Akçam, TUİK’in verilerinden örneklerle başladığı açıklamasında şunları kaydetti: “Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; Türkiye genelinde konut satış sayısı ekim ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 8,7 gerileyerek, 93 bin 761 oldu. Konut satışları ocak-ekim döneminde ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14,3 azalışla 993 bin 835 olarak gerçekleşti. Ekim ayında konut satışlarında İstanbul 14 bin 941 konut satışı ve yüzde 15,9 ile en yüksek paya sahip oldu. Bu ili 7 bin 394 konut satışı ve yüzde 7,9 pay ile Ankara, 5 bin 192 konut satışı ve yüzde 5,5 pay ile İzmir takip etti. Konut satış sayısının en az olduğu iller ise 40 konut ile Hakkâri, 43 konut ile Ardahan ve 80 konut ile Bayburt oldu.
Türkiye'de yabancılara yapılan konut satışları, ekimde geçen yılın aynı ayına göre yüzde 52,9 azalarak 2 bin 535'e geriledi. Buna göre, ekimde yabancılara 2 bin 535 konut satıldı. Yabancılara konut satışları ocak-ekim döneminde ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 44,4 azalışla 30 bin 599 olarak gerçekleşti.
Türkiye genelinde ipotekli konut satışları ekimde geçen yılın aynı ayına göre yüzde 58 azalarak 5 bin 577 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 5,9 olarak gerçekleşti. Ocak-ekim dönemindeki ipotekli konut satışları ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 31,2 azalışla 166 bin 461 olarak belirlendi.
Türkiye genelinde diğer konut satışları ekimde geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1,4 azalarak 88 bin 184 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı yüzde 94,1 olarak gerçekleşti. Ocak-ekim döneminde gerçekleşen diğer konut satışları ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9,9 azalışla 827 bin 374 olarak kayıtlara geçti.
KONUTTA SATIŞ VE FİYAT SEYRİ NE YÖNDE OLACAK
Sektör temsilcileri olarak tüm satışlarda ciddi düşüşler olduğu bu seyrin bundan sonraki süreçte de devam edeceği kanaatindeyiz. Barınma ihtiyacı için konuta erişimin hayal ötesi olduğu bir ortamda etkenlerin en büyüğü, konut kredi faizleri halkın ödeyemeyeceği kadar yüksek aylık ödemelerin çıkmasıdır.
Öte yandan hep artan enflasyon oranlarının haricinde arsa maliyetlerinin ve işçilik, inşaat malzeme fiyatlarının hız kesmeden yükselmesi özellikle barınma ihtiyacı olan orta gelirli vatandaşın almak istediği konuta ulaşmasını imkânsız hale getiriyor. Şu an için sektör durağan bir şekilde ilerlerken sunni artış normal seviyelere doğru gelmektedir. Halbuki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından düşük maliyetle arsa tahsisinin hızlı bir şekilde sağlanması ve inşaat maliyetleri tarafında özellikle demir ve betondaki fahiş fiyatların engellenmesi, yine yapıcı firmanın işçilik tarafındaki maliyetlerine devlet tarafından muafiyet getirilmesi veya buradaki yüksek bedelin önüne geçmek için destek verilmesi, konut kredilerinin önünün açılması, yakın zamanda konuşulan 1.20 faiz ve 180 ay vadeli ilk ev alan kişilere yönelik konut kredisi uygulamasının hayata geçirilmesi sektörün üreticileri ve alıcıları bakımından büyük önem arz etmektedir..
Ümit ediyoruz rakamlar tarafında da bir iniş olsun, keza bahsettiğimiz durağanlığın fiyatlar tarafında direkt etkisi olmadığı, sadece satış sayılarının düşmesi yönündedir. Bu belirsizliğin inşaat sektörünün ekonomiyi direkt beslediği bir ortamda çıkmaza sokacağı kanaatindeyiz. Orta ve uzun vadede kalıcı yöntemlerle üzerine gidilerek çözümlenmesi, Türkiye’deki konut sorununu rahatlatacaktır.
Çok yüksek seviyelere ulaşan konut fiyatlarını düşürmek çok da kolay olmayacak gibi gözüküyor. Bu manada TOKİ ve Emlak Konut sürekli konut imal etmeli. Kentsel dönüşüm projeleri son zamanlarda nasıl ki avantajlı bir şekle sokulmaya çalışılsa da yerinde uygulamalarla arsa sahibine birebir daire verilmesi şeklinde olmalı.
Genç bir ülke olan Türkiye’mizin her geçen gün konut ihtiyacının gerekeceği kaçınılmazdır ve dolayısıyla köklü çözümlerin bulunması şarttır.”