Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet'in ölümüne ilişkin sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand'ın 'cinayet', 'nitelikli cinsel saldırı' ve 'hürriyeti tahdit' suçlarından yargılandığı davanın altıncı celsesinde karar çıktı. Mahkeme heyeti, sanıklardan Çağatay Aksu'ya müebbet, cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan da 12 yıl 6 ay, sanık Berk Akand'a ise 18 yıl 9 ay hapis cezası verdi. Ankara 31'inci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada mahkeme heyeti Çağatay Aksu'nun Şule Çet'e yönelik 'cinsel saldırı' ve 'alıkoyma' suçlarını gizlemek, delilleri ortadan kaldırmak ve yakalanmamak amacıyla işlediğine kanaat getirdi. Türk Ceza Kanunu'nun kasten öldürme suçunun nitelikli hallerini düzenleyen 82/1-h Maddesi uyarınca Çağatay Aksu'ya önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Daha sonra iyi hal indirimden ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını müebbet hapis cezasına çevirdi. Bir önceki duruşmada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcı sanık Çağatay Aksu'nun 'kasten öldürme' suçundan müebbet, 'cinsel saldırı' ve 'alıkoyma' suçlarından ise 39 yıl hapisle cezalandırılmasını istemişti. Sanık Berk Akand'ın ise aynı suçlara yardımdan toplam 31 yıl hapisle cezalandırılması talep edilmişti. Duruşmayı Şule Çet'in babası İsmail Çet, kadın örgütleri, STK'lar, Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan, CHP'li vekiller Aylin Nazlıaka, Gamze Taşçıer ve Mahmut Tanal gibi isimler izledi.

'SUÇ İŞLESEM KAÇARDIM'

Savunma yapan sanık Çağatay Aksu, olay sonrası bilgi sahibi sıfatıyla ifade verdiklerini, 45 gün sonra da Çet'e tecavüz edip, öldürmekle suçlanmaya başlandıklarını ifade etti. Sosyal medyada ve basında aleyhlerinde propaganda yapıldığını ve ardından haklarında tutuklama kararı verildiğini iddia eden Aksu, maktule cinsel saldırıda bulunmadığını söyledi. Aksu, halkın dava konusunda galeyana getirildiğini, sosyal medyada yalan haberlerle ortalığın kışkırtıldığını ve sonrasında tutuklandıklarını iddia ederek, 'Mümkün olmayan şeylerle yargılanıyorum. Herkes neler olduğunu merak ediyor. Şule'ye dokunmuşluğum yok. Suç işleseydim 45 gün içinde ülkeyi terk ederdim.' diye konuştu. Çet ile bir tartışma ya da boğuşma yaşamadıklarını, Çet'i aşağı atmadığını ve neden yargılandığını bilmediğini anlatan Aksu, şöyle konuştu: 'Takdir sizin. Dosyada aleyhime hiçbir şey yok. Gerekirse bir daha videolarımızı izlemenizi, Berk ile cezaevindeki mektuplarımızı okumanızı istiyorum. Namusum ve şerefim üzerine yemin ediyorum, bir tane yalan söylemedim. Şule'nin ölümüne ailesi kadar ben de üzüldüm. Psikolojim bozuldu. Her gece rüyamda Şule düşerken onu tuttum.' Sanık Akand ise olayın gerçekleştiği odada dahi bulunmadığını, suçsuz olduğunu savundu ve beraatini istedi. Sanık avukatları da savunmalarında mahkemenin kamuoyu baskısı altında olduğunu ileri sürdü. Akand'ın avukatlarından İskender Fatih Balkış, 'Müvekkilim, iki duble içki içmeye gittiği ve o gece tanıştığı bir kız nedeniyle 16 aydır içeride. Gelinen noktada kamuoyu baskısıyla ceza verilecekse, verilecek. Bu çocuklar 25-30 yaş aralığındaki cadılara teslim edilemez. Bu cadı avcıları sosyal medya aracılığıyla bir kamu baskısı yarattı.' dedi.

İYİ HAL İNDİRİMİ UYGULANDI

Sanıkların son sözlerinin de alınmasının ardından Mahkeme Başkanı Mehmet Ali Karaseyfioğlu hükmü açıkladı. Buna göre Çağatay Aksu 'kasten öldürme' suçundan müebbet hapse çarptırıldı. Aksu, 'nitelikli cinsel saldırı' suçundan 10 yıl, 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan da 2 yıl 6 ay olmak üzere ayrıca toplam 12 yıl 6 ay hapis cezası aldı. Sanık Berk Akand ise Aksu'nun eylemlerine yardım ettiği gerekçesiyle 'kasten öldürme' suçundan 12 yıl 6 ay, 'cinsel saldırı' suçundan 5 yıl, 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan da 1 yıl 3 ay olmak üzere toplam 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Kararı oy çokluğuyla alan heyet, sanıkların tutukluluklarının devamına hükmetti.

'BURUK BİR SEVİNÇ YAŞIYORUZ'

Karar sonrası adliye önünde açıklama yapan Çet ailesinin avukatlarından Umur Yıldırım, sürecin nihayete ulaşması için bir yıldır adalet mücadelesi verdiklerini söyledi. Kararda, Çatay Aksu'nun kasten öldürmek ve bir suçu gizlemekten dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırıldığını ifade eden Umur Yıldırım, mahkemenin Türk Ceza Kanunu'nun 62'inci maddesinde yer alan takdir indirimini uygulaması sonucu Aksu'ya müebbet hapis cezası verildiğini kaydetti. Yıldırım, 'Buruk bir sevinç yaşıyoruz. Burada acılı bir baba var ve çıkan karar her ne kadar babanın acısına bir nebze su serpse de takdir indiriminin uygulanacağını düşünmüyorduk ve kararı İstinaf Mahkemesi'ne taşıyacağız. Bu dosyada kamuoyu baskısı maalesef hukuksuz bir süreci hukuki bir sürece itmek için yapıldı. Bugün bu dosyada müebbet hapis cezası alan insanlar iki üç ay aramızda gezdi. Ve maalesef ki üç defa serbest bırakıldı. Kamuoyu baskısı deniyor ama adaletin tecellisi için kamuoyu baskısı oldu. Sanıkları bu dosyayı kamuoyundan saklamak için defalarca gizlilik kararı istediler, kapalı duruşma talep ettiler. İstedikleri tek şey kamuoyundan bu dosyayı saklamaktı. Ama kamuoyu da mahkeme de sizler de herkes karşısında durdu.''

'İÇİMİZE BİRAZ SU SERPİLDİ'

Karar sonrası açıklama yapan baba İsmail Çet, verilen hükmün yeterli olmadığını kararın tekrar gözden geçirilmesi için avukatların süreci takip etmeyi sürdüreceğini ifade etti. İsmail Çet, 'Şu anda suçu işleyenler cezasını aldı. İçimize biraz su serpildi ama bir baba olarak acım devam ediyor.' dedi.

Editör: Haber Merkezi