Halk arasında ‘büyüme hastalığı’ olarak bilinen Akromegali, ciltte et benlerinde ve benlerde artış, dudak, burun ve dilde büyüme ve eklem ağrısı gibi belirtilerle kendini gösterebiliyor. Nadir hastalıklardan biri olan Akromegali ile ilgili ayrıntılı bilgiler veren İç Hastalıkları Endokrinoloji Uzmanı Dr. Seher Usyanak, hastalığın tedavisinin mümkün olduğunu belirtti ve erken tedavinin önemine vurgu yaptı. Usyanak, “Büyüme hormonunun aşırı miktarda salgılanması sonucu gelişen bir hastalık olan Akromegali, her bir milyonda 130 kişide görülürken, ülkemizdeki hasta sayısının 11 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir” diye konuştu.

Hipertansiyon görülme yaşı 20’ye indi! Hipertansiyon görülme yaşı 20’ye indi!

“GÖRÜLME SIKLIĞI VE ŞİDDETİ KİŞİDEN KİŞİYE DEĞİŞİR”

“Genel olarak az sayıdaki akromegali ve gigantismli (devlik) hastada genetik nedenler hastalığın gelişiminden sorumlu tutulmaktadır” bilgisini veren İç Hastalıkları Endokrinoloji Uzmanı Dr. Seher Usyanak, hastalığın ortaya çıkması ile ilgili şu bilgileri aktardı: “Vücudun ‘orkestra şefi’ olarak bilinen hipofiz bezinin ‘adenom’ adı verilen iyi huylu tümörleri, normalden fazla miktarda büyüme hormonu salgılanmasına neden olur. Hipofiz bezinden salgılanan büyüme hormonu, insülin benzeri olan ve büyüme faktörü 1 (IGF-1) adı verilen başka bir hormonun karaciğerden salgılanmasına neden olur. IGF-1, vücutta doku ve organların büyümesini sağlayan diğer önemli bir hormondur.” Akromegali belirtilerinin görülme sıklığı ve şiddetinin kişiden kişiye değişebildiğinin altını çizen Dr. Seher Usyanak, erken belirtilerin hafif olduğunu, baş ağrısı ve eller ile ayaklarda şişme-büyüme şeklinde olabildiğini dile getirdi. “Zaman içinde hastalar el parmaklarında ve ayakkabı numarasında, özellikle de ayakların genişliğinde artış fark edebilir. Yavaş ilerleyen kemik ve yumuşak dokudaki genişlemeler, hastanın yüz özelliklerinin de değişmesine neden olur. Burun, dudak ve dilde büyüme, kaş bölgesinde belirginleşme, diş aralarında açılma ve alt çenede öne doğru ilerleme olur. Hastaların şimdiki durumunu yıllar önce çekilmiş eski fotoğrafları ile karşılaştırılarak yüzde oluşan değişiklikler daha kolay anlaşılabilir” şeklinde konuşan Dr. Seher Usyanak, diğer belirtileri ise şöyle sıraladı: “Baş ağrısı, görme bozukluğu, aşırı terleme, kalın, yağlı ve kokulu cilt, ciltte et benleri ve benlerde artış, büyümüş dudaklar, burun ve dil, ses kabalaşması, yorgunluk ve halsizlik, uyku apnesi, eklem ağrıları, adet düzensizliği ve memeden süt akıntısı, cinsel istekte azalma, erektil disfonksiyon gibi belirtiler görülebilir.”

“AKROMEGALİ TANISI 5-10 YIL KADAR GECİKEBİLİR”

Akromegalinin, karpal tünel sendromu, kalp yetmezliği, yüksek tansiyon, kalın bağırsakta polip ve kanserin ortaya çıkması, kabızlık, tiroid hastalıkları ve hemoroid riskini artırdığını da vurgulayan Dr. Seher Usyanak, şu uyarıları yaptı: “Akromegali belirtileri her yaşta ortaya çıkabilir ama genellikle 30 ilâ 50 yaş aralığındaki yetişkinlerde görülür. Çocukluk çağındaki hastalarda, kemik büyüme hatları kapanmadan önce büyüme hormonunun aşırı salgılanması sonucunda gigantisim (devlik) oluşur. Erişkinlerde ise büyüme tamamlandıktan sonra büyüme hormonunun aşırı salgılanması akromegaliye neden olur. Akromegali belirtileri, zaman içinde kademeli olarak yavaş geliştiği için, hastalar ve aileler değişiklikleri fark etmeyebilir. Bu nedenle Akromegali tanısı 5-10 yıl kadar gecikebilir. Akromegali genel olarak kadın ve erkeklerde eşit oranda görülür.” “Akromegaliden şüphelenildiğinde kanda büyüme hormonu ve IGF-1 düzeyleri ölçülür. Tek bir kan testinde büyüme hormonun yüksek bulunması tanı için yeterli değildir. Bu nedenle şeker yükleme testi sırasında büyüme hormon ölçümlerinin yapılması uygun olur” bilgisini veren Dr. Seher Usyanak, hastalığın tedavisi konusunda bilgiler aktardı: “Yapılan araştırmalarda, tedavi uygulanmayan veya yeterli şekilde tedavi edilmeyen hastaların diyabet, tansiyon yüksekliği, kalp hastalıkları, solunum hastalıkları ve çeşitli kanserlere yakalanma olasılığının daha yüksek olduğu gösterilmiştir. Aynı zamanda yaşam beklentisinin de daha kısa olduğu bilinmektedir. Akromegali başarılı bir şekilde tedavi edildikten sonra bu riskler ortadan kalkar.”

“DEPRESYON VE ANKSİYETEYE NEDEN OLABİLİR”

Akromegali ve ona eşlik eden hastalıkların tedavi sürecinin endokrinologlar önderliğinde multidisipliner olarak planlanması ve yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Seher Usyanak, tedavide son yıllarda yeni ilaçların ve yöntemlerin kullanılması ile başarılı sonuçlar elde edildiğini vurguladı. Tedavi başarılı olduğunda yüz ve ekstremitelerdeki yumuşak doku azalmasına bağlı olarak el ve ayaklarda küçülme, yüz hatlarında kısmen düzelme oluştuğunu da belirten Dr. Seher Usyanak, “Baş ağrısı ve adenoma bağlı görme sorunları genellikle düzelir. Aşırı terleme ve horlamanın azalmasının yanı sıra kan şekeri ve kan basıncı yüksekliğinin kontrol alınır” dedi. Dr. Seher Usyanak, hastalığa özgü fiziksel değişikliklerin hastaları duygusal açıdan da zorladığını ve bu nedenle görünümleriyle ilgili yaşadıkları endişenin yaşam kalitesinde azalma, depresyon ve anksiyeteye neden olabildiğini de sözlerine ekledi. Dr. Seher Usyanak, hastaların psikolojik destek almalarının da bu noktada önemli olduğunun altını çizdi.

Muhabir: Hatice Gürel