İlçeye bağlı Yelten Mahallesi'nde kadınlarca kış öncesi hazırlanan tarhana, yoğurt yerine süt kesiği anlamına gelen "oturak" kullanılması ve içerisinde nohut mayası bulunmasıyla diğer tarhanalardan ayrılıyor.
Süt, domates, dövülmüş ya da haşlanmış nohut, buğday unu, ev yapımı nohut mayası, çörekotu ve kuru nane karışımından elde edilen tarhana, tuzlanmış torbalara dolduruluyor.
Torbalar, haftada bir çevrilerek yaklaşık bir ay güneş görmeyen yerde bekletiliyor. Daha sonra güneşte kurutulan tarhana, ezilip toz hale getiriliyor, bez torbalar ya da cam kavanozlara konularak saklanıyor.
"Kış aylarımızın vazgeçilmezidir"
Mahalle sakinlerinden Ayşe Kıllı, AA muhabirine, her yıl eylül ayında tarhana yapmaya başladıklarını söyledi.
Yöre halkının tarhanasız kış geçirmediğini belirten Kıllı, "Tarhanamızı sabah kahvaltısında bile içeriz, kış aylarımızın vazgeçilmezidir. Kışın her akşam yesek sıkılmayız. Grip olduğumuzda da hemen ocaklarımızda pişiririz, şifadır bizim için." dedi.
Kıllı, tarhananın tek başına yapılamayacağını, zahmetli olmasından dolayı aile fertleri ve komşuların yardımlaştığını dile getirdi.
Tarhananın yapımını anlatan Kıllı, şunları ifade etti:
"Buğdayı ayıklayıp yıkayarak işe başlarız. Nohutları ayrıca yıkar ve kuruturuz. Sonra nohutlar değirmene gider ve un olur. Un olduktan sonra sütten oturak yaparız. Yani sütü mayalar, ekşi hale getiririz. Domates, salça ve biberleri doğrar, nane, çörek otu ve nohut mayasıyla karıştırırız. En çok eylül ayında yapar, çuvallara koyarız. Hava şartlarına göre bir aya yakın sereriz. Kurutur ve kışlık yiyeceğimizi hazırlarız."
Yelten tarhanasının lezzetinin farklı olduğunu vurgulayan Selma Kıllı ise kendileri kadar çevreleri için de hazırladıklarını aktardı.
Tarhana için bu yıl birçok yakınının kendisini aradığını söyleyen Kıllı, "Bunun çok seveni, isteyeni olur. Lezzeti çok güzeldir. Diğer tarhanalardan da farklıdır. Kullandığımız malzemelerin hepsi bahçemizden toplanır." diye konuştu.
"Organik olduğu için lezzetlerimiz çok beğenilir"
Yelten Mahallesi Muhtarı Yetiş Özen de bölgenin tarhana ve keşkek gibi lezzetleriyle tanındığına dikkati çekti.
Bu lezzetlerin en ayırt edici özelliğinin organik ürünlerle yapılması olduğunun altını çizen Özen, şöyle devam etti:
"Taze sebze ve meyvelerden yapıldığı, organik olduğu için lezzetlerimiz çok beğenilir. Atalarımız günün her öğününde bu tarhanadan içerdi. Bizde ramazan ayında 30 gün tarhana pişer. Hangi eve girerseniz bunu görebilirsiniz. Tarhanamızın tanıtımını önemsiyoruz. 2015'ten bu yana düzenlediğimiz Yelten Tarhana Şenliği'ni bu yıl ağustos ayında gerçekleştirdik."
Slowfood Biyoçeşitlilik Vakfı tarafından yerel ürünlerin tanıtımına ve korunmasına katkı sağlamak amacıyla oluşturulan Uluslararası Nuh'un Ambarı (Ark of Taste) listesine 2016 yılında Yelten tarhanasının da girdiğini kaydeden Özen, "Tarhanamızın coğrafi işaret almasını istiyoruz. Bu, vatandaşlarımıza çok fayda sağlayacak." ifadelerini kullandı.