Artan hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında 7 milyona yakın asgari ücretli, 2025 yılı maaşlarına yapılacak zammı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ev sahipliğinde gerçekleştirdi. İşçi tarafını TÜRK-İŞ, işveren tarafını ise TİSK temsil ederken, toplantıya işçi heyetinden aşçı, kuaför ve karayolları işçisi gibi farklı meslek gruplarından temsilciler de katıldı.
Bilindiği üzere hâlihazırda net asgari ücret 17 bin 2 lira 12 kuruş olarak uygulanıyor. Brüt asgari ücret ise 20 bin 2 lira 50 kuruş. İşverenin toplam maliyeti ise sosyal güvenlik primi ve işsizlik sigorta fonu gibi kesintilerle birlikte 23 bin 502 lira 94 kuruşa çıkıyor.
“Enflasyonun mağduru işçidir”
TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar görüşmelerde, Temmuz ayında asgari ücrete ara zam yapılmamasına rağmen elektrik ve doğalgaz fiyatlarına yüzde 38 oranında zam geldiğini hatırlattı. Ağar, enflasyonun işçiler üzerinde yıkıcı etkiler yarattığını söyledi. “Enflasyonun nedeni işçiler değil; biz enflasyonun mağduruyuz” diyerek işçilerin ekonomik krizden en çok etkilenen kesim olduğunu vurguladı.
Asgari ücrette tarafların beklentileri neler?
TÜRK-İŞ, 2024 yılı enflasyon oranının asgari ücret artışı için yetersiz olduğunu savunarak insanca yaşama şartlarını sağlayan bir rakam talep ettiklerini belirtiyor. DİSK ise daha önce yaklaşık 33 bin 500 TL’lik bir asgari ücret talebi açıklamış ve bu rakamda ısrarcı olacaklarını duyurmuştu.
İşveren tarafı TİSK ise dengeli ve sürdürülebilir bir ücret belirlenmesi gerektiğini, istihdamın korunmasının öncelikleri olduğunu ifade ediyor.
İkinci toplantı 16 Aralık’ta
Toplantı sonrası açıklamalarda bulunan TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, işçi tarafı olarak henüz bir rakam açıklamayacaklarını, önce işverenin teklifini beklediklerini söyledi. İkinci toplantının 16 Aralık'ta yapılması kararlaştırıldı.
Dünkü ilk görüşmelere ilişkin detay veren Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, artan hayat pahalılığı ve enflasyon karşısında milyonlarca işçinin geçim mücadelesi verdiğini belirterek insana yakışır bir ücret talebini dile getirdi.
Konuşmasında asgari ücretin yalnızca rakamsal bir artıştan ibaret olmadığını, çalışanların yaşam koşullarını iyileştiren bir alım gücü standardına sahip olması gerektiğini vurgulayan Ağar, "Önemli olan asgari ücrete hangi oranda zam yapılacağı değil, 2025 yılında geçerli olacak asgari ücretin satın alma gücüdür” ifadelerine yer verdi.
Ağar, son yıllarda artan gıda, kira ve temel yaşam giderlerinin işçilerin bütçesini aşan seviyelere ulaştığını ifade ederken, “Bugün bir günlük asgari ücretle bir kilo et almak bile mümkün değil” diyerek gelirlerin giderek eridiğini belirtti.