Dünyadaki merkez bankalarının politikalarında gevşeme döngüsünün hızlandığı bir sürece girdiklerini kaydeden Ardıç, buna rağmen dünya genelinde durgunluk sinyallerinin güçlendiğini anlattı. Ardıç, özellikle avro bölgesine dair verilerde, ekonomik faaliyetlerin yavaşladığının net bir şekilde görüldüğüne işaret ederek, "Başta Almanya olmak üzere birçok ülkede PMI rakamları 50 eşik değerinin altında kalırken, Avrupa Merkez Bankasının (ECB) faiz indirimine devam etme olasılığı güçleniyor. Uluslararası kuruluşlar, dünya ekonomisinin son 20 yılda ulaştığı ortalama büyümenin altında bir büyüme beklentisi içerisinde" diye konuştu.
Gelecek hafta ABD'de yapılacak başkanlık seçimlerinin küresel ekonominin yönünü belirleyeceğini ifade eden Ardıç, şöyle devam etti:
"Seçimler; ticaret, yatırım, dış yardım, iklim politikası, güvenlik düzenlemeleri ve göç dahil çeşitli kanallar aracılığıyla özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeleri önemli ölçüde etkileme potansiyeline sahiptir. Seçimlerde Trump'ın zaferi durumunda küresel ticaret politikasında değişiklik olacaktır. Trump, yabancı malların çoğunluğuna yüzde 10-20'lik evrensel temel tarifeler koymayı ve Çin'in temel mal ithalatını yüzde 100 vergi ve aşamalı olarak sonlandırmak için 4 yıllık bir plan içeren 'Amerika öncelikli' bir ticaret gündemi öneriyor."
Temmuz ve Ağustos aylarında güçlü baz etkisiyle gerileyen yıllık enflasyonun düşüş trendinin Eylül ayında yavaşladığını söyleyen Ardıç, “Eylül enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla faiz indiriminin ne zaman olacağı tartışmaları yeniden başladı. Daha önce de ifade ettim, enflasyonda kalıcı düşüş sinyalleri alınmadan, enflasyon ataletinin kırıldığı görülmeden politika faizinde yapılacak bir indirimin enflasyonla mücadeleyi sekteye uğratma riski taşıdığını düşünüyorum” değerlendirmesi yaptı. Ardıç, enflasyonla mücadelede talep tarafındaki eğilimlere odaklanıldığını ancak arzın güçlü kalması gerektiğini de belirtti.
Yüksek faiz oranının, yatırım ve büyümenin önündeki en büyük engel olduğuna dikkat çeken Başkan Ardıç, “Bu noktada, başta KOBİ’lerimiz olmak üzere sanayicilerimizin acil beklentisi, reel sektörün üretime devam edebilmesine imkân sağlayacak uygun faizli ticari kredi mekanizmalarının devreye alınmasıdır” tespitinde bulundu.
STSO Başkanı Zeki Özdemir de yüksek hızlı trenin Sivas’a ulaşmasıyla Ankara ile bağlarının daha da kuvvetlendiğini belirterek, “Türkiye'de sanayi bölgelerimizin Marmara Denizi'nin etrafında, daha kıymetli ovalarımızda yer edinmiş olması bizi üzüyor. Çünkü asıl Anadolu'nun merkezi olan bu topraklarda, İç Anadolu'da, Ankara'da, Kayseri'de, Kırşehir'de, Sivas'ta, Nevşehir'de bu organize sanayilerimizin yer edinmesini, üretim merkezlerinin saydığım şehirlerde olmasını, devletimizin, hükümetimizin bunu bir sanayi politikası haline getirmesini vurgulamak istiyorum” dedi.
ASO Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç ve Meclis Başkanı Celal Koloğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleşen ASO-STSO Müşterek Toplantısı’na STSO Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Özdemir, Meclis Başkanı Hacı Osman Yıldırım, Yönetim Kurulu ve Meclis Üyeleri katıldı.