Çanak ustası 50 yaşındaki Topuz, yörede Hititler döneminden itibaren yapıldığı bilinen mesleğini çocukluğundan beri devam ettiriyor. Dedesinin adını taşıyan atölyede çamurla haşır neşir olmaya başlayan, 8 yaşından itibaren de atölyelerde çıraklık yapan Topuz, ustalık eserlerini asırlardır ayakta olan tarihi mekanda üretip satışa sunuyor.
Yaklaşık 1000 metrekare kapalı alana sahip atölye, eski bir konağı andıran kemerli yapının yanı sıra kayadan oyma mahzenlerden oluşuyor. Turistler, atölyede, çanak üretimini gözlemleyip, ürünlerin bulunduğu odaları gezebiliyor.
Topuz, atölyedeki geleneksel tezgahta, Anadolu'da yaşamış eski medeniyetlerde kullanılan ürünlerin yanı sıra günümüzde talep edilen aksesuar ve kullanıma uygun malzemeleri çanak ve seramik toprağı kullanarak üretiyor. Yaklaşık 21 yıl çırak ve kalfa olarak çalıştığı atölyeye, 2002 yılında ortak olduğunu anlatan Topuz, şunları söyledi:
"Burası 750 yıldır kullanılan ve bu zamana gelen bir atölyedir. Hep çanak atölyesi olarak kullanılmış. Avanos'ta 5 bin yıldır çanakçılık yapılıyor. Günümüzde yeni tekniklerle sentezleyerek değişik formlar ortaya çıkarıyoruz. Plastik ürünlerin yaygınlaştığı 1960'lı yıllarda çanakçılık bitmeye başlamış. Babam da yurt dışına gitmiş, orada doğdum.1980'li yıllarda turizm canlanmaya başlayınca babam yeniden Avanos'a geldi. Babamın arkadaşı burada çanak atölyesi açınca çırak oldum. Daha sonra ortak işletme olarak devam ettik. Buradaki bazı yerler doğal kaya oyma bazı yerler insan yapısı. Atölye ve ürünleri sergilediğimiz odalar var. Kapadokya'ya neredeyse bütün ülkelerden misafir geliyor. Son dönemde Çinli turist arttı, ilgi gösteriyorlar. Bu işte sınır yok. Hayalin kadar ürün yapabilirsin. Son dönemde hem dekoratif hem kullanıma uygun ürünler ortaya çıkarıyoruz. Bardak, demlik, yemek setleri gibi ürünleri geliştirerek devam ediyoruz."
Topuz, atölye ve mahzenlerde tarihi ve doğal dokunun zarar görmemesi için herhangi bir düzenleme yapılmadığını da sözlerine ekledi.
Atölyeyi ziyaret eden turistlerden Tuğbanur İlker, Kapadokya gezisi kapsamında uğradığı atölyenin tarihi dokusundan etkilendiğini dile getirerek, "Kapadokya'ya ilk kez geliyorum. Daha önce fotoğrafları görüyordum gelince büyülendiğimi fark ettim. En çok yer altı mağaraları ve kemerli yapılar ilgimi çekti. Burada şaşırtıcı ve özellikli ürünler var. Kapadokya'nın farklı bir atmosferi var. Herkese gelip görmesini tavsiye ederim." diye konuştu.
Uğur Ağca da bölgedeki çeşitli turizm merkezlerinin yanı sıra Avanos'taki tarihi mekanları ziyaret ettiklerini, tarihi atölyedeki çanak ve seramik ürünleri beğendiğini ve bazılarını satın aldığını aktardı.