Nursel DİLEK MANAVBAŞI
Global ilaç ve tıbbi ürünler şirketi Baxter, Sepsis hastalığı konusunda farkındalık yaratmak amacıyla Türk Yoğun Bakım Derneği (TYBD) ile birlikte başlattığı ‘Farkına Var, Hayat Kurtar’ kampanyasının bu yıl dördüncüsünü gerçekleştirdi. Türk Yoğun Bakım Derneği (TYBD) Başkanı Prof. Dr. Tuğhan Utku sözcülüğünde Ankara’da gerçekleştirilen basın toplantısında antibiyotik direnci nedeniyle her 15 dakikada 1 kişinin Sepsisten hayatını kaybettiğini belirtti.
Sepsis, dünyadaki her beş ölümden biriyle ilişkilendiriliyor ve tüm hastane ölümleri arasında ilk sırada yer alıyor. Halk arasında kan zehirlemesi olarak bilinen Sepsis, vücudun enfeksiyonlara karşı verdiği kontrolsüz savunma tepkisi sonucunda kendi doku ve organlarına hasar vermesi olarak biliniyor. Sepsis nedeniyle her yıl yaklaşık 50 milyon sepsis görülürken bu vakaların yaklaşık 11 milyonu hayatını kaybediyor. Her 3 saniyede ise 1 kişi sepsis nedeniyle hayatını kaybediyor. Prof. Dr. Utku erken tanı ile ölümlerin yüzde 80 engellenebileceğini dile getiriyor. Bu nedenle sepsisi doğru anlamanın, erken tanı ve tedavide oldukça önemli olduğunu belirtiyor.
ANTİBİYOTİK DİRENCİ SEPSİSTEN KAYIPLARIN EN ÖNEMLİ SEBEBİ
Toplantıda dünyada her beş ölümden birinin ilişkilendirildiği ve tedavi edilmezse sebep olduğu septik şok ve çoklu organ yetmezliği ile dünyadaki gerçekleşen tüm hastane ölümlerinin bir numaralı sebebi olan sepsisin en temel nedenlerinden biri
olan antibiyotik direncinin oluşturduğu tehlikeye dikkat çekildi. Halk arasında antibiyotik direnci olarak AMR (Antimikrobiyal direnci) antimikrobiyalleri amaçlandığı gibi almamak, çok sık, gereksiz yere almak veya bir ilaç tedavisini bitirmemek anlamına geldiği kaydedilen toplantıda antimikrobiyal direnç nedeniyle yaygın tıbbi prosedürlerin(diş hekimi ziyaretleri, sezaryen, kalça protezleri, kemoterapi ve organ nakilleri gibi) daha fazla enfeksiyon riski taşıyacağı anlamına geldiği belirtildi.
Antibiyotik direncinde küçük çocuklar ve 60 yaş üstü kişilerin özellikle dikkatli olması gerektiğine değinen TYBD Başkanı Prof. Dr. Utku ‘Kalp hastalığı, KOAH, inme, Alzheimer, diyabet, böbrek rahatsızlığı, kanser ve otoimmün rahatsızlıkları ve altta yatan hastalıkları olan kişilerin mutlaka ciddi risk altında olduklarını ifade etti. Utku hastaların bu bilinçle hareket etmesi ve gereksiz antibiyotik kullanımından sakınması gerektiğini dile getirdi.
Prof. Dr. Utku yaptığı konuşmada “AMR nedeniyle basit bir diş hekimi ziyareti sonrası sepsise açık hale gelebilir, hatta sepsisin ağır seyretmesi halinde can kaybı yaşabilirsiniz diyerek uyarıda bulundu. Prof. Dr. Utku dünyada antibiyotik direncine (AMR)
bağlı ölüm oranı 2023 yılında dünya çapında 700 bin kişi iken 2050’ye gelindiğinde bu oranın yılda 10.000.000’e ulaşmasının öngörüldüğünü belirtti ve antibiyotik direncini yenebilmek için dikkat edilmesi gerekenleri şu şekilde sıraladı: “İyi hijyen ve aşılanma, reçelendirilmiş antibiyotik kullanma, savunmasız olan bireylere dikkat etme, halkı antibiyotik direnci(AMR) riskleri açısından eğitme, enfeksiyon riskini önlemek için dikkatli olunmasını sağlama.
Sepsis’te erken uyarı sistemi NEWS hayat kurtarıyor
Sepsisi önlemenin en önemli yolunun enfeksiyonu önlemek olduğunu belirten Prof. Utku; “Aşılanma, temiz su kullanımı, el hijyeni, hastane kaynaklı enfeksiyonların önlenmesi ve farkındalığın başlıca önlemler arasında yer aldığını aktardı. Sepsis gelişen
durumlarda ise erken tanı ve tedavinin yüzde 80 oranında mortaliteyi engelleyebildiğini ifade etti. Sepsisin erken tanınabilecek bir hastalık olması tedavi şansı, sağ kalım oranları ve uzun vadeli hasarların oluşması olasılığını azaltabileceğini belirten TYBD Başkanı erken uyarı sistemi news’ten bahsetti: “NEWS ile qSOFA’dan yüzde 13 daha hassas değerlendirme yapılabiliyor. Servislerde NEWS takibi sisteminin otomatize edilmesi ile daha erken tanı ve Yoğun Bakım Ünitelerinin daha erken devreye girmesi sağlanabilecektir.”
Sepsis geçirdikten sonra yaşayanların YÜZDE 40’ı ciddi ve uzun süren etkiler altında Kalıyor
Prof. Dr. Utku sepsis geçirmiş kişilerin hayatları boyunca sonuçlarıyla karşı karşıya kalabileceklerini belirtildi. Sepsis’in böbrek fonksiyon bozukluğu başta olmak üzere; karaciğer, solunum, kardiyovasküler ve nörolojik fonksiyon bozukluklarıyla sonuçlanabileceğini ifade eden Prof. Dr. Tuğhan Utku sepsisin sonuçlarının tahminlerimizden daha ağır olabileceğini, akciğer, böbrek, karaciğer hasarları
bırakabileceğini ifade etti. Bu hasarların yanı sıra tedavi olan hastalarda Post-sepis sendromu (PSS) görülebileceğini kaydeden Prof. Dr. Utku “PSS sepsisten kurtulanların yüzde 50’ ye kadarını etkileyen bir durumdur; fiziksel ve/veya psikolojik uzun vadeli etkileri içerir.
PSS başta yaşlılar olmak üzere, her yaştan insanı etkileyebilir. PSS etkilerini özetleyecek olursak: yürüyememe, banyo yapmak, tuvalet yapmak veya yemek hazırlamak gibi günlük aktivitelere katılamama, karmaşık görevleri yerine getirememe, günlük şeyleri hatırlayamama gibi sonuçları olabilmektedir.” dedi.
Sepsisin tedavi maliyetlerinin de yüksek olması erken teşhis ve tanının daha ne kadar önemli olduğunu göstermekte. Toplantıda yapılan açıklamada sepsiste hasta başına ortalama toplam hastane maliyetinin 1101 - 91.951 Euro olduğu belirtildi.
Sepsis için harcanan paranın sağlık bütçesinin %2,65’ine denk geldiği kaydedilen toplantıda, Türkiye’de 2023 sağlık bütçesinin 415,6 milyar TL olduğu, sadece sepsis için 2023 yılında yaklaşık 11 milyar TL’ye denk bir bütçe harcanmakta olduğu belirtildi. Erken tanı ve tedavi ile hastane yatışları ve diğer harcamaların azaltılabilmesi yoluyla sağlık bütçesinin çok daha akılcı kullanılabilmesine katkı sağlamanın mümkün olduğu vurgulandı. Sepsisin belirtilerinin farklı zamanlarda çeşitli durumlarda ortaya çıkabileceğinin altını çizen Prof. Utku, “Vücut ısısındaki değişimler (ateş veya düşük sıcaklık), aşırı titreme ve kas ağrısı, konuşma bozukluğu ve zihin bulanıklığı, şiddetli nefes darlığı, bir gün boyunca idrara çıkamama ve cildin beneklenmesi sepsisin başlıca belirtileri arasındadır. Bu durumlardan herhangi biriyle karşılaşılması durumunda acil olarak doktora başvurulmalıdır. Erken tanı ve doğru tedavi hayat kurtarıcı olacaktır. Sepsis tedavisinde her saniye değerlidir” diye konuştu.