'in 8 Ekim 2023'ten bu yana Lübnan'a düzenlediği saldırılarda 960'ı kadın ve çocuk, 222'si sağlık çalışanı olmak üzere 3 bin 823 kişi öldü, 15 bin 859 kişi de yaralandı.

Saldırılar nedeniyle 5,3 milyon nüfusa sahip Lübnan'da yaklaşık 1,9 milyon kişi yerinden oldu. Yerinden olanların 624 binden fazlası Suriye'ye göç etmek zorunda kaldı.

İsrail saldırılarından geriye ağır yıkım kaldı

İsrail ordusunun Gazze'de olduğu gibi Lübnan'daki saldırıları da ağır yıkıma neden oldu.

Kara saldırılarını Litani Nehri'nin güneyini hedef alan İsrail ordusu, hava saldırılarında başta başkent Beyrut olmak üzere birçok kenti hedef aldı.

Ülkenin doğusu ve güneyinin yanı sıra Beyrut'ta yoğunlaşan hava saldırıları nedeniyle kentlerde ağır yıkım oluştu.

Kara saldırılarının hedefindeki köy ve beldelerdeki yıkım ise daha ağır oldu. Lübnan haber ajansına göre, İsrail ordusu kara saldırılarında Lübnan'ın güneyinde şu ana kadar 37 beldeyi yerle bir etti ve buralardaki 40 binden fazla konutu yıktı.

Almanya Lübnan'daki ateşkesi "tüm bölge için umut ışığı" olarak niteledi

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, yaptığı yazılı açıklamada, Lübnan'da sağlanan ateşkesin diplomasinin başarısı olduğunu, Lübnan'daki yüz binlerce kadın, çocuk ve aile ile İsrail'in kuzeyindeki on binlerce insanın artık umutlanabileceğini ifade etti.

Bu ateşkesin diplomatik yollarla nelerin mümkün olabileceğini gösterdiğini vurgulayan Baerbock, "İsrail ve Hizbullah arasındaki ateşkes tüm bölge için bir umut ışığıdır." değerlendirmesinde bulundu.

Baerbock, Birleşmiş Milletler (BM) Lübnan Geçici Barış Gücü'nün (UNIFIL) yardımıyla BM Güvenlik Konseyinin 1701 sayılı kararının tam olarak uygulanmasının bu ihtilafta kalıcı çözüm bulunmasında merkezi bir rol oynamaya devam edeceğini bildirdi.

Litani Nehri'nin güneyindeki bölgeyi tamamen kontrol altına alma ve sınırda istikrarı sağlama görevini üstlenen Lübnan ordusunu desteklediklerini ifade eden Baerbock, Lübnan halkının şimdi ülkedeki siyasi ve ekonomik çıkmazı aşacak güce ihtiyaç duyduğunu belirtti.

Baerbock, Lübnan'da sorumluluğu bulunan siyasi aktörlere cumhurbaşkanı seçmenin yolunu açma ve parlamentodaki tıkanıklığı çözme çağrısında da bulundu.

Dışişleri Bakanı Baerbock, ayrıca Gazze'de de bir ateşkese ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.

Avusturya, ateşkes anlaşmasını memnuniyetle karşıladı

Avusturya Dışişleri Bakanlığının resmi X hesabından yapılan paylaşımda, İsrail ve Lübnan arasında varılan ateşkes anlaşmasına ilişkin açıklama yapıldı.

Açıklamada, "Lübnan'daki ateşkes anlaşmasını memnuniyetle karşılıyoruz ve tüm tarafları buna uymaya çağırıyoruz. Bu, nihayet İsrailli ve Lübnanlı sivillerin evlerine dönmelerine olanak tanıyacak." ifadesi kullanıldı.

Anlaşma için ABD ve Fransa'nın çabalarını takdir ettikleri belirtilen açıklamada, Avusturya'nın, Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü'nün (UNIFIL) bünyesindeki faaliyetlerinin süreceği kaydedildi.

Irak, ateşkesi memnuniyetle karşıladı

Irak Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, "Lübnan ve İsrail arasında varılan ateşkes anlaşmasının memnuniyetle karşılandığı, ateşkesin Lübnan halkının maruz kaldığı şiddet, yıkım ve acılara son vermesinin umulduğu" ifade edildi.

Yeni bir gerilimin önlenmesi ve Lübnan halkına insanca bir yaşam sağlanması için uluslararası çabaların yoğunlaştırılması gerektiğine işaret edilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Uluslararası toplumu Gazze Şeridi'nde Filistin halkına yönelik devam eden katliam ve saldırıların durdurulması için ciddi ve acil adımlar atmaya çağırıyoruz. İstikrarın sağlanmasına yönelik tüm uluslararası çabalara destek yönündeki sağlam tutumumuzu da yineliyoruz."

Kaynak: AA