Bartın Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 195 sayfalık iddianamenin, Bartın Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmesiyle 25-28 Nisan, 3-5 Mayıs, 24-25 Temmuz ve 16-18 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilen duruşmaların ardından davanın 5. oturumu başladı. Bartın Adliyesi'nde özel olarak oluşturulan salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler, patlamada hayatını kaybedenlerin yakınlarıyla taraf avukatları katıldı.

Adliye içi ve çevresinde kolluk kuvvetlerince geniş güvenlik önlemi alındı. Zonguldak'tan arama kurtarma çalışmalarına katılan tahlisiye ekibinin dinlenilmesiyle başlayan duruşmada söz verilen tahlisiye ekibinden maden mühendisi Abdullah Sekme, patlamadan 19.30 gibi haberdar olduklarını ve 23.00 sıralarında ocağa girerek çalışmalara katıldıklarını anlattı.

Gaz değerlerinin yüksek olması nedeniyle -250 kotuna kadar inebildiklerini aktaran Sekme, değerlerin tehlikeli boyutta olması, -350 kotunda yoğun dumanlı yangının devam etmesi sebebiyle ocaktaki herkesin dışarı çıkarılması kararı alındığını söyledi. Ekipten maden işçisi Yaşar Korkmaz da 21.00 sularında -350 kotuna indiklerini ve taban yoluna girdiğinde yaklaşık 100 metrelik mesafede 10 madencinin cenazesiyle karşılaştıklarını kaydetti.

Tahlisiye ekibi üyesi Mustafa Özsoy, Amasra'ya gelerek cihazlarıyla maden ocağına girdiklerini, bölgede cenazelerle karşılaştıklarını, yoğun duman ve yangın nedeniyle geri dönmek zorunda kaldıklarını belirtti. Tahlisiye ekibinde yer alan diğer mühendis ve maden işçileri de ocağa girdiklerinde patlamanın etkisiyle bantların devrildiğini gördüklerini, gaz değerlerinin yüksek olması nedeniyle -250 kotunda beklediklerini ve yangının sönmemesi sebebiyle 03.00 sıralarında dışarı çıktıklarını anlattı.

Amasra Müessesesi'nde işçi tanık Mehmet Darçın, olay günü evinde olduğunu ve duyar duymaz kuruma giderek kurtarma çalışmalarına katıldığını, -350 kotuna indiğini ve ocak içerisinde bant üzerinde vefat eden madencilerin taşındığını gördüğünü söyledi. Fantüp yerleştirdikleri sırada metan gazı seviyesinin yükseldiğini ve uygun yerde bekleyerek dışarı çıktıklarını aktaran Darçın, "Gece saatlerinde tekrar ocağa girdim ve vefat eden arkadaşlarımızın çıkarılmasına yardım ettim." dedi.

Müşteki avukatlarının maske eğitimleriyle ilgili sorusuna Darçın, şunları söyledi:

"Şimdiye kadar hiç maske açmadık. Maske eğitimleri teorik olarak yüzeysel veriliyordu. Kurtarma çalışmalarına katılan arkadaşlarımızın maskelerini takamadıklarına, takmaya çalışırken yırttıklarına şahit oldum. Ama kazadan sonradan talep ederek sıfır maske taktım. Eğitimlerimiz de yoğunlaştı. Üretim baskısı da vardı, işçiye çok yüklenilirdi, mazeret izinlerimizi kullanamazdık. Patlamadan önce aspiratörün yenileneceği söylenmişti ama yapılmadan patlama oldu. Üretimin aksamaması için -250, - 350 kotunda da metan sensörleri aşağıya indirilirdi."

İşçi Murat Yılmaz, gündüz vardiyasında çalıştığı patlama günü olayın ardından kurtarma çalışmalarına katıldığını belirterek, "-350 kotunda vefat eden 2 arkadaşımı -250 kotuna çıkardık. Ocağa girdiğimizde patlamanın etkisiyle vagonların yan yattığını gördük." diye konuştu.

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Amasra Şubesi yönetimi adına tanık olarak dinlenilen Şube Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Çalışkan, kurumda iş güvenliği biriminde tahlisiye şefi olarak görev aldığını, patlama günü gündüz vardiyasından çıktığını ve olayı duyar duymaz müesseseye geçerek kurtarma çalışmalarına katıldığını anlattı.

Çalışkan, - 300 kotuna girdiğinde Rıdvan Acet'in cansız bedeniyle karşılaştığını, yaralı madencileri kurtarmaya çalıştıkları sırada -350 kotunda yangın çıkması nedeniyle ocaktan çıktıklarını aktararak, gece saatlerinde kurtarma çalışmalarına yeniden devam ettiklerinden bahsetti.

Mahkeme Başkanı'nın, "Üretim baskısı var mıydı?" şeklindeki sorusuna Çalışkan, "Yukarıdan aşağı üretim baskısı vardı." cevabını verdi. Mahkeme, 34 tanığın dinlenildiği duruşmaya diğer tanıkların dinlenilmesi için yarına kadar ara verdi.

SÜREÇ

Bartın'ın Amasra ilçesindeki TTK Amasra Müessesesine ait maden ocağında 14 Ekim 2022'de saat 18.15 sıralarında meydana gelen patlamada 41 işçi hayatını kaybetmiş, 11 işçi yaralanmıştı. Bir işçi sevk edildiği hastanede 4 Kasım 2022'de, bir işçi de 5 Nisan'da tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmişti. Amasra Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında aralarında TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir'in de bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı.

Şüphelilerden TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu ve Başmühendis Mehmet Tural ile kartiyelerden (birkaç üretim ünitesinden oluşan ocak) sorumlu maden mühendisleri Levent Aydın ve İbrahim Hakan Mengeş ile Emniyet Mühendisi Şahan Kahraman "bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olmak" suçundan tutuklanmış, 4 şüpheliye adli kontrol hükümleri uygulanmış, şüphelilerden 3'ü çıkarıldıkları hakimlikçe, 9'u savcılık sorgularının ardından serbest bırakılmıştı. Bu şüpheliler arasında yer alan bir kişi hakkında da soruşturma sürecinde takipsizlik kararı verilmişti.

İddianamede, tutuklu sanıklar Özdemir, Ekmekci, Soylu ve Tural hakkında 42 kez "olası kastla öldürme" suçundan toplam 840 yıldan 1050'şer yıla kadar, 4 kez "olası kastla yaralama" suçundan da toplam 4 yıl 16 aydan 12'şer yıla kadar hapis talep ediliyor. Bu 4 sanığın iki suçtan toplam 844 yıl 16 aydan 1062'şer yıla kadar hapsi istenen iddianamede, diğer 3'ü tutuklu 19 sanığın ise "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapsi isteniyor.

Mahkeme heyeti, 28 Nisan'daki duruşmada açıkladığı ara kararda, müessese müdür yardımcısı Salih Atmaca'nın adli kontrol şartıyla tahliyesine, diğer 7 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar vermişti.

Kaynak: AA